Öncelikle bölümün ne anlattığını çoğu kişinin algılayamayacağını düşündüğüm için bu yorumu yapıyorum. Altın ve mücevherlerle dolu kadın orta çağ dönemindeki simyacıların sınırsız altın üretmeye çalışmalarıyla ilişkilidir. Bu dönemlerdeki bildiğiniz üzere cadılık, büyücülük ve simyacılık bütünlüğünden dolayı ‘altın elbiseli kadın’ isminde bir rivaye… şaka şaka bu ne olum
bu tatlı su canavarına siren diyeceğim(bknz: siren efsanesi) tabi bu ld&r tarzıyla betimlenmiş bir siren.
siren etkileyemediği askeri diğerlerinden farklı olarak addediyor ve ona başka anlamlar yüklüyor, etkileniyor farklı olandan… ona karşı kendini korumasız ve savunmasız bırakıyor istemsizce kapılıp büyüsüne.
asker sireni yakalamaya çalışırken 07.42 eline batan pullar bizzat suda bulduğu altınlardan ve o tek bir amaçla yöneliyor sirene sadece onun pullarını yolmak ve bütün mücevheratı elde etmek için.
siren ise tamamen gerçeklikten kopmuş hislerinin getirdiği bombardımanla artık başka bir boyutta 07.48 bakarmısınız şu yüzündeki heyecana -geliyormu peşimden diye attığı o bakış…
08.06 arkaplan müziğindeki( Ryuichi Sakamoto – “Fullmoon” (Motion Graphics Remix) ) yaylının vuruşuyla bizde giriyoruz başlayan bu büyünün içine ve sirenin şelaleyi çıkarken ki o heyecanlı, hevesli bakışları…
08.23 ben burada şelaleden atarak mı öldürecek diye düşünüyorum hala efsanelerden dolayı…
ama siren adeta kendi için bir cesaret testine tutuyor burada askeri, gerçekten oda sevdiyse gelir bana diye sanırım…. :(((((
08.29 asker yarım rituelle kılıçını saplarken sirende kendisine özgü ritüelle karşılık veriyor ama yüzündeki ifade biraz buruk
08.38 asker suya dalar ve bir iki adım atar, bu siren için yeterlidir… siren kararlı bir şekilde askere doğru ilerler ve 08.50 seni seçtim dansı başlar sirenin. yalnızlığı son bulmuştur artık…
09.10 asker başından beri farklı bir amaçla ordadır göbek bağı metaforuyla ilk mücevheri koparmaya çalışır( burada gerçekliğe hoşgeldin siren diyebiliriz. ama siren tamamen kaptırmış vaziyette kendini yeni doğan gibi herşeyden habersizce)
09.16 ilk öpücük ve pullardan oluşan dudağı ve diliyle askerin ağzını kanatması, benim bedelim bu buna katlanmalısın der gibi.
09.36 kendini tamamen teslim etmesi askerin başını öpmesi…. ahh be siren ahh be kızım yalnızlık çok zor birşey istediğin efsanenin canavarı, kahramanı ol yalnızlık her zaman bir lanet..
askere burada ağır küfürler ediyorum.
siren aslında istenilenin kendisi değil sevgisi değil sadece pulları, mücevherleri olduğunu anlayınca ve aşkının aldatılmasının getirdiği acıyla boğuyor sevdiğini gözyaşlarıyla yaptığı ritüelle…
tekrardan ağır yüklü dolu küfürler ediyorum askere….
başından beri renklerin sürekli yeşil mavi kırmızı arasında değişmesi oynatma hızının bir hızlanıp bir yavaşlaması bunlar aslında bize insan olmanın getirdiği duygusal karmaşayı betimlemek ve yansıtmak içindi sanırım. gerçekten çok zevk aldım izlerken… şölen gibiydi. duygudan duyguya sokup ne oluyor derken bunları paylamak istedim.
ilk sezonu beğenmiştim ama ikinci sezonu pek beğenmemiştim. 3. sezon gerçekten ilk sezonun kıvamında olmuş. herhalde en kötü bölüm buydu. yapay zeka ile yapılan bir video gibiydi
Anlamayanlar için belirteyim: Bu bölüm Güney Amerika yerlilerinin İspanyollar tarafından sömürülmesiyle alakalı. Güzel olan her şeyi mahveden işgalciler.
her şeyden anlam çıkarmak zorunda değilsiniz bazı şeylerden sadece var olduğu için sevk alabilirsiniz, başkalarının bir şeyi bir şekilde anlamaları sizinde o şekilde anlamanız gerektiği demek değil. anlamanın olayı anlatılandan bağımsız üzerine kurduğunuz düşünceler. yeter salın ve eğlencenize bakın, eğleniyorsanız, devam etmek istiyorsanız ya da devam yoksa boşverin izlemek isteyeceğiniz bir şey bulun.
kız balık pulları yerine altın pullarıyla kaplı bir syren burada denizcileri değil askerleri esir alıyor tabi sağır asker hariç syren durur mu dah da yakınlaşıyor etkisi altına almak için ama sağır asker yemiyor fake atıp kızı lootluyor
sağlığın paradan daha önemli olduğuydu bu arada ya. adam tüm altınları aldı ama duymaya başladığında paranın hiçbir önemi kalmadı. bıraktı gitti altınları. tabii aşk meşk para hırsı vs. vardı.
Mitolojilerin beslediği senaryolardan birisi. Karakter ve dans figürlerini Hint mitolojisinden öğelere benzettim, Türklerde de göl iyesi var, hatta göl iyesi ile birlikte olup çocuk yapma hikayeleri bile var. Bizler 2022 yıllarının insanları olarak şundan hafif gerilim, korku hissediyorsak eğer eski dönemlerin bunlara deliler gibi inanan insanlar için verdikleri dehşeti bir hayal edin.
Çıkardığım sonuç ütopik gelebilir ama yazmak istedim.
Spoiler içeren alan!
Biraz hayal ettim bence göldeki kız prenses.Altını ve serveti için bir prensle evlendiriliyor.Evlendiği kişi sadece prensesin altınlarını umursuyor ve prensesi sevmiyor.Prenses gölde eşini lanetliyor ve öldürüyor.Kim altını ve maddesel değerleri severse ağlayarak sesiyle lanetliyor.Sağır asker göldeki altını alınca prenses uyanıyor ve bütün krallık askerlerini öldürüyor.Sağır asker sesden etkilenmediği için prenses etkileniyor ve altın değil onu seven birisini bulduğunu hissediyor.Altın kaplı dış görünüşüne rağmen sevdiğini zannediyor ama sağır asker onu öptüğünde askerin dudakları kanamaya başlıyor.Prensesin üzerinde ki bütün altınları alıyor ve onu göle atıyor.Prenses aslında yaşıyor onu öldüren sağır asker jibaro’nun altın hırsı.Prenses acı çekiyor ve göl kanamaya başlıyor.Kanlı sudan içen sağır asker acı çekmeye başlıyor ve prensesin acısını duyduğu için prenses onu lanetleyerek öldürüyor.Prenses tekrardan altınlarla kaplanmaya başlıyor.İnsanlar ileride dilek dilemek için göle altın ve sonrasında da dönemlerinin kendi paraları olan metalleri atıyorlar ve maddesel değerleri önemsemediklerini göstererek dilek diliyorlar.
her bölüme bölümü açıklayan abi yazmamış ben yazıyım kadın figür gölle bütünleşmiş koruyucu bir ilkel varlık çığlığı nedeniyle çevresindeki herkese zarar veren bu kadın sağır adamın ondan etkilenmemesinden etkileniyor adamın tek derdi ise zenginlik gölde bulduğu altının kaynağının kadın olduğunu farkedince kadına ilgi göstererek etkisiz hale getirdiğinde bedenini parça parça söküyor kadının bedeni ile birlikte tüm göl kana bulanıyor adam kaçarken belki de isteyeceği tek şey olan duyma yetisini geri kazanıyor sebebi gölün bir etkisi ya da kadının şifası olabilir ve son anda kazandığı bu yeti yüzünden kadının çığlını duyup hipnoz olarak göle gelip suyun dibini boyluyor, gölün lanetinin bir parçası oluyor
Filmin son sahnesiyle bir Tuncel Kurtiz’den “Herkes öldürür sevdiğini” bi gömücen,
Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz.
Şaka bir yana Bu sezon kendilerini çok aşmışlar. Hem sanatsal olarak hem de özgünlük olarak.
birgün bir adam arkadaşının evine misafirliğe gittiğinde arkadaşının balık yediğini görür;
Adam – Neden balık yiyorsun?
Arkadaş – Çünkü balığı seviyorum.
Adam – Balığı sevdiğini söylüyorsun ve onu öldürüp yiyorsun öyle mi ?
Popüler Yorumlar
en etkilendiğim bölüm buydu…
bu tatlı su canavarına siren diyeceğim(bknz: siren efsanesi) tabi bu ld&r tarzıyla betimlenmiş bir siren.
siren etkileyemediği askeri diğerlerinden farklı olarak addediyor ve ona başka anlamlar yüklüyor, etkileniyor farklı olandan… ona karşı kendini korumasız ve savunmasız bırakıyor istemsizce kapılıp büyüsüne.
asker sireni yakalamaya çalışırken 07.42 eline batan pullar bizzat suda bulduğu altınlardan ve o tek bir amaçla yöneliyor sirene sadece onun pullarını yolmak ve bütün mücevheratı elde etmek için.
siren ise tamamen gerçeklikten kopmuş hislerinin getirdiği bombardımanla artık başka bir boyutta 07.48 bakarmısınız şu yüzündeki heyecana -geliyormu peşimden diye attığı o bakış…
08.06 arkaplan müziğindeki( Ryuichi Sakamoto – “Fullmoon” (Motion Graphics Remix) ) yaylının vuruşuyla bizde giriyoruz başlayan bu büyünün içine ve sirenin şelaleyi çıkarken ki o heyecanlı, hevesli bakışları…
08.23 ben burada şelaleden atarak mı öldürecek diye düşünüyorum hala efsanelerden dolayı…
ama siren adeta kendi için bir cesaret testine tutuyor burada askeri, gerçekten oda sevdiyse gelir bana diye sanırım…. :(((((
08.29 asker yarım rituelle kılıçını saplarken sirende kendisine özgü ritüelle karşılık veriyor ama yüzündeki ifade biraz buruk
08.38 asker suya dalar ve bir iki adım atar, bu siren için yeterlidir… siren kararlı bir şekilde askere doğru ilerler ve 08.50 seni seçtim dansı başlar sirenin. yalnızlığı son bulmuştur artık…
09.10 asker başından beri farklı bir amaçla ordadır göbek bağı metaforuyla ilk mücevheri koparmaya çalışır( burada gerçekliğe hoşgeldin siren diyebiliriz. ama siren tamamen kaptırmış vaziyette kendini yeni doğan gibi herşeyden habersizce)
09.16 ilk öpücük ve pullardan oluşan dudağı ve diliyle askerin ağzını kanatması, benim bedelim bu buna katlanmalısın der gibi.
09.36 kendini tamamen teslim etmesi askerin başını öpmesi…. ahh be siren ahh be kızım yalnızlık çok zor birşey istediğin efsanenin canavarı, kahramanı ol yalnızlık her zaman bir lanet..
askere burada ağır küfürler ediyorum.
siren aslında istenilenin kendisi değil sevgisi değil sadece pulları, mücevherleri olduğunu anlayınca ve aşkının aldatılmasının getirdiği acıyla boğuyor sevdiğini gözyaşlarıyla yaptığı ritüelle…
tekrardan ağır yüklü dolu küfürler ediyorum askere….
başından beri renklerin sürekli yeşil mavi kırmızı arasında değişmesi oynatma hızının bir hızlanıp bir yavaşlaması bunlar aslında bize insan olmanın getirdiği duygusal karmaşayı betimlemek ve yansıtmak içindi sanırım. gerçekten çok zevk aldım izlerken… şölen gibiydi. duygudan duyguya sokup ne oluyor derken bunları paylamak istedim.
Tüm Yorumlar
saçma sapandı
en mükemmel bölüm buydu ac gözlülük kadın ona sevgi erkek ona altınlar ve sonuc mükemmel
ilk sezonu beğenmiştim ama ikinci sezonu pek beğenmemiştim. 3. sezon gerçekten ilk sezonun kıvamında olmuş. herhalde en kötü bölüm buydu. yapay zeka ile yapılan bir video gibiydi
Saykodelik, şizofrenik… ne dersen de. harika :)
250 gr için olanlara bak
olm ne manyakça bir bölümdü
kız güzel ama sanki psikolojik sorunları var biraz.
Kadınların baştan çıkaramadıkları erkekler tarafından sömürülmek istediği anlatılmış
Aşırı doz uyuşturucunun etkileri anlatılmış bu bölümde :D
Ağır bir ders olmuştur. Öyle milleti siren numaralarınla çekeceksen mütevazi giyin a kızım
Anlamayanlar için belirteyim: Bu bölüm Güney Amerika yerlilerinin İspanyollar tarafından sömürülmesiyle alakalı. Güzel olan her şeyi mahveden işgalciler.
sezonun en mükemmel bölümüydü apayrı bir havası vardı çok beğendim
her şeyden anlam çıkarmak zorunda değilsiniz bazı şeylerden sadece var olduğu için sevk alabilirsiniz, başkalarının bir şeyi bir şekilde anlamaları sizinde o şekilde anlamanız gerektiği demek değil. anlamanın olayı anlatılandan bağımsız üzerine kurduğunuz düşünceler. yeter salın ve eğlencenize bakın, eğleniyorsanız, devam etmek istiyorsanız ya da devam yoksa boşverin izlemek isteyeceğiniz bir şey bulun.
kız balık pulları yerine altın pullarıyla kaplı bir syren burada denizcileri değil askerleri esir alıyor tabi sağır asker hariç syren durur mu dah da yakınlaşıyor etkisi altına almak için ama sağır asker yemiyor fake atıp kızı lootluyor
yorumdakiler çok beğenmiş bu kadar iğrenç bi bölüm izlemedim en kötüsü bu
dünyanın en saçma bölümü
Psychedelic bir bölümdü
sağlığın paradan daha önemli olduğuydu bu arada ya. adam tüm altınları aldı ama duymaya başladığında paranın hiçbir önemi kalmadı. bıraktı gitti altınları. tabii aşk meşk para hırsı vs. vardı.
Mitolojilerin beslediği senaryolardan birisi. Karakter ve dans figürlerini Hint mitolojisinden öğelere benzettim, Türklerde de göl iyesi var, hatta göl iyesi ile birlikte olup çocuk yapma hikayeleri bile var. Bizler 2022 yıllarının insanları olarak şundan hafif gerilim, korku hissediyorsak eğer eski dönemlerin bunlara deliler gibi inanan insanlar için verdikleri dehşeti bir hayal edin.
Olum bu nasıl bölüm lan, izledikten sonra ayağa kalktım düz yürüyemedim :D
Müthiş bir görsel şölen ve derin manalar içeren bir bölümdü.
Çıkardığım sonuç ütopik gelebilir ama yazmak istedim.
Biraz hayal ettim bence göldeki kız prenses.Altını ve serveti için bir prensle evlendiriliyor.Evlendiği kişi sadece prensesin altınlarını umursuyor ve prensesi sevmiyor.Prenses gölde eşini lanetliyor ve öldürüyor.Kim altını ve maddesel değerleri severse ağlayarak sesiyle lanetliyor.Sağır asker göldeki altını alınca prenses uyanıyor ve bütün krallık askerlerini öldürüyor.Sağır asker sesden etkilenmediği için prenses etkileniyor ve altın değil onu seven birisini bulduğunu hissediyor.Altın kaplı dış görünüşüne rağmen sevdiğini zannediyor ama sağır asker onu öptüğünde askerin dudakları kanamaya başlıyor.Prensesin üzerinde ki bütün altınları alıyor ve onu göle atıyor.Prenses aslında yaşıyor onu öldüren sağır asker jibaro’nun altın hırsı.Prenses acı çekiyor ve göl kanamaya başlıyor.Kanlı sudan içen sağır asker acı çekmeye başlıyor ve prensesin acısını duyduğu için prenses onu lanetleyerek öldürüyor.Prenses tekrardan altınlarla kaplanmaya başlıyor.İnsanlar ileride dilek dilemek için göle altın ve sonrasında da dönemlerinin kendi paraları olan metalleri atıyorlar ve maddesel değerleri önemsemediklerini göstererek dilek diliyorlar.
Off tuylerim diken diken oldu
full hd olmayınca araya gidiyor
Her zaman senden daha aç gözlüsü vardır yeğen
Kanım dondu
leş
Jibaro: Ekvador ve Kuzeydoğu Peru’da yaşayan Güney Amerika yerli halkından olan kimse, Porto Riko kırsalında yaşayan kimse, Porto Rikolu küçük çiftçi.
ilişkiler ne hale geldi
en güzel bölümü sona bırakmışlar sanırım…..
Filmin son sahnesiyle bir Tuncel Kurtiz’den “Herkes öldürür sevdiğini” bi gömücen,
Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz.
Şaka bir yana Bu sezon kendilerini çok aşmışlar. Hem sanatsal olarak hem de özgünlük olarak.
birgün bir adam arkadaşının evine misafirliğe gittiğinde arkadaşının balık yediğini görür;
Adam – Neden balık yiyorsun?
Arkadaş – Çünkü balığı seviyorum.
Adam – Balığı sevdiğini söylüyorsun ve onu öldürüp yiyorsun öyle mi ?
Bu sezon çok güzeldi 2. Sezondan sonra baya iyi geldi
Doğa ana-açgözlülük-bizim verdiğimiz zarar-doğanın kendini tekrar yenilemesi falan filan.Benim aklıma gelen bunlar :D