Arkadaşlar bu tür 2. dünya savaşı sırası, sonrası veya öncesini anlatan yapımların net ve tarafsız olmasını beklemeyin… net ve tarafsız olamadıkları için küçük bir çocuğun dahi fark edip “aaa bu niye böyle? böyle olamaz ki” diyeceği sahnelerle çoook karşılaşırsınız :D netice de WW2’yi abartarak,şişirerek canvarlaştırdıkları kazanamadı :D.
Anlamadığım kağıt o rüzgarlı iklimde nasıl yerinde durabiliyor. Hadi durdu kendisi için çok önemli olan çizimi, öldürdükleri adamın arabasını almaya giderken neden almadılar veya aramadılar. Diğer bir saçmalık kelle avcısı sanki o koymuş gibi tekte buldu resmi. Frank’in kendi ablası ve yeğenlerinin hayatı için konuşmaması çok saçmaydı. Arkadaş Frank dava adamı değil ki kendisi ifade ediyor zaten git polise diye, ardından sevdiğin kadın için ablandan ve yeğenlerinden vazgeçmek mi?? 3 bölümdür böyle devasa bir aşkın empatisini nasıl kuralım sevgili senaristler. Şu generale suikast sahnesi de gördüğüm en kötü suikast sahnesi olabilir yahu arkadaş zaten 2 adım önünüzdeki adamı vuramıyorsunuz ne diye siper alan adama rasgele şarjör boşaltıp mermimiz bitsin de çıkıp bizi vursun diye takılıyorsunuz. Neyse olumsuzlukları bir kenara bırakayım şu kelle avcısının oyunculuğuna bayıldım. Ekran karşısında adamı görünce irkiliyorum çok sağlam oynuyor. Kendisini göremeyeceğim için üzüleceğim büyük ihtimal. Özetlersem gizemli olaylar, karanlık atmosfer, güzel oyunculuklar her ne kadar ilgi çekici olsa da senaryonun işleyişi, absürt sahneler, gereksiz diyaloglar ve karakter tanıtımı konusunda yetersiz buldum. Benlik değil sarmadı. Sizlik olabilir. Keyifli seyirler.
O rüzgarda o çizimin uçup gübreye karışması lazımdı…
Bir Sayko killer eksikti.
Konuşma arasındaki eslere takılmış durumdayım.
45 dk süerecek dizi suskunlukları yüzünden 1 saat sürüyor ve sinir oluyorum.
Popüler Yorumlar
Kelle avcısının köprüde biliyormuş gibi durup kağıdı bulup kızın resmini görmesi Türk filmlerinde olmayacak kadar saçmaydı.
yapım cok ıyı gıdıyor herkese tavsıye ederım…….
Tüm Yorumlar
Arkadaşlar bu tür 2. dünya savaşı sırası, sonrası veya öncesini anlatan yapımların net ve tarafsız olmasını beklemeyin… net ve tarafsız olamadıkları için küçük bir çocuğun dahi fark edip “aaa bu niye böyle? böyle olamaz ki” diyeceği sahnelerle çoook karşılaşırsınız :D netice de WW2’yi abartarak,şişirerek canvarlaştırdıkları kazanamadı :D.
Anlamadığım kağıt o rüzgarlı iklimde nasıl yerinde durabiliyor. Hadi durdu kendisi için çok önemli olan çizimi, öldürdükleri adamın arabasını almaya giderken neden almadılar veya aramadılar. Diğer bir saçmalık kelle avcısı sanki o koymuş gibi tekte buldu resmi. Frank’in kendi ablası ve yeğenlerinin hayatı için konuşmaması çok saçmaydı. Arkadaş Frank dava adamı değil ki kendisi ifade ediyor zaten git polise diye, ardından sevdiğin kadın için ablandan ve yeğenlerinden vazgeçmek mi?? 3 bölümdür böyle devasa bir aşkın empatisini nasıl kuralım sevgili senaristler. Şu generale suikast sahnesi de gördüğüm en kötü suikast sahnesi olabilir yahu arkadaş zaten 2 adım önünüzdeki adamı vuramıyorsunuz ne diye siper alan adama rasgele şarjör boşaltıp mermimiz bitsin de çıkıp bizi vursun diye takılıyorsunuz. Neyse olumsuzlukları bir kenara bırakayım şu kelle avcısının oyunculuğuna bayıldım. Ekran karşısında adamı görünce irkiliyorum çok sağlam oynuyor. Kendisini göremeyeceğim için üzüleceğim büyük ihtimal. Özetlersem gizemli olaylar, karanlık atmosfer, güzel oyunculuklar her ne kadar ilgi çekici olsa da senaryonun işleyişi, absürt sahneler, gereksiz diyaloglar ve karakter tanıtımı konusunda yetersiz buldum. Benlik değil sarmadı. Sizlik olabilir. Keyifli seyirler.
O rüzgarda o çizimin uçup gübreye karışması lazımdı…
Bir Sayko killer eksikti.
Konuşma arasındaki eslere takılmış durumdayım.
45 dk süerecek dizi suskunlukları yüzünden 1 saat sürüyor ve sinir oluyorum.
Kelle avcısının köprüde biliyormuş gibi durup kağıdı bulup kızın resmini görmesi Türk filmlerinde olmayacak kadar saçmaydı.
Olaylar belirginleşmeye başladı.
yapım cok ıyı gıdıyor herkese tavsıye ederım…….