Starstek serisini ilk zamanlarından beri iziliyorum. 1969 dan beri yayınlanan en iyi bölümdü bence. Aksiyon yoktu . Günümüz dizilerinin en sık konusu ırkçılık vardı . Ama olsundu. Şahsen sevdim. Sevmeyenin de kendi düşücesi. Saygı duyarım.
Tüm Star Trek dizileri ve bölümler içinde, sanırım bu benim ilk 5 favorim arasına girer.
Harika bir senaryo yazmışlar. Sadece insan olmanın değil bir varlık olarak temel gereksinimlerimiz açısından neyin iyi, neyin kötü, neyin adil, neyin aile, neyin dostluk olduğunu harika bir kurguyla sorgulatan bir bölümdü. Farklılıklar pek çok zorluğu birlikte aşmanın anahtarı. Bir de avukat gibi zeki kadınlara hayranım :o)
Geçen sezon iyiydi ama bu sezon pek iyi başlamadı,ilk 2 bölüm sıkıcı,umarım sonra düzelir,bir de bu star trek dizilerinde picard da dahil neden altyazılar hep ufak,diğer diizlerde böyle değil,sırf o yüzden buradan değil torrent den indiriyorum bu dizilerin bölümlerini,hem de renkli altyazı ile izliyorum,gözlerim bayram yapıyor..)
Vay be güzel bölümdü. Tabi DNAsı yükseltmesi / geliştirmesi işlemleri ve bu kişilere karşı böyle katı yasalar var bu konuyu daha iyi anlamak için Eugenics Wars ya da Türkçesi ile Öjeni Savaşlarını da bilmek gerekiyor. Kısaca bilgi vermek gerekirse Startrek tarihinde 1950’lerde başlayan çalışmalar sonunda 1990’lara gelindiğinde Dünya gezegeninde yükseltilmiş kişiler gezegeni ele geçirmiş ve bunların arasındaki savaşlarda en az 30 milyon insan ölmüştür. Yüksetilmiş insanların en ünlüsü Khan Noonien Singh’dir, kendisini hem orijinal seriden hem de Star Trek II: The Wrath of Khan filminde ve son olarak 2099 tarihli Star Trek Into Darkness filminde görebilirsiniz. Dizideki şef güvenlik sübayı olan La’an Noonien Singh de Khan’ın soyundan geliyor ve Una’ya karşı kızgın olmasının sebebi de işte buradan çıkıyor.
Neyse çok uzun yazılabilecek bir konu ama kısaca bir link bırakayım merak eden okusun.
Bir startrek hayranı olarak belirtmeliyim; harika bir bölümdü, işte star-trek bu. Ayrıca bölümü ilk seyretmeye başladığım an itibarıyle TNG-4.21 (the drumhead) aklıma geldi. Orada da benzer bir konu vardı. Kaptan Picard kendisine saldıran amiral-yargıca alıntılayarak:’ “zincir ilk halka ile dövülür, ilk konuşma kınanır, ilk düşünce yasaklanır, özgürlük red edilince bu hepimizi kalıcı olarak zincirlemiş olur.” bu şözler yargıç Earon Sati tarafından söylenmişti.’ der. Önce avukatın sonrasında yargıçlardan birinin Sati olmasını umdum ve bu söz zincirinin burada yinelenerek TNG’a bir selam çakılmasını bekledim. Ama olmadı.
Bölümü beğendim ancak Star Trek evreninde genetik modifikasyon konusunda neden bu kadar sert kanunları var bilmek gerek dünyada yaşnan bir savaştan filan bahsedildi işte bu yüzden genetik mod yasak filan dendi ama bunu ırksal boyuta indirgeyip bütün genetik modluluları dışlamak garip olmuş.
Bu bölüm epeydir izlediğim ilk gerçek Star Trek bölümüydü. Star Trek kavga dövüş, uzay savaşı, lazerler fazerler, cıv cıv değildir. Bunlar ana hikayeye hizmet ettiği sürece vardır. Yoksa heyecan olsun, aksiyon olsun diye aksiyon doldurulmaz hikayeye. (Biraz meme ve güzel vücut konur ama gözleri şenlendirsin diye.) Star Trek’te çoklukla bir temel felsefi, insani sorun, çeşitli uzaylı alegorileri kullanılarak tartışmaya açılır. Olayın ana fikri doldurma bölümler ve ana hikayeyi geliştirici bölümler dışında genelde budur.
Uzun zamandır Star Trek diye uzay operası, space drama izliyorduk. Araya da aksiyon ve efekt sallıyorlardı. İşte Star Trek’in yüzü suyu hürmetine izliyorduk ama içten içe de “ulan Star Trek bu değil ki!’ diyorduk.
Bu bölümde nihayet biraz öze dönmüşler.
Starstek serisini ilk zamanlarından beri iziliyorum. 1969 dan beri yayınlanan en iyi bölümdü bence. Aksiyon yoktu . Günümüz dizilerinin en sık konusu ırkçılık vardı . Ama olsundu. Şahsen sevdim. Sevmeyenin de kendi düşücesi. Saygı duyarım.
Ülkemizdeki en iyi mülteci/göçmen zencilerdir ve bu bir ırkçılık değildir halkımızın cüzdan/kemer ihtiyaçları onlar olmasa sıkıntıya girer ithalat artardı Lui Vitan 50 ,Hugo Boss 45,Calvin K 40 daha ne olsun?
Yine aynı şey yaşandı. Kimse yaptıklarının cezasını çekmediği gibi mahkemeden kahraman gibi çıkıyorlar. Filmlerinde de aynı şey yaşanıyordu Dizilerde de.
Star Trek e dair en sevmediğim mesele bu olabilir.
Popüler Yorumlar
Hiç bir Star Trek bölümünün gözlerimi yasartacagini düsünmemistim, ve iste oldu. Izledigim en güzel ve duygusal bölümlerden biriydi.
Tüm Yorumlar
çok iyi bölümdü..çok çok iyi..
Tüm Star Trek dizileri ve bölümler içinde, sanırım bu benim ilk 5 favorim arasına girer.
Harika bir senaryo yazmışlar. Sadece insan olmanın değil bir varlık olarak temel gereksinimlerimiz açısından neyin iyi, neyin kötü, neyin adil, neyin aile, neyin dostluk olduğunu harika bir kurguyla sorgulatan bir bölümdü. Farklılıklar pek çok zorluğu birlikte aşmanın anahtarı. Bir de avukat gibi zeki kadınlara hayranım :o)
Ad astra per aspera
Klişe bir bölümdü. Sosyal mesaj kaygılı bölümler bu işin olmazsa olmazıdır.
Gözleri yaşaran başka insanların da olduğunu bilmek iyi geldi <3
Seri içerisinde İzlediğim en iyi bölümdü, gözlerim doldu.
aynı zihniyet datayı da yargıladı sıkma canını olur öyle şeyler
Geçen sezon iyiydi ama bu sezon pek iyi başlamadı,ilk 2 bölüm sıkıcı,umarım sonra düzelir,bir de bu star trek dizilerinde picard da dahil neden altyazılar hep ufak,diğer diizlerde böyle değil,sırf o yüzden buradan değil torrent den indiriyorum bu dizilerin bölümlerini,hem de renkli altyazı ile izliyorum,gözlerim bayram yapıyor..)
Una vefasız olma, artık pike’a 1 kere ……. şart oldu.
Muhteşem bir bölümdü.
Verilmek istenen mesaj da . . .
Farklılıkların nasıl bir zenginlik sebebi olabileceğini çok güzel anlatmışlar . . .
Keşke bizim coğrafyamız da anlayabilseydi . . .
ad astra güzel filmdi. sinemada izleyemediğim için üzülmüştüm.
bölüm iyiydi. kısa kesip yeni bir gezegen veya aksiyon olmasını tercih ederdim tabi ki
Vay be güzel bölümdü. Tabi DNAsı yükseltmesi / geliştirmesi işlemleri ve bu kişilere karşı böyle katı yasalar var bu konuyu daha iyi anlamak için Eugenics Wars ya da Türkçesi ile Öjeni Savaşlarını da bilmek gerekiyor. Kısaca bilgi vermek gerekirse Startrek tarihinde 1950’lerde başlayan çalışmalar sonunda 1990’lara gelindiğinde Dünya gezegeninde yükseltilmiş kişiler gezegeni ele geçirmiş ve bunların arasındaki savaşlarda en az 30 milyon insan ölmüştür. Yüksetilmiş insanların en ünlüsü Khan Noonien Singh’dir, kendisini hem orijinal seriden hem de Star Trek II: The Wrath of Khan filminde ve son olarak 2099 tarihli Star Trek Into Darkness filminde görebilirsiniz. Dizideki şef güvenlik sübayı olan La’an Noonien Singh de Khan’ın soyundan geliyor ve Una’ya karşı kızgın olmasının sebebi de işte buradan çıkıyor.
Neyse çok uzun yazılabilecek bir konu ama kısaca bir link bırakayım merak eden okusun.
memory-alpha.fandom.com/wiki/Eugenics_Wars
Gözlerim doldu vallahi :(
İnsanlığın kara lekesi her türlü ayrımcılık… Çok güzel bir bölümdü.
Güzel bir bölüm olmuş. Star Trek bir gezegenler federasyonu evreninde geçen bir hikaye. Dolayısıyla farklılıklar üzerine böyle bir bölüm hoş olmuş.
Bir DEHBli biri olarak şimdiye kadar ki en sıkıcı bölümdü.
Bölümü beğendim ancak Star Trek evreninde genetik modifikasyon konusunda neden bu kadar sert kanunları var bilmek gerek dünyada yaşnan bir savaştan filan bahsedildi işte bu yüzden genetik mod yasak filan dendi ama bunu ırksal boyuta indirgeyip bütün genetik modluluları dışlamak garip olmuş.
Gercekten de basarili bir bölumdu. Bazilarimiz bu bölumu bos bulmus ama, anlattigi mesaj insanlik uzerine idi. Azinliklarla ilgili.
Bu bölüm epeydir izlediğim ilk gerçek Star Trek bölümüydü. Star Trek kavga dövüş, uzay savaşı, lazerler fazerler, cıv cıv değildir. Bunlar ana hikayeye hizmet ettiği sürece vardır. Yoksa heyecan olsun, aksiyon olsun diye aksiyon doldurulmaz hikayeye. (Biraz meme ve güzel vücut konur ama gözleri şenlendirsin diye.) Star Trek’te çoklukla bir temel felsefi, insani sorun, çeşitli uzaylı alegorileri kullanılarak tartışmaya açılır. Olayın ana fikri doldurma bölümler ve ana hikayeyi geliştirici bölümler dışında genelde budur.
Uzun zamandır Star Trek diye uzay operası, space drama izliyorduk. Araya da aksiyon ve efekt sallıyorlardı. İşte Star Trek’in yüzü suyu hürmetine izliyorduk ama içten içe de “ulan Star Trek bu değil ki!’ diyorduk.
Bu bölümde nihayet biraz öze dönmüşler.
İzlediğim en iyi bölümlerin başında geliyor diyebilirim.
Çok güzel bir bölümdü.
Ha eklemeyi unuttum.
Una nın hayatını dinleyince nedense aklıma Anne FRANK ın hayatı geldi.
Mükemmel bir bölümdü teşekkürler.
koca bölüm vıdı vıdı ve aptal bir mahkeme ile geçti atlayarak sadece sonuna baktım yani tamamen boş bir bölümdü
di mi ya, vurdusu, kırdısı, kavgası olmayan dizi mi olurmuş ?
İzlemesem hiçbir şey kaybetmeyeceğim bir bölümdü
bazı dizilerin bazı bölümlerini izlemeyince bazı şeyler mi kaybediyorsun? ilginçmiş.
Çoooookkkkkkk güzel bir bölümdü. 10/10
Hiç bir Star Trek bölümünün gözlerimi yasartacagini düsünmemistim, ve iste oldu. Izledigim en güzel ve duygusal bölümlerden biriydi.
aha Startrek i yanlış yazmışım ama anlayan anlamıştır herhal..
Ülkemizdeki en iyi mülteci/göçmen zencilerdir ve bu bir ırkçılık değildir halkımızın cüzdan/kemer ihtiyaçları onlar olmasa sıkıntıya girer ithalat artardı Lui Vitan 50 ,Hugo Boss 45,Calvin K 40 daha ne olsun?
Star Trek e dair en sevmediğim mesele bu olabilir.
suç ve ceza kavramları üzerinde biraz daha düşünmelisin.