Dil SeçeneğiKnightfall 1.Sezon 1.Bölüm (You'd Know What To Do)

 7 Ara 17  |   110
Sinema Modu İzledim

Heisenberg
altyazı çevirmeni.
Bölüm Özeti & Çeviri Notları
Acre: İsrail'in kuzeyinde Akdeniz kıyısında bir şehir. Müslüman Arap, Dürzi, Hıristiyanlar ile Yahudiler'in birlikte yaşadıkları bir şehirdir.

Kutsal Topraklar: İbrahimi dinler Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam için önem arz eden, günümüzde üzerinde İsrail ve Filistin'in bulunduğu topraklara verilen özel isim. Birçok dinin doğduğu bu topraklar, Haçlı Seferlerinin yapılmasına sebep olmuştur.

Tapınak Şövalyeleri: Hristiyan Bağımsızlık Savaşçıları. Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmış ve Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok şehirde bağımsız olarak hüküm sürmüşlerdir.

İsa'nın Kutsal Kasesi: Kutsal Kase, Mukaddes Kase ya da Graal (İngilizce: Holy Grail, Fransızca Graal), Hıristiyan mitolojisisinde, İsa'nın Son Akşam Yemeği'nde kullandığı iddia edilen, mucizevi güçleri olduğuna inanılan kase.

Şalom: İbranice "Selam" ya da "Barış" demek.

Yorumlar (110)

Yorum yazabilmek için Giriş yapmalısınız.

    Tüm Yorumlar

  1. @M.KURT

    izlemeye değmez dizi açısından konu çok klişe .

    0 -1
  2. @s.nusret

    Yerlerde sürünmek konusuna gelince de, şunu söyleyeyim. Ben Adem beyin bu sözü söylediğini yazmadım. Sadece Adem beyin Türkçe’ye bu anlamdaki yaklaşımının onu yerlerde sürünüyor olarak görmek anlamına geleceği anlamında yazdım. Kullandığım sözcükler de meramımın bu olduğunu göstermeye yeter. Zira bu arkadaşın dediği gibi yazsaydım siz haklı olurdunuz; ama arkadaşın yaptığı gibi demek, arkadaşın yaptığına bir yorum katmaktadır, benim yorumumu. Umarım size de bunu anlatabilmişimdir Kraliçe Lagerta hanım.

    0 -2
    • @Heisenberg

      Efendim, merhabalar;
      – Akka konusuna girmeyeceğim. Acre diye bırakmayı tercih ediyorum. Saygı duyacağınıza da eminim.
      – Yorumunuzda ”Adem Bey’in Türkçe’ye bu yaklaşımı…” diye bir cümle kurmuşsunuz. İngilizce’deki bazı zamanların Türkçe’de karşılığının olmaması bana ait bir yaklaşım değil, bilimsel bir gerçektir. Dilbilim dersinin konusu olmakla birlikte, Karşılaştırmalı İngilizce – Türkçe dersinde de ayrıntılı olarak işlenir. Hatta Leksikoloji dersinde de hocalarımızın ucundan da olsa bu konuya değindiğini hatırlarım. Yani yazdıklarımda ”Adem Bey’in yaklaşımı…” diye başlayabileceğiniz bir durum yok. Ben bilimsel gerçekler neyse onu yazdım. Eğer yorumumu katsaydım yazdıklarıma, o zaman ”Adem Bey’in yaklaşımı…” diye başlayabilirdiniz. Ancak böyle bir durum yok. Tabii ki bilimsel bir gerçeğin aksini iddia edebilirsiniz, bunun için de önce bir varsayıma(hipoteze) sonra da bir teze sahip olmalısınız. Ve bilimsel bir gerçeği çürütmek için sunmalısınız. Sizin yorumunuzda ben sadece 12 tane çekim görüyorum. Bu çekimlerden hangisinin İngilizce’de hangi zamana denk geldiğini yazmamışsınız. O yüzden teziniz yarım kalmış. Belki de benim verdiğim cevaptan bağımsız olarak, sadece Türkçe’nin de zaman bakımında zengin olduğunu söyleme çalıştınız. O zaman da size şunu söylemem gerekir: Bana, İngilizce’den Türkçe’ye çeviri yaparken, ya da tam tersi de olabilir, geçmiş zamanla yazılmış bir kitabın neden Türkçe’ye geniş zamanla çevrildiği soruldu. Fark ettiyseniz, İngilizce ve Türkçe kelimeleri geçti sorumuzda. Soruda bu iki dil arasında bir karşılaştırma söz konusu. Ben de bu bağlama sadık kalarak gerekli cevabı verdim. Dediğim gibi belki de karşılaştırmadan bağımsız bir yorumda bulunuyorsunuz, eğer öyleyse, bunun muhattabı maalesef benim yazdığım bilimsel gerçekler değil. Her ne kadar ne amaçla yazdığınızı bilmesem de yorumunuz için minnettarım. Çünkü her bir yorum bana yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
      – Son olarak da bir soru sormak istiyorum, bir dilin sürünüp sürünmediğini o dildeki zaman sayısı mı belirliyor? Çünkü Türkçe’de 4 tane zaman var dememi Türkçe’nin süründüğünü söylüyormuşum gibi algılamışsınız. Açıkçası bu konudaki düşüncenizi çok merak ediyorum. Ve ne yalan söyliyeyim, ilk defa karşılaşıyorum. Doyurucu bir cevap almak dileğiyle. Tekrardan teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

      3 0
    • @s.nusret

      “Sizin yorumunuzda ben sadece 12 tane çekim görüyorum. Bu çekimlerden hangisinin İngilizce’de hangi zamana denk geldiğini yazmamışsınız. O yüzden teziniz yarım kalmış. Belki de benim verdiğim cevaptan bağımsız olarak, sadece Türkçe’nin de zaman bakımında zengin olduğunu söyleme çalıştınız.”
      Buradaki iki konuda yazdıklarınıza cevap vermeye çalışacağım.
      İlki, bu çekimlerden hangisinin İngilizce’de hangi zamana denk geldiğini yazmamıza o dilin ihtiyacı yoktur. Çünkü iki dil arasındaki kıyaslama böyle yapılmaz ve bir dilin zamanlarının diğer dili karşılamadığı anda o dili eksikli göstermeyi gerektirmez. Önemli olan benim bir fiil üzerinden çekimlerini verdiğim zamanlara sahip olup olmadığıdır Türkçe’nin. Siz, Türkçe’deki değişik geçmiş zamanları ama bunlar geçmiş zamandır diye tek bir zaman altında toplayarak zaman sayısını azaltırken diğer yandan da yine past tense’in değişik versiyonlarını olması gerektiği gibi ayrı ayrı zamanlar olarak sayarak İngilizce’yi zaman-tense zengini ilan ediyorsunuz. Hayır buna bir diyeceğim yok, ama aynı lütfu neden Türkçe’den esirgediğinizi anlayamıyorum.
      Bir diğeri de benim Türkçe’nin zaman zengini olduğunu söylediğim zannına kapılmış olmanızdır. Hayır, benim böyle bir iddiam yok. Ama zaman fakiri olmadığı iddiam var. Bunların da iki ayrı şey olduğunu teslim edersiniz artık…

      0 0
  3. @tncdmrl

    Fena değil yani ama anladığım kadarı ile konu hızlı başladı sonrasında yavaş akacak. en iyisi biriksin öyle izleyeyim. yani çok tartışma olmuş ama bunu tarihe ya da dine bağlamanın anlamı yok. adı üstünde dizi tarihi gerçeklik beklemeyin çok fazla. ilgi çekici olması için kurgulanması gerek ayrıca ana karakter her zaman iyi olarak yansıtılır. ana karakterin kötü olarak yansıtıldığı bir dizi görmedim şimdiye kadar. seri katil bile olsa sevdirirler yani. zaten müslümanlardan çok hristyan yahudi zıtlaşması işlenecek gibi duruyor.

    0 0
  4. @s.nusret

    KraliceLagerha hanım, ben kimsenin Türkçe’ye hakaret ettiğini yazmadım. Benim eleştirim neden sizin bu kadar tepkinizi çekti ben de bunu anlamadım. Benimki sadece masum bir eleştiri, sizinki ise yazdıklarımı dikkate almayan bir saikle yazılmış görünüyor. Ademyavuz beyin yazdığı çok açık. Türkçe’de 4 tane zamanın olduğunu yazıyor. İngilizce’deki efendim onu aşkın hatta yirmiye yakın zamanları karşılayamamasının sebebi olarak da bunu görüyor. Ama işin aslı o değil. Ben buna karşı düşüncemi yazdım. Yazarken de İngilizce’deki tüm zamanları, hadi tüm demeyelim de çoğu zamanı karşılayan zamanlar var da demedim. Çünkü değişik dillerdeki zamanların ifade ettikleri tarihsel aralıklar farklı farklı olabilir ve bu anlamda birinin anlatmak istediği zama aralığını diğer dilde bulamayabilirsin. Ama bu demek değildir ki, bir dilin zaman çekimlerini diğer dili karşılayabildiği ölçüde kabul etmek gerekir. Adem beyin yazdığının bu anlama geldiği, böyle algılanabileceği düşüncesiyle de eleştiri mesajımı yazdım. Sizin dediğiniz gibi de Türkçe’deki zamanların İngilizce’deki zamanları tam veya çoğunlukla karşıladığını da yazmadım. Verdiğim zaman çekimleri hakkında da bunların şu kadarı zaten geçmiş zamanın değişik halleri diye kusura bakmayın ama tam da engellemek istediğim bir konuma düşerek küçümsemişsiniz. Bizdeki bu zamanlar bir zamanın değişik halleri de İngilizce’deki past perfect, past perfect continious vb. zamanlar neyin nesi oluyor onu anlamadım. Bunlar da eski, şimdiki veya gelecekteki -daha geniş zaman aralıklarının spesifik hallerini göstermiyor mu? Elbette öyle, ama İngilizce olunca bir keramet var sanıyorsunuz ve meseleye oryantalist bir bakışla bakıyorsunuz maalesef!!!

    0 -1
    • @KraliceLagerha

      Sorduğum sorulara hâlâ cevap alabilmiş değilim, sordum ki yazdıklarınızın hangisi past perfect tense’i karşılıyor? Burada Türkçe ve İngilizce karşılaştırılıyor sonuçta. İngilizce’den bağımsız konuşmamız mümkün değil. Gelmek fiilinin 12 tane çekimini yazmışsınız, ben de soruyorum ki bunlardan hangisi past perfect’in karşılığı? Siz sanırım past perfect’i past simple’ın bir türevi olarak görüyorsunuz ama maalesef öyle durum yok. Evet, geçmiş zamanla alakalı bir tense ama İngilizler past perfect’i, future perfect’i vs.. tamamen ayrı bir zaman olarak görüyorlar. Yani past perfect tense, geçmiş zamanın hikâyesi olarak falan Türkçe’ye çevrilmiyor. Çok farklı şeyler. Adem Yavuz yorumunda bundan bahsetmiş. Kaldı ki bana ilkokulda, ortaokulda, lisede 4 tane zaman öğretildi. İngilizce öğrenirken de 12 tane zaman öğretildi. Herkese öğretilen şey bu. Sizin yaptığınız fiil çekimlerinin çoğunun maalesef İngilizce’de karşılığı yok. Çeviri yaparkende bunun eksikliğinin yaşanması normal değil mi?

      0 0
  5. @sirkumpas

    yorumlar yıkılıyor :) ( yıkılıyor şimdiki zaman ama yorumlar yapılmış bitmiş ben bu yorumu yaparken geçmiş zaman kullanmam lazım aslında zaman konusunda Türkçe biraz dar bi dil maalesef uygun olanı seçmek doğrusu ) bu arada yapıcı yorumlar görmek güzel. daha diziyi izlemedim ama müslümanların kötülenmesi vs. olduğunu bir kaç yorumda gördüm bu da normal adamlar bizi övecek değil ya bizim onları övmeyeceğimiz gibi sadece dizinin zamanlaması Kudüs meselesi üstüne gelmesi hani bilincinde olalım diye amaç algı oluşturmak farkında olup izleyelim :) herkese iyi seyirler

    1 0
    • @s.nusret

      sirkumpas da, kendisinin Yorumlar yıkılıyor tespiti üzerinden Türkçe’deki zaman zayıflığından dem vurmuş. Ama yanlış bir örnek vermiş, kendi “yorumlar yıkılıyor” sözünü örnek göstererek. Çünkü bir yorumun “yıkılması” için zaten yapılmış olması gerekir, değil mi? Yapılmış bitmiş olmayan bir yorumun “yıkıldığı”nı nasıl iddia edebilirsiniz ki! Ama aradan bir zaman geçer ve sirkumpas o zaman örneğin filanca dizi filmin filanca bölümünün altında yorumlar yıkılıyordu diyebilir. İşte o zaman “yorumlar yıkılıyor” derse hatalı ifade etmiş olur. Bu anlamda yapılmış bir yorumun yıkıldığını yazmada, o yorumun yapılmış bitmiş olmasından hareketle Türkçe’ye bir zaman-tense zayıflığı bileti kesemezsiniz. İlle de bir zayıflık bulmak istiyorsanız, ne olur doğru yerde ve doğru temelde arayın, bulun ben de kabul edeyim.

      0 -1
    • @sirkumpas

      @s.nusret yorumlar yıkılıyor demişim yorumlar yıkıldı demiyorum Türkçede bunun karşılığı yorumlar şuan yıkılıyor demek yorumlar yıkıldı demek değil kendince yorumlar yıkıldı deyip kendince hata vermişsin bunun Türkçesi bu maalesef. sizin kendi yazınız (((( Çünkü bir yorumun “yıkılması” için zaten yapılmış olması gerekir, değil mi? ))))ben yıkıldı demiyorum yıkılıyor diyorum parantez yazı size ait bana değil bu da Türkçedeki zaman kavramının eksikliğini gösteriyor tercüme de bir açılımı var ama dilbilgisinde bunun açılımı yok . parantez cümle için sizin sözünüz ibir yorumun yıkılması için zaten yapılmış olması gerekir diyorsunuz ben yıkıldığından bahsetmiyorum zaten şimdiki zaman kullanıyorum

      0 0
  6. @s.nusret

    Özel isimlerden hangilerinin çevrilip hangilerinin çevrilmemesinin doğru olacağı konusunda şunu söyleyebilirim ben de.
    Bizim dilimize, tarihsel arka planı itibariyle mal olmuş, bu dili konuşan halkların tarihinde yer etmiş olan coğrafi bölgeler, şehirler ve kişi isimlerinin uzun bir tarihsel kesit boyunca dilimize geçmiş bir hali mevcutsa bunun kullanılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Bu anlamda Acre’nin bizdeki karşılığı Akka ise Akka’nın kullanılması gerekir. Anadolu’ya bir İngiliz nasıl ki Anatolian diyorsa ve bu onun dili itibariyle nasıl doğru oluyorsa bizim de Akka dememiz o derecede doğrudur; çünkü Akka da Paris, Londra, Moskova gibi bizim tarihimizde adı bu şekilde yer alacak kadar derinde yer alan bir şehirdir. Ama bazı durumlar, özellikle kişi isimleri bu durumda dahi değiştirilmemeli. Örneğin bizdeki karşılığı İbrahim olsa da Abraham’ın bu şekilde kullanılması gerekir. Tabii bunun da istisnaları var. Buna da bir örnek vereyim. Rus politik kişilerinden olan Troçki’nin bizdeki yazılışı ve kullanılışı böyle iken onun aslı Trotskiy’dir (buradaki ts bir tek harf ile yazılmaktadır, Rus alfabesinde iki, hatta üçüncüsü çoğunlukla düşse bile üç sesi bir sembolle veren harfler vardır) ve bana göre bu adın Troçki olarak yazılması doğrudur.
    Ne demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir…

    1 -4
  7. @s.nusret

    ademyavuz6’nın Türkçe’deki zamanlar ile ilgili yazdıklarına katılmıyorum. Türkçe, evet tamam bazı dillere göre bazı toplumsal ve tarihsel sebeplerle daha az “gelişmiş” bir dil olabilir, ama bu arkadaşın yaptığı gibi de yerlerde süründüğünü kabul etmek mümkün değil.
    Türkçe’de 4 zamanın olduğunu yazmış. Bilindiği gibi sona aldığı eklerle fiil çekimi yapan bir dil olan Türkçe’de, eğer gelmek fiilini 3. tekil şahıs ile çekersek tam 12 tane zaman elde ederiz, dört değil. Şöyle ki:
    Geliyor
    Geldi
    Gelmiş
    Geliyordu
    Geliyormuş
    Gelmişti
    Gelecek
    Gelecekti
    Gelecekmiş
    Gelir
    Gelirmiş
    Gelirdi
    Yukarıdaki çekimlerin her biri ayrı bir zamanı ifade etmektedir. Buna göre benim bilgim dahilinde 12 zamanı elde etmişiz demektir. Bilmediklerimi de bir kenara koyun artık. Yukarıdaki çekimler şimdiki zaman, hikaye geçmiş zaman, rivayet geçmiş zaman, di’li geçmiş zamanın rivayeti, şimdiki zamanın hikayesi, şimdiki zamanın rivayeti, geniş zaman, geniş zamanın hikayesi ve rivayeti, gelecek zaman, gelecek zamanın hikayesi ve rivayeti gibi zamanları ifade etmektedir.Dilimizle ilgili gerçekleri göz ardı etmeyelim, ama var olan özelliklerini de görmezden gelmeyelim lütfen!

    2 -6
    • @KraliceLagerha

      İyi güzel hoş da, bu yazdığınız örneklerin içinde hangisi ingilizcedeki past perfect tensin, past perfect continiousun, future perfectin veya future perfect continiousun karşılığı oluyor? Geldi, geliyor, gelmişti vs. bunların hepsi geçmiş zamanın altında toplanıyor ve hiçbiri past perfect’in, present perfect’in karşılığı değil. Üzgünüm ama gelecek zamanın rivayeti ile future perfect tense aynı şey değil. Adem Yavuz’un anlatmak istediği bu. Ayrıca çevirmenin Türkçe’nin süründüğünü söylediğini iddia etmişsiniz. Ben yorumda sadece bir açıklama görüyorum. Türkçe’ye karşı herhangi bir hakaret, aşağılayıcı söz göremiyorum. Kimsenin de gördüğünü sanmıyorum. Feyzalmak varken, neyi ispat etmeye çalıştığınızı anlamış değilim.

      1 0
    • @kayrakayak

      ”gelirdi” ve ” gelirmiş” i beğendim. Yanlışım varsa düzeltin sanırım bunların karşılığı İngilizcede tense olarak yok.

      0 0
    • @s.nusret

      İngilizce’de olup da Türkçe’de olmayan bir zaman aralığına dair fiil çekimi üzerinden bak orada var bizde yok demeyi anlayamıyorum arkadaş. Bu gayet doğal, çünkü tersi de mümkün ve var da zaten. Eleştirime neden olan mesajda “Yani biz sadece geçmiş zaman diye adlandırırken, adamlar past simple, past continuous, past perfect, past perfect continuous diye dallandırıp budaklandırıyor ve maalesef bu saydığım zamanlar içinde sadece Past Simple/Past Continuous’un Türkçe’de karşılığı var. Aynı durum gelecek zaman için de geçerli.” deniliyor. Zaten eleştirdiğimiz husus, tamamen olmasa da önemli ölçüde farklı coğrafyalarda, farklı iklimlerde, farklı çevre koşullarında, farklı toplumsal ve siyasal sistemlerde yaşamış iki halktan birinin dilini diğerinin ölçüsüne vurarak eksikliğinden bahsetmek doğru değildir, yan-lış-tır! Mesaj sahibi üstelik bunu yanlış bir bilgi üzerinden, Türkçe’deki zamanların güya kısırlığı üzerinden de yapmaya çalışıyor. Bir şeyin yerlerde süründüğünü söylüyor olmak için ille de motomot bu yerde sürünüyor demeniz şart değildir, onu anıştıracak şeylerle de bu yapılabiliyor görüldüğü gibi.
      @KraliceLagerha mahlaslı kişi, benim eleştirimi eleştirdiği mesajında “Geldi, geliyor, gelmişti vs. bunların hepsi geçmiş zamanın altında toplanıyor ve hiçbiri past perfect’in, present perfect’in karşılığı değil.” diyerek bir yanlışa daha imza atıyor. Bunların hepsini geçmiş zaman altında toplamış olmanız bilimsel olarak da böyle olduğu anlamına gelmez ve böyle diyerek çevirmenin yanlışını tekrarlamış olursunuz. Zira önceki mesajımda da bizzat bir fiilin çekimini de yaparak birden fazla geçmiş zamanın zaman adlarını da vermiştim. Elbette, nasıl ki İngilizce’deki perfect olan past tens, simple, continioüs vb. olanlarla birlikte asıl olarak past tense yani geçmiş zaman ana başlığı altında toplanıyorsa Türkçe’deki değişik geçmiş zamanlarda ana zaman olan geçmiş zaman adı altında söyleniyor. Türkçe’nin kabahati di’li geçmiş zamana gösterişli bir zaman adı vermemiş olmasından mı kaynaklanıyor. Birinde past simple, past continious ve past perfect vs., diğerinde de di’li geçmiş, miş’li geçmiş, şimdiki zamanın hikayesi, şimdiki zamanın rivayeti vb. gibi zamanlar var. Her dilin kendine ait özgünlüklerini ve bu özgünlüklerin ortaya çıkmasını sağlayan, neden olan tarihsel arka planlarını gözardı ederek yorum yaparsak bilimsel bir bakış olmaz bu…
      Son söz: Bir dildeki her şeyin karşılığını başka bir dilde aramak nafile bir çabadır, bulamazsınız. Bu yüzden şiiri çevirmek daha zordur denilir. Şiir çevirmenleri daha ziyade şairler arasından çıkar ve çevirdikleri şiiri neredeyse yeniden yazarlar ve o şiirin vermek istediğini vermeye çalışarak ona çok şey ekleyebilirler.

      0 0
  8. @miralay24

    öncelikle selamlar . diziden çok yorumlara takılıyor insan adı üstünde dizi belgesel felan değil olayı kalkıp din simsarlığına çevirmenin alakası olmadığının kanaatindeyim.artı olayda zaten islam dinine inanıyorsanız özellikle 4 büyük kitaba bağlı dinleri eleştirmenizin doğru olmdığını anlamanız gerekir. çevirmen arkadaşlara da burdan tesekkuru borc bılırım ozellıkle benım gibi işitme engellı ınsanlar ıcın alt yazı cok onemlı bır unsur lakın yabancı dıllerın yapısı ve turkce dil bısınden kaynaklı cakısmaların olacagı muhakkak buda sizin emek vermediğiniz anlamına elbetteki gelmiyor. saygı ile

    0 0
  9. @Leon yönetici

    Bu bölüme muhteşem yorumlarıyla katkıda bulunan başta çevirmenimiz Adem Yavuz Bostancı olmak üzere diğer tüm üyelerimize site yönetimi olarak teşekkür ederiz.

    8 0
    • @s.nusret

      Adem Bey, “Bu arada Acre’yi bilerek Akka olarak çevirmedim, çünkü bilindik şehirler dışında (Londra, Kudüs vs.) şehir isimlerinin Türkçe’ye çevrilmesine karşıyım.” demiş. Özü itibariyle, teorik olarak doğru, ama Akka’nın “bilindik” olmadığını nereden çıkardığını anlayamadım!

      0 0
  10. @zerock069

    Bu tipler Vikings izlerken de pagan propagandası diye zırlıyorlar mı acaba

    3 0
  11. @levooo

    bu dizileri lütfen mezhep çatışmasına çevirmeyin.bu komplekslerden kurtulun.beğenirseniz izlersiniz.daha iyisini yapalım onuda izleyelim.

    6 -2
  12. @Mulhi

    Çeviri yapan değerli insanlara ve Dizibox’a içten teşekkürlerimi iletiyorum. Bu iş dıştan göründüğü gibi kolay değildir. Kuru sözlük lisanı ile veya günlük konuşma bilgisi ile başarılamaz.
    Öte yandan filmlerin konusu, bunlar için yapılan politik ve sosyal yorumlar ve neden yerli kaynaklı böyle gerçek olayları anlatan diziler yapılamadığına gelince; ya izleyici kalitesi ya da yapımcı kalitesi henüz yeterli değil.
    Bir kere bunlar için; çeşitli bilimsel disiplinlerden oluşan ekip çalışması ile konuların tespiti, sonra da bunu sinema diline çevirecek yine başka bir ekibin çalışması gerekiyor. Bizim tarihimiz en zengin tarihlerden, sayısız sosyal olaylar, savaşlar, devrimler, imparatorluklar ile dopdolu ama şimdilik Tarkan, Karaoğlan vs’den ileri gidilemedi bildiğim kadarı ile.
    Yani işin esası detaylı bir araştırma geliştirme çabasını gerektirmesi. İşin finansman boyutunu da unutmamalı.
    Bu gibi bilimsel konularda araştırma yapan eğitim kurumlarımız ile sinemacılar arasında mutlaka olması gerekli ilişkinin düzeyi de çok önemli.
    Bunlar olmadan bir araştırmaya dayanmayan fasaryadan yapılacak kalitesiz ürünleri izler misiniz? Hayır değil mi?
    Ama fasaryadan komando, gerilla, terör, FBI/CIA olayları, aksiyon filmleri en çok seyirciyi çekiyor. Millet ağzının suyu akarak izlediği palavralara bayılıyor. Muhteşem falan diye niteliyor. Bu da seyircinin genel düzeyi işte.
    Ama ümitsiz olmamak gerek. Her geçen gün toplumun anlayışı, yorumlaması, beklentisi, beğenisi gelişiyor, değişiyor. Artık kalite anlayışının, düşünce çeşitliliğinin oluştuğunu en azından beklentilerin arttığını ve cehaletin yavaş da olsa kalktığını düşünüyorum.

    8 0
  13. @sermet han

    tapınak şövalyeleri ne kadar vicdanlı,duyarlı insanlarmış,hayran kaldım
    yahudilere acıdım
    müslümanlara kızdım
    dememiz için tasarlanmış bence rezil bir dizi başlangıcı olmuş

    5 -6
    • @inMyTearS

      Ya abi siz niye hep bu kafadasınız? Adam yapmış napacak Müslümanlar üstün ırk ama biz şerefsiziz vicdansızız duyarsızız mı dicek? Kendini yerip seni mi övecek? Nasıl biz kendi dinimizi milletimizi üstün görüyorsak onlar da kendilerini üstün görüyor bu kadar basit. Adam kendi dininine aslında Müslümanlık gerçek din ama biz adilik olsun diye buna inanıyoruz diyerek inanmıyor. Sen kendi dinin için ne düşünüyosan o da kendi dini için bunu düşünüyor. Yabancı yapım film izleniyor dünyanın dört bir yanında ama sizin yorumunuz bu. O zaman git kardeşim sen çek ve izlet dünyaya madem o kadar kolay. Eleştirdiğin şeye bak. Elin adamı gelsin kendini yersin beni övsün diyosun bu olmadı diye rezil diyosun. Rezil olan şey milletin ne dediği ne gösterdiği değil aklı olan beyni olan gerçeği dizide aramaz gider okur araştırır bilir. Diziyle kafası karışanın da karışsın zaten ondan bir yol olmaz. Sen kendi filmlerinde 1980den beri yok hain kustok yok kafir bizans derken bişi yok kilise basarken bişi yok ama adamlar yapınca zıpla yok öyle dünya. Mezhebi dini dili ne olursa olsun hepimiz insanız hepimiz biriz. Eğer Allah zaten herkesin aynı dilden dinden mezhepten olmasını isteseydi böyle yaratırdı bu dünyayı. Siz gidin her sizden olmayana zıplayın diye değil bu kaotik düzen. Hesabı sorması gereken kişiye bırakın bu hesaplaşmaları artık. Eşitlik eşitlik eşitlik

      5 0
  14. @asabiii

    bence gzeldi , bu yeterli ,

    0 0
  15. @clawuz

    Açıkçası diziyi izlemedim ama genelde yorumları okuyup ona göre karar verirdim. Gördüğüm kadarıyla burada diziden çok yorum güzellemesi mevcut ve oldukça ilgi çekici buldum. Çeviri yapan ve yorumlayan arkadaşlar ne de güzel bir diyalog oluşturmuşlar. Herkesin ellerine sağlık. Yıllardır dizi izlerim genel olarak yabancı ağırlıklı ve neden bizde böyle diziler yapılmıyor diye (bir çok arkadaşında aynı düşüncede olduğunu fark ettim) hep düşünürdüm. Geçen yıl tesadüfen denk geldim ve gördüm ki bizde yapmışız ve herkes farkında değil. Siyasi anlamda çok yorum yapanlar, farklı yöne çekenler olmuş ama bizimde tarihimizi yani Osmanlı’nın başlangıcını anlatan bir dizimiz mevcut.
    “Diriliş Ertuğrul”
    Burada yerli bir dizi tanıtımı yapma niyetim yok ve yanlış anlaşılmakta istemem. Biz neden yapamıyoruz diyen arkadaşlara atfen umarım izler ve beğenirler diye umuyorum.
    O kadar güzel yorum görünce bende dayanamadım ve üye oldum. Aslına bakarsanız içimden bir şeyler yazmak geldi ve sizlerle paylaşmak istedim.
    Herkese keyifli seyirler dilerim…

    4 0
  16. @okacikuce

    Merhabalar.

    Öncelikle çeviri için teşekkürler. Emek isteyen bir iş.

    Yorumlardaki bazı noktarla alakalı olarak ben de, naçizane, bazı bilgi yanlışlarını düzeltmek isterim müsadenizle.

    Öncelikle Selahaddin Eyyubi’nin kökeni tartışılmış. Kökeni hakkında kesin nesnel bir veri bilmemekle beraber Kürt- Türk milliyetçiliği konusunda ekleme yapmak istiyorum.
    O dönemlerde mensup olunan etnisite bir alt kimlik olarak düşünülmüş ve ehemmiyetle üzerinde durulmamıştır. Mühim olan kişilerin dinidir. Yani insanlar Türk-Kürt-Fransız diye kendilerini tanımlamazlar, dinleri ile tanımlarlardı. Buradan hareketle Selahaddin Eyyubi için mühim olan şey müslüman olmasıydı. Etnisitesini yüksek ihtimalle hiç düşünmedi bile. Zira etnik köken üzerinden insanların üst kimlik oluşturma hikayesi çok daha geç döneme tekabül eder.(18.yy.) Dolayısı ile etnisite o zamanın değil günümüzün bir tartışmasıdır ve aslına bakarsanız bunun üzerinden tarihsel bir bakış açısı geliştirmek anakronik olacaktır.

    İkinci olarak da Konstantinapolis tartışmasına değinmek isterim. Sanıyorum İstanbul isminin müslüman şehri, Konstantinapolis isminin ise ise hristiyan şehri temsil ettiği gibi yanlış bir algı var. Efendim böyle bir şey yoktur. Osmanlı Devleti yıkılana değin kente Konstantiniye demeye devam etmiştir. Eğerki darp edilen sikkeleri incelerseniz orada Konstantiniye yazısını rahatlıkla okuyabilirisiniz. Hatta 1930 senesine kadar Türkiye Cumhuriyetin’de dahi Konstantiniye kelimesi kullanılmaya devam edilmiştir.

    Lakin İstanbul ismi’de kullanılmıyor değildi. Fakat bu zannedilebileceği üzere din ile ilişkili bir mevzu değildir. Kelime “Stanpoli” kelimesinden gelmektedir. Grekçe yönelme eki ile şehir manasına gelen polis kelimesinin birleşiminden oluşur. Dolayısı ile bu da müslümanlıkla alakalı bir kavram değildir.

    Teşekkür ederim. Keyifli seyirler herkese :)

    16 0
    • @EfeYegenoglu

      Selahaddin Eyyübi’nin çocuklarının isimlerine bak emrinde yetiştiği adamın kim olduğuna bak hangi etnisiteden olduğunu anlarsın. Ortaçağda etnisiteyi bırak hangi boydan hangi aileden olduğun bile önemli idi.

      1 0
  17. @BAYGAN

    Yorumlar daki Kaliteye bak be…
    Harbiden yorumlar daha zevkli, Sayın akademisyenler buradan bir grup kursak ülkeyi ayaklandırırız. Hadi biriniz el atsın şu işe ;)

    11 0
  18. @Yusuf1931

    Vallahi ne diyeyim tam bir düzenbazlık işte Yahudileri hıristiyanları Mazlum göstermek ama gelgelelim ki müslümanlar yine Barbar ok Kudüs’ü Fethi ediyorlar Hazreti İsa’nın Kupası’nı arıyorlar utanmadan kralın karısına kayıyor Ondan sonra çıkıp vatanperver takılıyorlar tipik İngiliz oyunları ileride neler olacak

    4 -4
  19. @jessyblue

    Akedimisyenlerin tartışması bilem bir farklı oluyor daha diziye başlamadan önce biraz yorum okuyum dedim,daha cok bilgi edindim,edep gördüm haya gördüm.karşılıklı aşık atışması gibi,diziden zevkli şerefsisim

    9 -1
  20. @micopercussion

    Sayın Adem Yavuz BOSTANCI çeviriniz ve emeğiniz için sonsuz teşekkürler…sürekli eleştirmek yerine beğenmek ve tebrik etmek de gerekir diye düşünüyorum.. Diziye gelince fazla hiddetlenmeye gerek yok sayın izleyenler… beğenseniz de beğenmeseniz de bu da Hristiyanların Orta Doğu’nun ve Kudüs’te yaşananların tarihi… biraz gerçek yanlı olmayan tarafsız tarih kitapları okumalıyız bana göre… ne yazık ki Çağrı filmi dışında Arap topraklarında geçen bir başka film çekilmedi ise şu zamana kadar bunu başta milyarlarca doları başka şeylere yatıran İngiltere ve Amerika’da yaşayan Arap prenslerinden başlayarak sorgulamak gerek.. Ayrıca Türk kelimesi özel isimdir ve baş harfi büyük yazılır.. biz daha buna bile dikkat edemez ve önem vermezken başkalarından dikkat bekleyemeyiz.. ne olursa olsun Adolf Hitler hiçbir açıdan sevilemez sempatik bulunamaz.. yüzyılın en büyük insanlık suçunu işleyen kişidir o… evet bizim şanlı bir tarihimiz var doğru ve yüzlerce mükemmel senaryo dizi ve film çıkar.. ama ne zaman villa-jeepler-şirket oğlanları ve kızları dizilerinden vazgeçersek ve ne zaman “destek” gören dizilerin abartılı senaryolarından vazgeçersek ve ne zaman Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda ne yaptı ki sanki demez de O’nun büyük dehasına saygı duyarsak ne zaman balıklara altın para atan veya sakalına boncuk takan veya elektrikten korktuğu için saraya elektrik gelmesine izin vermeyen şehzade veya padişahlarımız olduğunu da kabul edersek işte o zaman bizlerden de güzel şeyler çıkar diye düşünüyorum.. sonuçta bu diziler dünya platformuna açık şekilde çekiliyor kimsenin bize zorla bir şey dayattığı yok… izlemezsiniz olur biter kalp ve akıl sağlığınız da yorulmaz böylece… ama kötü de olsa hiç birimiz şuan böyle bir senaryo yazamadığımız ve böyle bir prodüksiyon ile dizi çekemediğimiz için futbolda olduğu gibi “tribün antrenörlüğü” yapmayalım dilerseniz… siz daha iyisini yapın ki onlar izlesin… son bir şey daha Müslüman olmakla Arapları sevmek karıştırılmasın… bizleri nasıl arkadan bıçakladıkları malumdur sevmek zorunda değil herkes.. (Bkz: Arabistanlı Lawrence E.T.Wilson Gertrud Bell hayatları ve yaptıkları) ve bir de tarih kronoloji ile gider malum… bu sebepten bizler önce Türk’üz daha sonra (Talas Savaşı) Müslümanlığı seçeriz… zaten hep biz Türkler kalkan olmuş savunmuşuz yüzyıllarca biraz da kendileri kendi özlerine dönmeliler artık..

    18 -1
  21. @Ninquem

    Sayın Adem Yavuz Bostancı, sevgili meslektaşım, bağlamı vermekte başarılı olduğunuzu görüyor ve tebrik ediyorum. Ancak denizi geçerken derede boğulmuşsunuz. Yalnızca 4 dakikasını izleyerek karşılaştığım hataları aşağıda listeliyorum. Bu notlara tarz/biçem tercihleri ve yazım hataları dahil edilmedi.

    Acre konusunda hatanız var ve bu hata o şehre Müslümanların hangi adı, Hristiyanların hangi adı verdiğinden kaynaklanmıyor. O şehrin adının nasıl yazıldığıyla ilgili bütün mesele. Acre o şehrin adının yalnızca Anglofon/Frankofon yazılışı, Akka ise latin harfleriyle yazılan Arapça okunuş. Örneği şöyle vereyim: Araplar Suriyyi, biz Suriye anglofon yazılışı kabul edenler ise Syria diye yazıyorlar. Bu yazımların hiçbiri Konstantinopol (ki bu Türkçe yazılışı, Anglofon yazılışta Costantinople olur) – İstanbul veya mesela Belarus – Beyaz Rusya arasındaki farklılıklarla ilgili değil. Wikipedia’nın ingilizce sayfası bile şehrin adının farklı yazılışları arasında Ako, Akko, Akka vs.’yi veriyor.

    Fiil çekimlerine ilişkin görüş ve tartışmalar son derece güzel ve keyifli. Bu duruma küçük bir katkıda bulunayım: okuma/yazma alışkanlığı toplum genelinde azaldıkça dilde çölleşme kaçınılmazdır. Kendi entelektüel derinliğini yitiren bir toplumun dilinde derinlik kaybı görülmemesi ise mümkün değil.

    Ez-cümle: hızla çeviri yapmak zorunda olduğunuzu biliyorum. Şimdi ben de bu yorumu yaptıktan sonra sabahlayıp çeviri yetiştireceğim. Dolayısıyla arada dikkat kaybı nedeniyle hatalar olabilir. Ancak aşağıda örneklediklerim arasında bariz hatalar (hata değilse maddi çarpıtmalar) var ki bu da geliştirilmesi gereken bir duruma işaret ediyor.

    Elinizden çıkan işin alımlayıcısı olarak emeklerinize teşekkür ederim. Sevgiler.

    Çeviri hataları:
    Kelime / Kullanılan Karşılık / Olması Gereken
    Emissary / Casus / Elçi, Temsilci
    We have forces of Egypt and Syria / Mısır ve Suriye’de ordularımız var / Mısırlı ve Suriyeliler de bizle beraber
    Saracens / Saracenler / Sarazenler
    Sultan will have your humiliation / Sultanı rezil ettiniz / Sultan sizi rezil edecek/küçük düşürecek
    By the grace of god / Tanrının yardımıyla / Tanrının lütfuyla

    13 -5
    • @Heisenberg

      Efendim merhabalar,
      – Akka konusunu uzatmayacağım, neden tercih etmediğimi açıkladım.
      – Knightfall’u Peaky Blinders’ı ve TLC Türkiye için Vikings’i çevirdikten sonra izlemeden çevirdim yetiştirmek için. Malum rekabet söz konusu. O yüzden çevirimde hataların olması çok normal. Ki belirttiğiniz hatalar için de;
      Emissary: http://tureng.com/tr/turkce-ingilizce/emissary
      By the grace of God: http://tureng.com/tr/turkce-ingilizce/grace%20of%20god
      Bana gelen altyazı videonun içinden çıktı ve ”We have forces in Egypt ve Syria.” yazıyordu. O nedenle Mısır ve Suriye’de kuvvetlerimiz var diye çevirmiş olmam normal efendim. Saracen konusunda size katılıyorum. Uzun lafın kısası, sizin de belirttiğiniz gibi dikkat dağınıklığı, yetiştirme çabası, yorgunluk vs. derken hataların ortaya çıkması doğal. Çünkü bitirdikten sonra kontrol etme şansımız da olmuyor. İzlememiş olmamın da etkisi var. Tabii bunlar haklı sebepler değil. Bu işi 10 senedir yapıyorum, keşke herkes sizler gibi yapıcı şekilde eleştirse de hatalarımızı net şekilde görebilsek ve düzeltebilsek ama bu pek mümkün olmuyor. Çok teşekkür ediyorum yapıcı eleştiriniz için, söylediklerinizi bir sonraki çevirimden itibaren dikkate alacağım. Görüşmek üzere. Saygılarımla.

      18 0
  22. @Delikcorap

    Ya şimdi insan düşünmeden edemiyor. Dünyanın en iyi tarihine sahibiz (bence).adamların bok gibi bir tarihten böyle bir dizi çıkarıyorlar.Fakat biz niye böyle bir dizi üretemiyoruz. Adamlar karşı tarafın ordusunu yaparken bile gayet iyi bir iş çıkarmışlar (şahsi fikrim). Biz niye aptal aptal diziler çıkarıyoruz konuları sürekli aşk ve dramla dolan dizilerle dolu şu TÜRK televizyonu. Montajcı elamanlar azcık daha uğraşıp şöyle iyi bir montaj yapsalar; senaryo zaten hazır bizim TARİHİMİZ. yapmamız gerekenler 2 saatlik bölümler yerine max 1 saatlik bölümler yayınlamak ve daha az entrikalarla orta çağı en iyi şekilde televizyona yansıtmak(bizim bakış açımızdan). Emin olun Türkiyede gelmiş geçmiş en çok izlenen dizi olacakltır.

    12 0
    • @EskiMoo

      Kardeşim bu bizim ülkede televizyon sektörünü parmağında oynatan adi insanlar yüzünden oluyor ve bizim ülkemizde her zaman her işin kolayı ve daha karlısı düşünülür adamlar dram aşk kısacası koca karı dizileriyle zaten harcadıklarının 10 hatta 100 katını kazanıyorlar çünkü bizim toplumumuz izliyor malesef . Börü dizisi çıkacak ve ilk amerikan tarzı dizi olacak Türkiye de 1 saat her bölüm ve bir sezon öyle 100 bölümden de oluşmayacak ve bu dizi sayesinde inanıyorum ki bizim istediğimiz gibi sağlam diziler gün yüzüne çıkacak

      2 0
  23. @creativepro

    Sayın Adem Yavuz, cevabınız için teşekkür ederim. Üniversitede bu işin eğitimini aldığınızı tahmin etmiştim. Uzun zamandır yurtdışında yaşadığım (şu sıralar artık Türkiye’deyim) için ülkemizde son 10 yılda değişen çeviri (ya da çeviri etiği) sistemini anlamakta zorlanıyorum. Örneğin bir kitabı Türkçe’ye çevirirken veya Türkçe bir kitap yazarken sadece di’li geçmiş zaman kullanılmasının mantığını anlayamıyorum. 80lerde okuduğum kitaplarda mesela James Bond gibi geniş zaman kullanılmaktaydı. Özellikle 70-80lerde yapılmış korku çevirilerinde geniş zaman vardı çünkü 1800’lerde o kitapları yazan İngiliz ve Amerikalılar korkuyu iyi yansıtabilmek için Geniş Zaman (simple present) kullanmışlardı. Yapar eder gibi. Fakat artık çeviri veya Türkçe olarak yazım di’li geçmiş zaman yaptı etti şeklinde olmakta. Korku kitapları çeviren ünlü bir yayınevinin editörüne geçen ay sordum, kim karar verdi buna, siz firma olarak mı yoksa şahıs olarak mı karar veriyorsunuz diye sorunca üniversitede öyle öğreniyoruz dedi. Ben de sizin şahsınızda (eğer halen dersleriniz devam ediyorsa lütfen üniversitedeki hocalarınıza mümkünse yaşı 50’nin üzerinde olan proflara) soruyorum “Kim, ne ara, ne amaçla, niçin Türkçe’de edebi dilin di’li geçmiş zaman olmasına karar verdi? Eğer bilinçli bir tercih ise kim, emir büyük yerden ise mesela YÖK’ün kararı, ya da hangi aklı evvel (ler) ne amaçla Türk dilini sınırladı. Özellikle korku ve bilimkurgu anlatımında aksiyon ve dehşeti en güzel Geniş zaman (hem Türkçe’de hem İngilizce’de) vermektedir. Ben geniş zaman yazmaktayım ve okuyucularım gerçekten çok korktuklarını ifade etmekte. Lütfen bunu hocalarınıza sorun, tanıdığım çeviri eğitimi veren akademisyen olsa bizzat soracağım da yok. Siz aracı olursanız çok sevinirim. Cevabı gene bu siteden verirseniz bu konularla amatör olarak ilgilenen genç arkadaşlar da benim kadar bilgilenmiş olur diye düşünmekteyim. Kolay gelsin.

    6 0
    • @dusk08

      merhaba diziboxtaki bütün çevirilerde yer ve adların Türkçe olarak çevrilmemsi zaten en iyisidir bazen görüyoruz ”örneğin; wood land” çevirmen bunu odun adası gidiye çeviriyor çok anlamsız geliyor bana orijinal bırakmanız çok iyi :)

      0 -3
    • @Heisenberg

      Bu sorunuza ben de cevap verebileceğimi düşünüyorum, tabii şu an için bir profesör olmasam da ben de yurt dışında akademisyenlik yapan bir insanım. Umarım cevabımın sizler için bir geçerliliği olur. Sorunuzun çok karmaşık bir cevabı yok aslında. Cevabım şu; Türkçe’de sadece 4 zaman varken, İngilizce’de zaman sayısının 12-13’e kadar çıkıyor olması. Yani biz sadece geçmiş zaman diye adlandırırken, adamlar past simple, past continuous, past perfect, past perfect continuous diye dallandırıp budaklandırıyor ve maalesef bu saydığım zamanlar içinde sadece Past Simple/Past Continuous’un Türkçe’de karşılığı var. Aynı durum gelecek zaman için de geçerli. Yani dilimizde karşılığı olmayan zamanlarda yazılmış eserleri Türkçe’ye çevirirken Türkçe’deki zamanlara bağlı olarak çevirmek zorundayız. Bu da ister istemez zaman sayısını 12’den 4’e indirdiği için çeviri yapanların zorlanmasına neden oluyor. Kendimden örnek vereyim, şu an İthaki Yayınları için Tolkien’in Beren ve Luthien eserini çeviriyorum. Kitaptaki İngilizce tamamen devrik cümlelerle ve past perfect tense ile yazılmış. Yukarıda da belirttiğim gibi past perfect tense’in dilimizde karşılığı yok. O yüzden Türkçe’deki 4 zamanın sınırları dahilinde çevirmek zorunda kalıyorum. Bu işin gramer kısmı. Bir de çeviri etiği diye bir şey var. Bu da metnin özüne sadık kalarak, anlatılmak istenen şeyin üzerinde oynama yapmadan, kendi yorumunuzu katarak çevirmek oluyor. Yani bu da çevirmenin insafına kalmış bir durum. Kimi olduğu gibi ”doğrudan” çevirir, kimiyse zamanları genişletir, daraltır, kelime çıkartır, kelime ekler, uzatır, kısaltır, ona çevirmen karar verir. Konudan sapmadığı sürece de kimse neden böyle yaptın demez. Yeter ki anlatılmak istenen çarpıtılmasın. Ki zaten yorum katılmadan çeviri yapılırsa, ben çok fazla romanın Türkçe’ye çevrilebileceğini sanmıyorum. Bunun da sebebi gramer olarak fazlasıyla farklı bir dil olmamızdan kaynaklanıyor. Bu konuyu ta İngilizce’nin Anglo-Sakson kökeninden, Türkçe’nin Ural-Altay ailesine ait olmasına kadar uzatabilirim ama uzatıp kafa karıştırmaya gerek yok. Romanlarda, hikâyelerde, masallarda yapılan genellikler budur, lâkin şiir, kaside gibi edebi eserlerin çevirilerinde zamanlara tamamen sadık kalmak zorundayız. Bunun istisnası maalesef yok. Konunun özü bu. Umarım verdiğim cevap sizleri ve çevirmenlik yapan arkadaşlarımı tatmin etmiştir. Eğer bu konuda merakınız varsa, sosyal medya hesabım üzerinden iletişime geçmekten çekinmeyiniz. Görüşmek üzere. Saygılarımla.

      78 -6
    • @dogakeskintepe

      Ulan resmen üniversite sıralarında ders dinliyormuşum gibi hissettim. Çok güzel anlatmışsınız Adem Yavuz. Elinize sağlık.

      2 0
    • @BloodyHell

      @ademyavuz6 bey, konuyla alakasız olacak fakat sormadan edemedim, Beren ile Lüthien’i çevirdiğinizi belirtmişsiniz. Çevirdiğiniz metin Silmarillion kitabındaki Beren ile Lüthien metni ile aynı uzunlukta mı, yoksa daha detaylı geniş bir versiyon mu olacak? Başarılarınızın devamını dilerim. Yüz yıllar sonra bile anılacak bir kitabın çevirisine imza atıyorsunuz.

      0 0
  24. @Komancelo

    29dk 43 sn izleyebildim sanırım bana hitap etmedi,sıkıldım açıkcası, belki haksızlık yapıyorum ama bana sıranadan bir dizi gibi geldi,nacizane fikrim

    2 0
  25. @enes1834

    nedir bu conilerin yahudi aşkı bir türlü çözemedim
    bu tur yapımları gördükçe ve oyun yapımları da geçerli nazi ve hitler,e karşı nefretim azalmaya başlıyor nedense

    0 -2
  26. @ilker.savas.33

    21 dk zor dayandım..berbatt..

    1 -2
  27. @creativepro

    Çevirmen Sayın Adem Yavuz,
    Biz o toprakları Osmanlı olarak 400 sene, Büyük Selçuklu, Suriye Selçuklu, Eyyubiler (Selahaddin Eyyübi’nin babası Kürt aşiret reisi, annesi Suriye Selçuklu sarayına gelin veren Sünni Türkmen aşiret reisinin kızıdır, baba dili Kürtçe, anadili Türkçe olduğundan ve ordusunun başkomutanı dahil askerlerinin çoğu Türk olduğundan Türk devleti sayarız) ve ardından Memlüklüler ile birlikte 700 sene yönettik. Akka biz Türkler için Kudüs kadar bilindik bir şehirdir. Brezilya’daki bir kentten bahsetmiyorsunuz sonuçta. 700 sene yönettiğimiz Akka’ya bilinmedik şehir muamelesi çekiyorsanız bi zahmet ortaokul-lise tarih kitabını önünüze alınız ve biraz nostalji yapınız. Napolyon Mısır’ı işgal ettiği zaman o sırada Yeniçeri ordusu kaldırılmış (Vaka-i Hayriye) ve yerine yeni bir ordu Nizam-ı Cedid ve devamı olan Asakar-i Mansuru Muhammediyye (Mehmetçik’in isim babası) ordusu kurulmuştu. Bu ordunun komutanı olan Cezzar Ahmet Paşa, Akka kalesine kapanıp Napolyon’la aylarca savaştı. Akka’yı fethedemeyen General Napolyon, başarısızlığını açıklamak için Fransa Meclisine mektup yolladı ve bana Türk askerini (yani onun kadar cesur Fransız askerleri) verin size dünyayı fethedeyim dedi. İşte bu lafı dediği yer senin Acre olarak çevirdiğin ama Türk tarihinin 700 yıldan beri Akka olarak bildiği şehirdir. G.Afrika’daki Cape Town gibi 19.yy sonu-20.yy başında kurulan (aslında 17.yy’da kurulmuştur ama bizim haberimiz 20.yy’da olmuştur) hiç duymadığımız şehirleri kendi ismiyle bırakabilirsiniz ama 700 sene bizim olmuş bir şehre bizim olmayan bir isimle hitap edemezsiniz. Çeviride dahi hoş kaçmaz. Oldu olacak İzmir’e Smyra, İstanbul’a da Konstantinopolis deyiveriniz.
    Not: Bazı çevirilerde İstanbul derseniz Müslüman Türk şehri, Konstantinapolis derseniz Hristiyan şehri anlamı (tarihsel olarak) ortaya çıkar, o zaman İstanbul’a Konstantinopolis demek daha doğru olur.
    Haçlı Seferleri sırasında dahi orası Selçuklu Türkleri tarafından daha önceden fethedildiği için Akka olarak bilinen bir şehirdir. Eğer o sırada bilmediğimiz, bize ait olmayan bir şehir olsaydı Acre diye çevirebiliridiniz, o zaman da hiç itirazım olmazdı. Lütfen çevirmen arkadaşlar (sadece bu site için değil, kitap-dergi-makale çeviren profesyonel çevirmenler dahil) bu tür ayrıntılara dikkat etsin. Yunanlı 600 sene önce kaybettiği İstanbul için halen Konstantinopolis derken biz topu topu 95 sene önce kaybettiğimiz bir şehire bizim olmayan bir adla hitap etmeyelim.

    13 -9
    • @fikrigurcan

      bilgilerin yanlış maalesef ki. selahaatttin eyyubinin etnik kökenini güzel ve güvenilir kaynaklardan bir kez daha araştırmanı tavsiye ederim. selahattin eyyubi asla kürt olamaz. yüzde yüze yakın türk küçük bir ihtimal de olsa araptır. bu baplamda kğçğk kafa karıltırıcı insanı yanıltan yanlışlar vardır o kısımları doğru özümlemek gerekir.
      http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=146602
      basitçe burdan bakabilirsin

      1 0
    • @Heisenberg

      Efendim merhabalar,
      Söylediklerinizin altına imzamı atmakla birlikte şöyle de bir izâhatım var. İzlediğimiz dizi Hristiyan odaklı bir dizi. O yüzden Müslümanların hitap ettiği şekilde çevirmem üniversitede aldığım Çeviri ve Çevirmen Etiği dersine sığmazdı. Şöyle açıklayayım: 2017’de geçen Hristiyan odaklı bir dizi de olsa bu dizi ve içinde Konstantinapolis geçse, ben onu tutup İstanbul diye çeviremem. Çünkü çevirimi dizinin bakış açısıyla yapmak zorundayım. Pratik olarak doğru mu? Bence değil fakat teorik olarak doğru olan bu. Ben de böyle %51 – %49 gibi hassas konularda teorik bilgilere güvenmeyi tercih ediyorum. Umarım kendimi ifade edebilmişimdir. İlk yaptığım yorumumda ayrıntıya girmedim, üzerinde durmadım. Yani durum bundan ibaret. Ha, haftaya diziyi başkası çevirir, o arkadaş Akka diye çevirir. Ona da kalkıp yanlış diyemez kimse. Teşekkür ederim değerli yorumunuz için. Saygılarımla.

      9 0
    • @creativepro

      Fikrigürcan, asıl senin bilgilerin yanlış. Bi zahmet objektif olarak tarih araştırması yap. Ben bir Türk ve Türk milliyetçisiyim ve tarihle ilgili araştırmaları iki ayrı dilde derinlemesine yapabilmekteyim. Dandik web sitelerini kaynak olarak almayıp iki dilde en uzman kişilerin yazmış olduğu veya başka dillerde olup da iki dile (Türkçe ve İngilizce) çevrilmiş pek çok tarih konulu eseri okudum. Zamane gençleri Inernet’teki abuk sabuk sitelerden bilgi öğrenirken benim yaşımdakiler tuğla kalınlığındaki bilimsel kitaplardan öğrendi bildiklerini. Şu an Türk Tarih Kurumu’nun eski başkanları dahi Selahaddin Eyyubi’nin yarım kan Kürt olduğunu kabul etmektedirler. Babası Kürt, anası Türk olan Eyyubi asla ben Kürdüm dememiş, Kürt milliyetçiliği yapmamıştır ama hem annesinin aşiretine ama daha çok babasının Kürt aşiretine (Suriye Selçuklu Sultanlarının atabeyi olan Zengilerin sarayını koruyan komutan bir Kürt’tü ve aşiret reisi idi. İşte onun oğlu da Selahhattin Eyyubi’dir. Bir Türk’ün Selahaddin Türk’dür demesi çok doğru olduğu kadar bir Kürd’ün de Selahaddin bir Kürt’tür demesi de çok doğrudur. Anadili Türkçe baba dili Kürtçe’dir. Eğer Suriyeli veya Mısırlı bir Arab’a da sorarsan Selahaddin bir Arap’tır, asla Kürt ya da Türk olamaz der ve bu da doğrudur. Çünkü Selahaddin Eyyubi Şark’ın En Sevgili Sultanı’dır. Kimse onu paylaşamaz, o tüm Ortadoğu Müslümanlarının ortak kahramanıdır. Fakat şunu da unutma dünya üzerinde Selahattin Eyyubi’nin isminin verildiği tek kent olan Selahattin kentinin halkının aşırı büyük çoğunluğu da çok eski devirlerden beri Kürtt’tür ve Kuzey Irak’tadır. Tarih bilimi basit ırkçı açıklamalara değil kanıtlara, buluntulara dayanan bir bilimdir. Bir Kürt’ün Selahattin sadece Kürt’tür demesi kadar bir Türk’ün de Selahattin sadece Türk’tür demesi bilimsel olarak yanlış olduğu kadar milletlerin (ya da ümmetin) gönüllerinde unutulmaz bir yer edinen büyük bir tarihi kişiliği de küçümsemek ya da onu yanlış anlamaktır. Selahattin, mezhep ve etnik olarak bölünmüş olan Ortadoğu coğrafyasını asırlar sonra birleştirip zafere ulaştırmış ortak bir kahramandır.

      4 0
    • @ulgores

      @ademyavuz6, tebrikler hem ceviri, hemde bilgilendirme icin..

      0 0
    • @kadihan

      @ademyavuz6 pratigi etigi bir yana unuttugunuz sey yaptiginiz bu ceviri Yabanci dili olmayan Türkler icin Dolayisiyla Türklerde oraya Acre demiyor madem bu bir ceviri sizde cevirmensiniz keske isinizi yapsaydiniz Gerci dizinin Yahudiler konusunda yaniltici bir o kadarda ikiyüzlü bir tutumu var Ispanyda ve Almanyada yaptiklari katliamlar gün gibi ortadayken ve üstelik bir belgesel kanalinin yaptigi bir dizide bu tarz ikiyüzlülükleri görünce sizin bir sehrin ismini cevirmemeniz devede kulak olarak kalmis

      0 0
  28. @ ?

    bu araplara müslümanlar küfredenler ulan kucınızı yıkamassınız karılarınız kilotunuzu burnunu dikayark atiyo makineye hala mı arapları beğenmiyosunuz …..evlatları

    1 -12
  29. @drmc

    Bir diziye de güzel demeyin be arkadaş valla nefes alsa yetecek der gibi her diziye güzel, efsane diyorsunuz. Neyini övüyorsunuz bu dizinin karakterler desen vasat, efekt desen vasat geriye ne kaldı konu ona da çok kötü giriş yapmışlar zaten. Eee daha neyini övme çabasına giriyorsunuz.. Üçüncü sınıf dizi izlemeyi seviyorsanız buyurun efendim izleyin…

    3 -1
    • @Woah

      Üç değil de gayet ikinci sınıf izlemeye değer bir dizi gibi geldi bana.

      2 -2
  30. @ARATON99

    müslümanlık bu ülkenin başına gelmiş en kötü beladır

    11 -21
    • @BloodyHell

      Müslümanlar bu topraklara gelmeseydi siz de bu ülkeden olmazdınız. Hem tutmayalım sizi. Defolun gidiverin şu müslüman ülkeden bir zahmet?

      0 -2
    • @ARATON99

      @BloodyHell neye inanacağımı nerede yaşayacağımı sana mı soracağım lan zübük >:(

      1 0
  31. @TheError35

    Efektleri Hintlilere yaptırmışlar galiba. Çok kötüydü.

    3 -4
  32. @Kirizalid517
    Spoiler içeren alan!
    Yahudiler hep mağdur hep mağdur. Dikkat ettiyseniz dizinin başındaki memlüklü Müslümanların gözlerinin altı hep siyahlı kötü adamlar gibi kara kuru adamlar. Hep algı yaratmaya çalışıyorlar. Küdüs’ü kaybetmelerini sebebi maşşallah fare sürüsü gibi saldıran Müslümanlar ve içeriden ihanet imiş. Yani ihanete uğramasaydık topunuzu yenerdik imajı vermeye çalışmışlar. Tapınakçıların aslında mason olduğu dizide iyi yansıtılmış bence. Gizliden mesaj da var. Diziyi çekenler onlar tabi ki kendi bakış açılarından anlatıp Müslümanları kötü gösterecekler. Bizlerde kendimiz tarihi anlatsak kendi açımızdan anlatırdık. Gerçek tarihi kimse doğru dürüst anlatmayacak demek ki.
    3 -2
    • @TheError35

      Ne sandın ya. Çöl fareleri soysuz arapları slav ırkı gibi mi göstersinler. Şu zamanda bile çöle sıçıp götünü taşa silen dünyadan temizlenmesi gereken parazitler araplar.

      11 -12
    • @Woah

      Pardon da masonluğun ne zararını gördünüz acaba çok merak ediyorum.

      2 -2
    • @Kirizalid517

      @TheError35 ırkçılık yaptığının farkında mısın? Üstelik yanlış biliyorsun Mümlüklüleri ,Oğuz ve Kıpçak Türkleri kurmuştur. Selahattin eyyübi’nin annesi Kürttür. Yani o fare sürüsü dediğin askerler arasında Türkler, Araplar, Kürtler de var. Bu slav ırkını da gözünüzde ne büyütmüşsünüz arkadaş? Bu eziklikten ne zaman kurtulacağız. @Woah arkadaşa gelecek olursak masonluğun zararını çok gördük kardeş. amerika bile mason bir ülkedir ve israile hizmet eder. Şu anda bile trump kudüs ü israilin başkenti olarak tanıdı. Anlayacağın masonlar, Müslümanlardan nefret ediyor.

      2 -1
    • @Woah

      ABD’nin yürüttüğü işler masonluktan bağımsızdır. Masonlardan ne çektiğini belgeleriyle ispatlamadan “çok çektik” demesi kolay tabi. Bu söylediğin IŞİD’i gösterip müslümanlar teroristtir demekten farksız. Biz de o zaman islamdan çok çektik. Oldu mu?

      1 -1
    • @Kirizalid517

      @Woah masonluğun ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Burada utanmadan sıkılmadan bir de mağdur edebiyatı yapmayın. 1 dolarda bile yahudi yıldızı var. https://www.youtube.com/watch?v=zYOSQt2lizU şu videounun 2:02’inci dakikasında 1 doların arkasındaki yahudi yıldızını piramidin üstüne getirdiğinde mason yazısı çıkıyor ortaya. Amerika bile mason bir ülke olduğunu saklamamış 1 doların üstüne koymuş. Siz niye inkar ediyorsunuz? Biz deyince hep komplo teorisi değil mi? İşid den bahsetmişsin işidi kuranın amerika dolayısıyla efendileri israil olduğunu 5 yaşındaki çocuk bile biliyor artık. Amerika ve israil tüm dünyayı salak zannediyor herhalde?

      0 -2
    • @Woah

      ABD’nin kurucularının mason olduğu zaten bilinen bir şey, onu inkar eden yok. Mason sembolojisi görmek tabi ki mümkün. Fakat şuan ABD’nin yaptıklarının masonlukla bir alakası yok. Yani yaptığı şeyleri masonluk adına yapmıyor. Bireyin veya bir grubun yaptığı işler tamamen kendileri içindir, masonluk için değil. Nasıl ki bir suçlunun suç işleme sebebini sahip olduğu dini inanca bağlayamayacağınız gibi, belli bir kesimin yaptığı aktiviteler yüzünden masonluğu suçlayamazsınız. Masonluk sadece ABD ile sınırlı değil. Tüm dünyada bulunabilen ve hiçbir yere bağlı olmayan büyük bir görüş topluluğudur. Masonluk hiçbir şekilde din nefreti bulundurmaz, aksine her görüşe saygılı olmayı öğütler.

      1 -1
    • @Kirizalid517

      @Woah masonluğun ne olduğunu iyi biliyorum merak etme. Boyna buraya mesaj yazıp da gerçekleri değiştireceğini düşünüyorsan yanılıyorsun. masonlar, Yahudilerin kuklasından başka bir şey değildir. Aksini iddia edecek kadar çocuk olduğunu da sanmıyorum. Bu konuyu boyna buradan da tartışma peşinde de değilim. En son yorum yazan kazanır anlayışıyla yazıyorsun anladığım kadarıyla. Bu kadar basit olmayalım. Kendi yorumlarıma cevap yazdığım halde takip ediyorsan zaten sende bir problem var demektir. İyi geceler.

      0 -1
  33. @lathean

    Yine mağdur Hristiyanlar kan döken kötü müslümanlar imajını bir yapımla daha karşımıza dikmiş bir dizi.Gerçekte bir çok toprakta merhametsiz ve tecavüz ile işgal eden tapınak şovalyelerinin kahramanca şavaşarak tarihin aksini göstermeye çalışan dizi örneği.10 üzerinden 2 o güzel zamanınıza değilmez arkadaşlar

    5 -3
    • @zazuha123

      Keşke Anadolu’da Kılıçarslan’a karşı yaptıkları savaşı da anlatsalar , ne güzel olur :)

      4 0
  34. @Ardalya

    Darktan sonra hiç gitmedi.(

    0 -2
  35. @emresqhin

    ilk bölüm iyiydi ama yahudileri mazlum göstermeleri sıkıntı gibi geldi bana müslümanlara da karşı duracakmış gibi duruyor hayırlısı.

    1 -8