Bir yorumcu arkadaş The Mist filmi ile The Fog filmini karıştırmış galiba. Ünlü korku yönetmeni John Carpenter’in The Fog filminde de doğru böyle bir sis vardı, o sis okyanustan karaya gelirdi. 200 sene önce kasabayı kuranlar tarafından kayalıklara yönlendirilmiş içi cüzzamlı dolu bir gemiyi ve onun içindeki hayaletleri anlatırdı. The Mist ise dağdan yayılan ve içinde devasa yaratıklar bulunan bir sisi anlatıyor. King’in kitabını okumadım ama filmi izledim. Kitabı okuyanlar filmle kitabın farklı olduğunu söylüyordu. Şimdi de dizi farklı. ana konu ise şu, bir kasabaya dağdan sis çöker. Siste yaratıklar vardır. Sisin çökme sebebi ise dağda bulunan askeri üste yapılan bir boyutlararası deneymiş, bir kapı açılmış ve bir başka boyuttan devasa yaratıklar dünyaya geçmiş. Film böyleydi. Dizi yazmak ise zordur, eldeki kısıtlı konuyu pek çok bölüme yaymak lazımdır. Bu proje en az 3 sezon olarak planlanmış olmalı. Buna göre yaratıkları anca 8-10. bölümde görebilecğiz. Ancak eğer ratingler düşerse yedek plan devreye girer ve aksiyon mesela 5-6. bölümlere çekilebilir o zaman da dizinin pusulası biraz şaşabilir. Ne yazık ki Stephen King’in roman ve öykülerinden uyarlanan her film ve dizi aşırı sorunludur. Çünkü aslında adam 100 sayfada anca 10 sayfalık olay anlatır gerisi karakter tahlilleri ve küçük Amerikan taşra kasabası yaşamının gündelik olayları, kasabalılar arası ilişki ve çekişmelerdir. Bir de dine çok fazla vurgu vardır. S. King bir öğretmendir ve taşrada büyümüştür. büyük şehirleri değil küçük kasabaları o yüzden anlatır. Bu ne aksiyon ne korku ne de bilimkurgu dizisi gibi. Ne yazık ki pek çok izleyici 2. sezon sonunda bu diziyi bırakabilir çünkü Küre (under The Dome) da 2. sezon sonunda sıkıcı olmuştu. Fakat ABD film ve dizi endüstrisi bu yaratıcı yazarı çok sever çünkü uzun ve sıkıcı (şimdiye kadar 1 tane romanını okudum içim şişti bıraktım, Sthendal’ı okurum daha iyi hiç olmazsa klasik okuyorum diye hava basarım diye düşünmüştüm ortaokulda) romanları her daim küçük kasabalarda geçer. Ucuz bütçe, ünlü olmayan oyuncu, neredeyse hiç kullanılmayan efektler ile film ve dizi çekebilirsiniz üstelik de okuyucu kitlesi olduğundan izleyici kitlesi de vardır. Mesela benim ilk 3 sezonunu severek izlediğim ama en son sezonunu sıkılıp bıraktığım bir dizisi bile vardı:Colorado Kid 2005 (bir öykü) Haven ismiyle 2010’da 5 sezonluk dizi olarak (tabii sadece en fazla 3 sezon gider diye hesap yapılmıştı) çekildi. Kitapla tek alakası bir kasabada bulunan Colorado Kid ismi verilen isimsiz bir kurbandı o kadar. Kısaca senaristler de biliyor ki bu adamın kitaplarından onun yazdığı gibi dizi yapsalar tutmaz, izleyici sıkıntıdan ölür. S. King’in en güzel uyarlamaları 1980lerde yapılanlardı, mesela benim çocukluğumun efsane filmi Salem’s Lot 1-2 filmleri devrin en güzel vampir filmleriydi. Ama 90larda dizisi yapıldı (mini dizi) ve tutmadı. Yazar,tüm taşralı Amerikalılar gibi dine çok fazla taktığından (dindar ya da ateist olması sorun değil) her eserinde sürekli İncil, kilise var ve bu da taşra dışında yaşayan Amerikalıları ve Hristiyan olmayan diğer ülke halklarını sıkmakta. Şu an bu dizide Türk izleyici sıkılıyor çünkü aslında bu bölümün amacı inançsızların tanrıyı bulması ile ilgili bir sublime mesaj veriyor Amerikan toplumuna. Biz Müslüman olduğumuz için bu mesajı almıyor (bizim alıcılar bu kanala ayarlı değil çünkü) ve bu bölümleri vakit kaybı-sıkıcı olarak görüyoruz. Halbuki yazar S. king ve onun kitaplarını film yapan endüstri, zaten hayatlarını bu dini projeye adamışlar. ABD toplumunu WASP (white, Anglo Saxon Protestan) ideolojiye göre yönlendirmekte. Main Portland’da doğan ve ABD’nin Orta Batı denen en yobaz eyaletlerini dolaşarak büyünen King, çocukluğundan beri kiliseye giden bir Methodist (mezhep). Şu an gitmiyor ama İncil’i düzenli okuyor. ABD’nin en radikal Hristiyan örgütlerinden biri olan Salvation Army 8Kurtuluş Ordusu) da Methodist’tir.Evangelist akımı da Methosdisttir. Hani şu Armageddon kopacak Ortadoğu’da sürekli İsrail’i destekleyelim diyenler. Bush ailesi gibi özellikle son dönem İslam düşmanlarının mezhebidir.Tabii S. King bir İslam düşmanı değildir. Hiç öyle bir açıklamasını duymadık, hatta özellikle geçirdiği trafik kazasından sonra sakat kalınca bu kiliseye artık gitmiyormuş. Methodist Kilisesi üyelerinin gelirlerinin %10’una el koyduğundan (bağış zorunluluğu) hem çok zengin (petrol cenneti, silah fabrikalarının üssü olan Texas eyaletinin çoğu Methodist olduğunu bilirseniz durumu anlarsınız) belki de tedavi masrafları yüzünden (ABD’de sağlık aşırı pahallı) kiliseye gitmekten vazgeçmiştir. İşte S.King, her kitabında okuyucusuna bilinç altından Methodist mesajlar verir, bu yüzden tutucu sağ medya (TV’ler de medya sektörünün bir koludur) ve Methodistler tarafından maddi olarak desteklenene film şirketleri sürekli S. King gibi yazarların kitaplarını film -dizi yaparlar. Halbuki korku-b.kurgu türünde yazan-film yapan o kadar çok yazar vardır ki nedense Hollywood hep bu sığ kitapları çeker. Mesela Sovyetlerde doğup ABD’ye küçükken göç eden bir bilim adamı ve yazar olan Yahudi kökenli İsaac Asimov’un 300’e yakın kurgusu (öykü) ve binlerce bilimsel makalesi vardır. Kaç kişi Asimov filmi izledi-dizisi izledi? Yok! Çekmezler çünkü! Herhalde her b-kurgu severin bidiği I, Robot Ben Robot kitabının yazarı ve 3 Robot Kuralı’nı icat eden Asimov olduğu halde var mıdır sağlam bir dizisi? Bu yüzden Türk izleyici hiç bir içeriği olmayan S. King filmlerini izleyip sıkılmakta çook haklıdır çünkü insan beyni için yazmıyor-çekilmiyor S. King kitapları Methodist süblime (bilinçaltı) mesaj vermek için çekiliyor.
Oyunculuk gerçekten vasat. Böyle bir dizinin oyunculuğu vs. iyi olmalıydı. Ayrıca konu da oldukça yavaş ilerliyor. Şuan sırf diziye başladığım için izliyorum.
Dizi elestirmeni gibi ahkam kesip sayfalarca yazan arkadaşlar yüzünden kaç dizi heba etmiş biri olarak yazıyorum ki hem kitabı okudum hem filmi izledim, dizi ile.film kıyaslaması yapacak değilim ancak dizi iyi gidiyor, izlemeye değer. Kan vahşet, zombi, vampir kısır döngüsü dışında bir konusu var.
Çok vasat bir amerikan dizisi daha insanların akıllarıyla dalga geçmeye bayılıyorlar mı bilemiyorum artık 3 bölümdür ahanda şurada şu olacak diye söylediğim tüm tahminler doğru çıkıyor arkadaş yok böyle senaryo zaten oyunculuklar rezalet hiç lafını açmıyorum bile
Dahası çok absürt sahneler var neyse umarım bu final bölümüdür diyecem de bazı insanlar da böyle seviyormuş yorumlara bakılırsa
Not : yorumları okuyup izleyip izlemeyeceğini kararlaştıran arkadaş varsa sakın bakmasın zaman kaybı
Ben başrol oyuncularını hiç sevmedim.Heleki Vikingteki kadını görünce. Tamam değişik bir kadın ama kesinlikle çok kötü oynuyor.Maalesef filmi izlemiş biri olarak film diziye beş basar.Bir diğer kitap uyarlaması Kubbenin altındada kötüydü buda pek umut vadetmiyor.Birde keşke her senaryoyu gençlik dizisi haline çevirmeseler.Umarım ilerleyen bölümlerde dizi farklı bir tempoda gider.
Asil 80 ler ve 90 larda cikan tum kitaplarini okudugum dean r. Koontz un kitaplarini sinemaya uyarlanmalarinin cok az olmasi. S. King gibi sisirilmis biri karsisinda bir cevherdir dean ancak beyazperde konusunda sikintilara sahip.. sinemaya uyarlanan ranlarindan biri phantom du sanirim.. gerilim otesi.
Bir yorumcu arkadaş The Mist filmi ile The Fog filmini karıştırmış galiba. Ünlü korku yönetmeni John Carpenter’in The Fog filminde de doğru böyle bir sis vardı, o sis okyanustan karaya gelirdi. 200 sene önce kasabayı kuranlar tarafından kayalıklara yönlendirilmiş içi cüzzamlı dolu bir gemiyi ve onun içindeki hayaletleri anlatırdı. The Mist ise dağdan yayılan ve içinde devasa yaratıklar bulunan bir sisi anlatıyor. King’in kitabını okumadım ama filmi izledim. Kitabı okuyanlar filmle kitabın farklı olduğunu söylüyordu. Şimdi de dizi farklı. ana konu ise şu, bir kasabaya dağdan sis çöker. Siste yaratıklar vardır. Sisin çökme sebebi ise dağda bulunan askeri üste yapılan bir boyutlararası deneymiş, bir kapı açılmış ve bir başka boyuttan devasa yaratıklar dünyaya geçmiş. Film böyleydi. Dizi yazmak ise zordur, eldeki kısıtlı konuyu pek çok bölüme yaymak lazımdır. Bu proje en az 3 sezon olarak planlanmış olmalı. Buna göre yaratıkları anca 8-10. bölümde görebilecğiz. Ancak eğer ratingler düşerse yedek plan devreye girer ve aksiyon mesela 5-6. bölümlere çekilebilir o zaman da dizinin pusulası biraz şaşabilir. Ne yazık ki Stephen King’in roman ve öykülerinden uyarlanan her film ve dizi aşırı sorunludur. Çünkü aslında adam 100 sayfada anca 10 sayfalık olay anlatır gerisi karakter tahlilleri ve küçük Amerikan taşra kasabası yaşamının gündelik olayları, kasabalılar arası ilişki ve çekişmelerdir. Bir de dine çok fazla vurgu vardır. S. King bir öğretmendir ve taşrada büyümüştür. büyük şehirleri değil küçük kasabaları o yüzden anlatır. Bu ne aksiyon ne korku ne de bilimkurgu dizisi gibi. Ne yazık ki pek çok izleyici 2. sezon sonunda bu diziyi bırakabilir çünkü Küre (under The Dome) da 2. sezon sonunda sıkıcı olmuştu. Fakat ABD film ve dizi endüstrisi bu yaratıcı yazarı çok sever çünkü uzun ve sıkıcı (şimdiye kadar 1 tane romanını okudum içim şişti bıraktım, Sthendal’ı okurum daha iyi hiç olmazsa klasik okuyorum diye hava basarım diye düşünmüştüm ortaokulda) romanları her daim küçük kasabalarda geçer. Ucuz bütçe, ünlü olmayan oyuncu, neredeyse hiç kullanılmayan efektler ile film ve dizi çekebilirsiniz üstelik de okuyucu kitlesi olduğundan izleyici kitlesi de vardır. Mesela benim ilk 3 sezonunu severek izlediğim ama en son sezonunu sıkılıp bıraktığım bir dizisi bile vardı:Colorado Kid 2005 (bir öykü) Haven ismiyle 2010’da 5 sezonluk dizi olarak (tabii sadece en fazla 3 sezon gider diye hesap yapılmıştı) çekildi. Kitapla tek alakası bir kasabada bulunan Colorado Kid ismi verilen isimsiz bir kurbandı o kadar. Kısaca senaristler de biliyor ki bu adamın kitaplarından onun yazdığı gibi dizi yapsalar tutmaz, izleyici sıkıntıdan ölür. S. King’in en güzel uyarlamaları 1980lerde yapılanlardı, mesela benim çocukluğumun efsane filmi Salem’s Lot 1-2 filmleri devrin en güzel vampir filmleriydi. Ama 90larda dizisi yapıldı (mini dizi) ve tutmadı. Yazar,tüm taşralı Amerikalılar gibi dine çok fazla taktığından (dindar ya da ateist olması sorun değil) her eserinde sürekli İncil, kilise var ve bu da taşra dışında yaşayan Amerikalıları ve Hristiyan olmayan diğer ülke halklarını sıkmakta. Şu an bu dizide Türk izleyici sıkılıyor çünkü aslında bu bölümün amacı inançsızların tanrıyı bulması ile ilgili bir sublime mesaj veriyor Amerikan toplumuna. Biz Müslüman olduğumuz için bu mesajı almıyor (bizim alıcılar bu kanala ayarlı değil çünkü) ve bu bölümleri vakit kaybı-sıkıcı olarak görüyoruz. Halbuki yazar S. king ve onun kitaplarını film yapan endüstri, zaten hayatlarını bu dini projeye adamışlar. ABD toplumunu WASP (white, Anglo Saxon Protestan) ideolojiye göre yönlendirmekte. Main Portland’da doğan ve ABD’nin Orta Batı denen en yobaz eyaletlerini dolaşarak büyünen King, çocukluğundan beri kiliseye giden bir Methodist (mezhep). Şu an gitmiyor ama İncil’i düzenli okuyor. ABD’nin en radikal Hristiyan örgütlerinden biri olan Salvation Army 8Kurtuluş Ordusu) da Methodist’tir.Evangelist akımı da Methosdisttir. Hani şu Armageddon kopacak Ortadoğu’da sürekli İsrail’i destekleyelim diyenler. Bush ailesi gibi özellikle son dönem İslam düşmanlarının mezhebidir.Tabii S. King bir İslam düşmanı değildir. Hiç öyle bir açıklamasını duymadık, hatta özellikle geçirdiği trafik kazasından sonra sakat kalınca bu kiliseye artık gitmiyormuş. Methodist Kilisesi üyelerinin gelirlerinin %10’una el koyduğundan (bağış zorunluluğu) hem çok zengin (petrol cenneti, silah fabrikalarının üssü olan Texas eyaletinin çoğu Methodist olduğunu bilirseniz durumu anlarsınız) belki de tedavi masrafları yüzünden (ABD’de sağlık aşırı pahallı) kiliseye gitmekten vazgeçmiştir. İşte S.King, her kitabında okuyucusuna bilinç altından Methodist mesajlar verir, bu yüzden tutucu sağ medya (TV’ler de medya sektörünün bir koludur) ve Methodistler tarafından maddi olarak desteklenene film şirketleri sürekli S. King gibi yazarların kitaplarını film -dizi yaparlar. Halbuki korku-b.kurgu türünde yazan-film yapan o kadar çok yazar vardır ki nedense Hollywood hep bu sığ kitapları çeker. Mesela Sovyetlerde doğup ABD’ye küçükken göç eden bir bilim adamı ve yazar olan Yahudi kökenli İsaac Asimov’un 300’e yakın kurgusu (öykü) ve binlerce bilimsel makalesi vardır. Kaç kişi Asimov filmi izledi-dizisi izledi? Yok! Çekmezler çünkü! Herhalde her b-kurgu severin bidiği I, Robot Ben Robot kitabının yazarı ve 3 Robot Kuralı’nı icat eden Asimov olduğu halde var mıdır sağlam bir dizisi? Bu yüzden Türk izleyici hiç bir içeriği olmayan S. King filmlerini izleyip sıkılmakta çook haklıdır çünkü insan beyni için yazmıyor-çekilmiyor S. King kitapları Methodist süblime (bilinçaltı) mesaj vermek için çekiliyor.
Konuyu çok güzel özetlemişsin, ilave olarak silahşor Roland ve Kara Kule serisi sanırım dizi olacak, onda konular daha da derin ve sosyal mesajlar her bölümde ayrı ayrı işlenmiş. Sis in hem romanını okudum hemde filmini izledim, Okbaşı gizli bir askeri proje ve başka bir boyuta açılan kapı bir sebeple kapanmıyor, bizim insanlarda o yaratıklar için yem oluyor, konu kısaca böyle)) Diziyi kaç sezon böyle sığ bir konu etrafında sürdüreceklerini merak ediyorum.
bu tarz konularla ilgilenen insanları görünce acayip mutlu oluyorum.
tebrik ederim.
(bi daha bu kadar uzun bi yorum yaparsanız paragraf kullanın lütfen okurken gerçekten çok göz yoruyo)
dizide olayın ciddiyetini anlamayan vurdum duymaz bi dünya karakter var. Zaten ana olayın kendisinden çok karakterlerin duyguları işleniyor. Oyunculuk yetersiz kalmış. Asıl düşmanın kim veya ne olduğu bilinmeden birbirlerine girmeye başladılar çok saçma.Cinayetler işleniyor, katliam oluyor, garip olaylar oluyor ama herkes sakin buz gibi. Stephen King hatırına izledim ilk bölümü, tamam giriş yaptılar dedim ama 2 ve 3. bölümler çoook basit ve sıkıcıydı be.
Bazilari dizi ile film arasindaki fark i bilmeyenler var diyerek benim elestirime ustu kapali cevap yazmis da…3 bolumunde zerre konu hakkinda bilgi vermeyen bu tarz diziler rating kayiplari ve sonucunda 2. Sezonu gormeden cekilmeler ile sonuclanir.
3 bolum bitti ortada zerre dizi su noktadan yurur denecek birsey yok. Konusu geregi kisa zaman suresi icinde aksiyonu icermesi gereken bir yapiya sahipken bunu uzun bolumlere yaymak absurdluge dogru evriliside beraberinde getirecek.
S. King in romaninda ki unsurlari 10 bolume yayarsaniz ileriki bolumlerde de ana konudan surekli kopuslar ve duragan/sıkıci evrilisler goreceginiz kesin
zamanı vaktinde sis diye bi film izlemiştim.sonunda zavallı hayaletler cıkıyordu.acaba bu dizi o filmin uyarlmasımı…ama o filmde burdaki gibi ölümler igrenc değildi….güzel başladı güzel de devam eder umarım.sıkılmadım tam kararında gidiyor
Bence dizi gayet iyi ilerliyor bazı düşüncezi insanlar diziyi filmiyle kıyaslıyor 2 saatlik bir filmde tabiki aksiyon olacaktır siz bunu 2 saatlik bir yapı mı zatenniz cidden hiç düşünmeden yorum yapıyorsunuz.Adamlar 10-20 bölüm çecekler tabiki olayların gelişmesi için aşamalar gerekli . Filmi izlediniz diye hemen aksiyonun içinde olamassınız.Karekterleri tanıyıp kişiliklerini görmeliyiz ilk önce cidden o yorumları yazan arkadaşları kınıyorum.
Dizi 3 bolum gecirdi herkes s.king in sinemaya uyarlanan the mist romaninin tadini beklediginden dayaniyor diziye yoksa su ana kadar zerre aksiyon heyecan yok. Aylardir bekledigim diziydi tam hayal kirikligi oldu
İlk 3 bölüme göre gayet güzel başladı konu olarak öldüren sis filmiyle aynı gibi gözüküyor.Bu şekilde devam edecekse populer bir dizi olacaktır ayrıca bu tarz film severler varsa kesinlikle kaçırmasın izlesin.Bu arada sonlarda ki müzikler gerçekten güzel.
Popüler Yorumlar
Bir yorumcu arkadaş The Mist filmi ile The Fog filmini karıştırmış galiba. Ünlü korku yönetmeni John Carpenter’in The Fog filminde de doğru böyle bir sis vardı, o sis okyanustan karaya gelirdi. 200 sene önce kasabayı kuranlar tarafından kayalıklara yönlendirilmiş içi cüzzamlı dolu bir gemiyi ve onun içindeki hayaletleri anlatırdı. The Mist ise dağdan yayılan ve içinde devasa yaratıklar bulunan bir sisi anlatıyor. King’in kitabını okumadım ama filmi izledim. Kitabı okuyanlar filmle kitabın farklı olduğunu söylüyordu. Şimdi de dizi farklı. ana konu ise şu, bir kasabaya dağdan sis çöker. Siste yaratıklar vardır. Sisin çökme sebebi ise dağda bulunan askeri üste yapılan bir boyutlararası deneymiş, bir kapı açılmış ve bir başka boyuttan devasa yaratıklar dünyaya geçmiş. Film böyleydi. Dizi yazmak ise zordur, eldeki kısıtlı konuyu pek çok bölüme yaymak lazımdır. Bu proje en az 3 sezon olarak planlanmış olmalı. Buna göre yaratıkları anca 8-10. bölümde görebilecğiz. Ancak eğer ratingler düşerse yedek plan devreye girer ve aksiyon mesela 5-6. bölümlere çekilebilir o zaman da dizinin pusulası biraz şaşabilir. Ne yazık ki Stephen King’in roman ve öykülerinden uyarlanan her film ve dizi aşırı sorunludur. Çünkü aslında adam 100 sayfada anca 10 sayfalık olay anlatır gerisi karakter tahlilleri ve küçük Amerikan taşra kasabası yaşamının gündelik olayları, kasabalılar arası ilişki ve çekişmelerdir. Bir de dine çok fazla vurgu vardır. S. King bir öğretmendir ve taşrada büyümüştür. büyük şehirleri değil küçük kasabaları o yüzden anlatır. Bu ne aksiyon ne korku ne de bilimkurgu dizisi gibi. Ne yazık ki pek çok izleyici 2. sezon sonunda bu diziyi bırakabilir çünkü Küre (under The Dome) da 2. sezon sonunda sıkıcı olmuştu. Fakat ABD film ve dizi endüstrisi bu yaratıcı yazarı çok sever çünkü uzun ve sıkıcı (şimdiye kadar 1 tane romanını okudum içim şişti bıraktım, Sthendal’ı okurum daha iyi hiç olmazsa klasik okuyorum diye hava basarım diye düşünmüştüm ortaokulda) romanları her daim küçük kasabalarda geçer. Ucuz bütçe, ünlü olmayan oyuncu, neredeyse hiç kullanılmayan efektler ile film ve dizi çekebilirsiniz üstelik de okuyucu kitlesi olduğundan izleyici kitlesi de vardır. Mesela benim ilk 3 sezonunu severek izlediğim ama en son sezonunu sıkılıp bıraktığım bir dizisi bile vardı:Colorado Kid 2005 (bir öykü) Haven ismiyle 2010’da 5 sezonluk dizi olarak (tabii sadece en fazla 3 sezon gider diye hesap yapılmıştı) çekildi. Kitapla tek alakası bir kasabada bulunan Colorado Kid ismi verilen isimsiz bir kurbandı o kadar. Kısaca senaristler de biliyor ki bu adamın kitaplarından onun yazdığı gibi dizi yapsalar tutmaz, izleyici sıkıntıdan ölür. S. King’in en güzel uyarlamaları 1980lerde yapılanlardı, mesela benim çocukluğumun efsane filmi Salem’s Lot 1-2 filmleri devrin en güzel vampir filmleriydi. Ama 90larda dizisi yapıldı (mini dizi) ve tutmadı. Yazar,tüm taşralı Amerikalılar gibi dine çok fazla taktığından (dindar ya da ateist olması sorun değil) her eserinde sürekli İncil, kilise var ve bu da taşra dışında yaşayan Amerikalıları ve Hristiyan olmayan diğer ülke halklarını sıkmakta. Şu an bu dizide Türk izleyici sıkılıyor çünkü aslında bu bölümün amacı inançsızların tanrıyı bulması ile ilgili bir sublime mesaj veriyor Amerikan toplumuna. Biz Müslüman olduğumuz için bu mesajı almıyor (bizim alıcılar bu kanala ayarlı değil çünkü) ve bu bölümleri vakit kaybı-sıkıcı olarak görüyoruz. Halbuki yazar S. king ve onun kitaplarını film yapan endüstri, zaten hayatlarını bu dini projeye adamışlar. ABD toplumunu WASP (white, Anglo Saxon Protestan) ideolojiye göre yönlendirmekte. Main Portland’da doğan ve ABD’nin Orta Batı denen en yobaz eyaletlerini dolaşarak büyünen King, çocukluğundan beri kiliseye giden bir Methodist (mezhep). Şu an gitmiyor ama İncil’i düzenli okuyor. ABD’nin en radikal Hristiyan örgütlerinden biri olan Salvation Army 8Kurtuluş Ordusu) da Methodist’tir.Evangelist akımı da Methosdisttir. Hani şu Armageddon kopacak Ortadoğu’da sürekli İsrail’i destekleyelim diyenler. Bush ailesi gibi özellikle son dönem İslam düşmanlarının mezhebidir.Tabii S. King bir İslam düşmanı değildir. Hiç öyle bir açıklamasını duymadık, hatta özellikle geçirdiği trafik kazasından sonra sakat kalınca bu kiliseye artık gitmiyormuş. Methodist Kilisesi üyelerinin gelirlerinin %10’una el koyduğundan (bağış zorunluluğu) hem çok zengin (petrol cenneti, silah fabrikalarının üssü olan Texas eyaletinin çoğu Methodist olduğunu bilirseniz durumu anlarsınız) belki de tedavi masrafları yüzünden (ABD’de sağlık aşırı pahallı) kiliseye gitmekten vazgeçmiştir. İşte S.King, her kitabında okuyucusuna bilinç altından Methodist mesajlar verir, bu yüzden tutucu sağ medya (TV’ler de medya sektörünün bir koludur) ve Methodistler tarafından maddi olarak desteklenene film şirketleri sürekli S. King gibi yazarların kitaplarını film -dizi yaparlar. Halbuki korku-b.kurgu türünde yazan-film yapan o kadar çok yazar vardır ki nedense Hollywood hep bu sığ kitapları çeker. Mesela Sovyetlerde doğup ABD’ye küçükken göç eden bir bilim adamı ve yazar olan Yahudi kökenli İsaac Asimov’un 300’e yakın kurgusu (öykü) ve binlerce bilimsel makalesi vardır. Kaç kişi Asimov filmi izledi-dizisi izledi? Yok! Çekmezler çünkü! Herhalde her b-kurgu severin bidiği I, Robot Ben Robot kitabının yazarı ve 3 Robot Kuralı’nı icat eden Asimov olduğu halde var mıdır sağlam bir dizisi? Bu yüzden Türk izleyici hiç bir içeriği olmayan S. King filmlerini izleyip sıkılmakta çook haklıdır çünkü insan beyni için yazmıyor-çekilmiyor S. King kitapları Methodist süblime (bilinçaltı) mesaj vermek için çekiliyor.
Tüm Yorumlar
Oyunculuk gerçekten vasat. Böyle bir dizinin oyunculuğu vs. iyi olmalıydı. Ayrıca konu da oldukça yavaş ilerliyor. Şuan sırf diziye başladığım için izliyorum.
Dizinin yeni bölümleri ne zaman gelecek ?
4. bölüm 14 Temmuzda gelcekmiş.
Teşekkürler :)
tsk cevirmen.
4. bölüm gelmiyor galiba.
creativepro destan yazmışsın oraya okurken gözlerim şaşı oldu valla :D :D ama güzel yazmışsın
la bu vikingde ki karıya bilerek mi bu gıcık rolleri veriyorlar yoksa kadın kendisi mi gıcık çözemedim ama resmen sinirlerimi bozuyor
Güzel… bu tür sevenler için izlenebilicek bir dizi .Mist ve Fog izlemiş biri olarak söylüyorum detaylara takılmayın izleyin sadece .
Dizi elestirmeni gibi ahkam kesip sayfalarca yazan arkadaşlar yüzünden kaç dizi heba etmiş biri olarak yazıyorum ki hem kitabı okudum hem filmi izledim, dizi ile.film kıyaslaması yapacak değilim ancak dizi iyi gidiyor, izlemeye değer. Kan vahşet, zombi, vampir kısır döngüsü dışında bir konusu var.
Çok vasat bir amerikan dizisi daha insanların akıllarıyla dalga geçmeye bayılıyorlar mı bilemiyorum artık 3 bölümdür ahanda şurada şu olacak diye söylediğim tüm tahminler doğru çıkıyor arkadaş yok böyle senaryo zaten oyunculuklar rezalet hiç lafını açmıyorum bile
Dahası çok absürt sahneler var neyse umarım bu final bölümüdür diyecem de bazı insanlar da böyle seviyormuş yorumlara bakılırsa
Not : yorumları okuyup izleyip izlemeyeceğini kararlaştıran arkadaş varsa sakın bakmasın zaman kaybı
Ben başrol oyuncularını hiç sevmedim.Heleki Vikingteki kadını görünce. Tamam değişik bir kadın ama kesinlikle çok kötü oynuyor.Maalesef filmi izlemiş biri olarak film diziye beş basar.Bir diğer kitap uyarlaması Kubbenin altındada kötüydü buda pek umut vadetmiyor.Birde keşke her senaryoyu gençlik dizisi haline çevirmeseler.Umarım ilerleyen bölümlerde dizi farklı bir tempoda gider.
Asil 80 ler ve 90 larda cikan tum kitaplarini okudugum dean r. Koontz un kitaplarini sinemaya uyarlanmalarinin cok az olmasi. S. King gibi sisirilmis biri karsisinda bir cevherdir dean ancak beyazperde konusunda sikintilara sahip.. sinemaya uyarlanan ranlarindan biri phantom du sanirim.. gerilim otesi.
Bir yorumcu arkadaş The Mist filmi ile The Fog filmini karıştırmış galiba. Ünlü korku yönetmeni John Carpenter’in The Fog filminde de doğru böyle bir sis vardı, o sis okyanustan karaya gelirdi. 200 sene önce kasabayı kuranlar tarafından kayalıklara yönlendirilmiş içi cüzzamlı dolu bir gemiyi ve onun içindeki hayaletleri anlatırdı. The Mist ise dağdan yayılan ve içinde devasa yaratıklar bulunan bir sisi anlatıyor. King’in kitabını okumadım ama filmi izledim. Kitabı okuyanlar filmle kitabın farklı olduğunu söylüyordu. Şimdi de dizi farklı. ana konu ise şu, bir kasabaya dağdan sis çöker. Siste yaratıklar vardır. Sisin çökme sebebi ise dağda bulunan askeri üste yapılan bir boyutlararası deneymiş, bir kapı açılmış ve bir başka boyuttan devasa yaratıklar dünyaya geçmiş. Film böyleydi. Dizi yazmak ise zordur, eldeki kısıtlı konuyu pek çok bölüme yaymak lazımdır. Bu proje en az 3 sezon olarak planlanmış olmalı. Buna göre yaratıkları anca 8-10. bölümde görebilecğiz. Ancak eğer ratingler düşerse yedek plan devreye girer ve aksiyon mesela 5-6. bölümlere çekilebilir o zaman da dizinin pusulası biraz şaşabilir. Ne yazık ki Stephen King’in roman ve öykülerinden uyarlanan her film ve dizi aşırı sorunludur. Çünkü aslında adam 100 sayfada anca 10 sayfalık olay anlatır gerisi karakter tahlilleri ve küçük Amerikan taşra kasabası yaşamının gündelik olayları, kasabalılar arası ilişki ve çekişmelerdir. Bir de dine çok fazla vurgu vardır. S. King bir öğretmendir ve taşrada büyümüştür. büyük şehirleri değil küçük kasabaları o yüzden anlatır. Bu ne aksiyon ne korku ne de bilimkurgu dizisi gibi. Ne yazık ki pek çok izleyici 2. sezon sonunda bu diziyi bırakabilir çünkü Küre (under The Dome) da 2. sezon sonunda sıkıcı olmuştu. Fakat ABD film ve dizi endüstrisi bu yaratıcı yazarı çok sever çünkü uzun ve sıkıcı (şimdiye kadar 1 tane romanını okudum içim şişti bıraktım, Sthendal’ı okurum daha iyi hiç olmazsa klasik okuyorum diye hava basarım diye düşünmüştüm ortaokulda) romanları her daim küçük kasabalarda geçer. Ucuz bütçe, ünlü olmayan oyuncu, neredeyse hiç kullanılmayan efektler ile film ve dizi çekebilirsiniz üstelik de okuyucu kitlesi olduğundan izleyici kitlesi de vardır. Mesela benim ilk 3 sezonunu severek izlediğim ama en son sezonunu sıkılıp bıraktığım bir dizisi bile vardı:Colorado Kid 2005 (bir öykü) Haven ismiyle 2010’da 5 sezonluk dizi olarak (tabii sadece en fazla 3 sezon gider diye hesap yapılmıştı) çekildi. Kitapla tek alakası bir kasabada bulunan Colorado Kid ismi verilen isimsiz bir kurbandı o kadar. Kısaca senaristler de biliyor ki bu adamın kitaplarından onun yazdığı gibi dizi yapsalar tutmaz, izleyici sıkıntıdan ölür. S. King’in en güzel uyarlamaları 1980lerde yapılanlardı, mesela benim çocukluğumun efsane filmi Salem’s Lot 1-2 filmleri devrin en güzel vampir filmleriydi. Ama 90larda dizisi yapıldı (mini dizi) ve tutmadı. Yazar,tüm taşralı Amerikalılar gibi dine çok fazla taktığından (dindar ya da ateist olması sorun değil) her eserinde sürekli İncil, kilise var ve bu da taşra dışında yaşayan Amerikalıları ve Hristiyan olmayan diğer ülke halklarını sıkmakta. Şu an bu dizide Türk izleyici sıkılıyor çünkü aslında bu bölümün amacı inançsızların tanrıyı bulması ile ilgili bir sublime mesaj veriyor Amerikan toplumuna. Biz Müslüman olduğumuz için bu mesajı almıyor (bizim alıcılar bu kanala ayarlı değil çünkü) ve bu bölümleri vakit kaybı-sıkıcı olarak görüyoruz. Halbuki yazar S. king ve onun kitaplarını film yapan endüstri, zaten hayatlarını bu dini projeye adamışlar. ABD toplumunu WASP (white, Anglo Saxon Protestan) ideolojiye göre yönlendirmekte. Main Portland’da doğan ve ABD’nin Orta Batı denen en yobaz eyaletlerini dolaşarak büyünen King, çocukluğundan beri kiliseye giden bir Methodist (mezhep). Şu an gitmiyor ama İncil’i düzenli okuyor. ABD’nin en radikal Hristiyan örgütlerinden biri olan Salvation Army 8Kurtuluş Ordusu) da Methodist’tir.Evangelist akımı da Methosdisttir. Hani şu Armageddon kopacak Ortadoğu’da sürekli İsrail’i destekleyelim diyenler. Bush ailesi gibi özellikle son dönem İslam düşmanlarının mezhebidir.Tabii S. King bir İslam düşmanı değildir. Hiç öyle bir açıklamasını duymadık, hatta özellikle geçirdiği trafik kazasından sonra sakat kalınca bu kiliseye artık gitmiyormuş. Methodist Kilisesi üyelerinin gelirlerinin %10’una el koyduğundan (bağış zorunluluğu) hem çok zengin (petrol cenneti, silah fabrikalarının üssü olan Texas eyaletinin çoğu Methodist olduğunu bilirseniz durumu anlarsınız) belki de tedavi masrafları yüzünden (ABD’de sağlık aşırı pahallı) kiliseye gitmekten vazgeçmiştir. İşte S.King, her kitabında okuyucusuna bilinç altından Methodist mesajlar verir, bu yüzden tutucu sağ medya (TV’ler de medya sektörünün bir koludur) ve Methodistler tarafından maddi olarak desteklenene film şirketleri sürekli S. King gibi yazarların kitaplarını film -dizi yaparlar. Halbuki korku-b.kurgu türünde yazan-film yapan o kadar çok yazar vardır ki nedense Hollywood hep bu sığ kitapları çeker. Mesela Sovyetlerde doğup ABD’ye küçükken göç eden bir bilim adamı ve yazar olan Yahudi kökenli İsaac Asimov’un 300’e yakın kurgusu (öykü) ve binlerce bilimsel makalesi vardır. Kaç kişi Asimov filmi izledi-dizisi izledi? Yok! Çekmezler çünkü! Herhalde her b-kurgu severin bidiği I, Robot Ben Robot kitabının yazarı ve 3 Robot Kuralı’nı icat eden Asimov olduğu halde var mıdır sağlam bir dizisi? Bu yüzden Türk izleyici hiç bir içeriği olmayan S. King filmlerini izleyip sıkılmakta çook haklıdır çünkü insan beyni için yazmıyor-çekilmiyor S. King kitapları Methodist süblime (bilinçaltı) mesaj vermek için çekiliyor.
Helal olsun!!!sastim kaldim bu kadar uzun yoruma tsk!!!!
Konuyu çok güzel özetlemişsin, ilave olarak silahşor Roland ve Kara Kule serisi sanırım dizi olacak, onda konular daha da derin ve sosyal mesajlar her bölümde ayrı ayrı işlenmiş. Sis in hem romanını okudum hemde filmini izledim, Okbaşı gizli bir askeri proje ve başka bir boyuta açılan kapı bir sebeple kapanmıyor, bizim insanlarda o yaratıklar için yem oluyor, konu kısaca böyle)) Diziyi kaç sezon böyle sığ bir konu etrafında sürdüreceklerini merak ediyorum.
bu tarz konularla ilgilenen insanları görünce acayip mutlu oluyorum.
tebrik ederim.
(bi daha bu kadar uzun bi yorum yaparsanız paragraf kullanın lütfen okurken gerçekten çok göz yoruyo)
dizide olayın ciddiyetini anlamayan vurdum duymaz bi dünya karakter var. Zaten ana olayın kendisinden çok karakterlerin duyguları işleniyor. Oyunculuk yetersiz kalmış. Asıl düşmanın kim veya ne olduğu bilinmeden birbirlerine girmeye başladılar çok saçma.Cinayetler işleniyor, katliam oluyor, garip olaylar oluyor ama herkes sakin buz gibi. Stephen King hatırına izledim ilk bölümü, tamam giriş yaptılar dedim ama 2 ve 3. bölümler çoook basit ve sıkıcıydı be.
basroldeki vikings de oynayan kadın yuzunden diziden soguyorum yemin ederim bu kadar nefret edemezdim her dizide kasar bu kadin ya
Dizi baya güzel ilerliyo cidden izlemenizi tavsiye ederim.
Bazilari dizi ile film arasindaki fark i bilmeyenler var diyerek benim elestirime ustu kapali cevap yazmis da…3 bolumunde zerre konu hakkinda bilgi vermeyen bu tarz diziler rating kayiplari ve sonucunda 2. Sezonu gormeden cekilmeler ile sonuclanir.
3 bolum bitti ortada zerre dizi su noktadan yurur denecek birsey yok. Konusu geregi kisa zaman suresi icinde aksiyonu icermesi gereken bir yapiya sahipken bunu uzun bolumlere yaymak absurdluge dogru evriliside beraberinde getirecek.
S. King in romaninda ki unsurlari 10 bolume yayarsaniz ileriki bolumlerde de ana konudan surekli kopuslar ve duragan/sıkıci evrilisler goreceginiz kesin
yeni bölüm ne zaman ? merakla bekliyorum
Güzeldi bu bölümde diğer bölümleri bekliyoruz…
zamanı vaktinde sis diye bi film izlemiştim.sonunda zavallı hayaletler cıkıyordu.acaba bu dizi o filmin uyarlmasımı…ama o filmde burdaki gibi ölümler igrenc değildi….güzel başladı güzel de devam eder umarım.sıkılmadım tam kararında gidiyor
İzlediğiniz ayrı bir filmdi, The Mist ile alakası yoktur..
@Levent2015 teşekkürler
Bence dizi gayet iyi ilerliyor bazı düşüncezi insanlar diziyi filmiyle kıyaslıyor 2 saatlik bir filmde tabiki aksiyon olacaktır siz bunu 2 saatlik bir yapı mı zatenniz cidden hiç düşünmeden yorum yapıyorsunuz.Adamlar 10-20 bölüm çecekler tabiki olayların gelişmesi için aşamalar gerekli . Filmi izlediniz diye hemen aksiyonun içinde olamassınız.Karekterleri tanıyıp kişiliklerini görmeliyiz ilk önce cidden o yorumları yazan arkadaşları kınıyorum.
Vay Arkadas! “Dizi” ile “Film” arasindaki fark da bilinmiyor artik!
Tipik kasaba dizilerinden ben sevdim
Yorumları okuyunca bı an baska bır dızıyı ızlemıs zannettım
Dizi 3 bolum gecirdi herkes s.king in sinemaya uyarlanan the mist romaninin tadini beklediginden dayaniyor diziye yoksa su ana kadar zerre aksiyon heyecan yok. Aylardir bekledigim diziydi tam hayal kirikligi oldu
Cİdden ya nerde o sinemaya uyarlaması the mist nerde bu dizi. zerre aksiyon yok…
Valla ya hiç aksiyon yok.
bu Stefan King’in Mist’i değil benzemiyor bile
çünkü daha bir şey olmadı
Hayal kirikligi bir dizi
Devamı ne zaman yayınlanacak arkadaşlar bilgis olan varmı
İlk 3 bölüme göre gayet güzel başladı konu olarak öldüren sis filmiyle aynı gibi gözüküyor.Bu şekilde devam edecekse populer bir dizi olacaktır ayrıca bu tarz film severler varsa kesinlikle kaçırmasın izlesin.Bu arada sonlarda ki müzikler gerçekten güzel.
Sondaki müzik Alice Boman – Waiting
Bölümlerin sonunda kullandıkları müzikler harika değil mi ?