Hahahaha, çok güldüm inanın. Biliyorum dizi biteli ve yorumlar yapılalı aylar geçmiş ama elimde değil bir şeyler eklemek zorundayım. Öncelikle söyliyeyim ki Altyazısız veya İngilizce altyazılı seçenekler olmadığı için TR çeviriden izliyorum. Çevirmen fedaileri balık gibi atlamadan bunu bir söylemiş olayım. Aşağıda çevirmen arkadaş eleştirilere uzunca yanıt da vermiş. Fakat eğer ücretli çeviri yapıyorsa bu site için ya da başka yerler için iyice oturup bir düşünsün gerçekten aldığı parayı helal ediyor mu diye.
Karmaşık yapıları çevirmede hata yapılmasını anlarım da be canım çok basit şeyleri de kaçırmışsın ya. Dakika 7:16’de doktor tıbbi malzeme kalmadığı için dışarı çıkmak istediğini söylüyor, bar sahibi de elindekilerle yetinmesi gerektiği cevabını veriyor. Bizim doktar da “I can’t, I am out” diyor. Çevirmen arkadaş nasıl çevirmiş burayı “Yapamam, yorgunum”! Aaaaaa, gerçekten mi kardeş? “I am out” burada yorgun mu demek? Yoksa elimde hiç (tıbbi malzemem) kalmadı mı demek? Istanbul Ünv. Mütercim-Tercümanlık’da okuyordun değil mi? Yazık ki yazık….
Bu arada çevirmenleri savunan ezikler hemen zıplamasın “daha iyisini yapabiliyorsan sen yap” diye. Tabi ki yaparım, aşağıdaki Sermet gibi ben de bir profesyonelim. Üniversite de öğretim görevlisiyim, ama MT bölümünde değil Allah’a şükür. Tenezzül edipte çeviri ile hayatta uğraşmam.
Madem çeviri yapıp az çok para kazınıyorsunuz, azami dikkat gösterip hiç değilse basit hatalar yapmayacaksınız, yaptığınız zaman da eleştirilere açık olacaksınız. Ben şurada okuyorum, hocalarımız bize şöyle teoriler öğretiyor terranesi anlatmayacaksınız. Nefsinize dokunuyorsa okumayın eleştirileri.
Haklısın, zaten bu videoda İngiliz Dili ve Edebiyatı -1 dersini izledik. Neden bu kadar kastın ki anlamadım. Bahsettiğin yer hata denemeyecek kadar küçük bir şey,
Eziksin. Şuna tercüme görevi vermeyin sakın. Git tez falan yaz. Ne işin var bu sitede. Eleştirmek başka aşağılamak başka. Öğretim görevlisine bak! Git alanında çalış. Adam daha öğrenci. Yanlışları olabilir ama aşağılamak yerine insan gibi düzeltiversin insan olduğunu anlarız.
Burak Duman, ellerine sağlık. en içten teşekkürlerimi yolluyorum.
00
Mehmet Yıldız
Emeğinize ve çevirinize sağlık. Çok teşekkür ederiz. Sayenizde onlarca diziyi seyrediyoruz. Çeviriyi beğenmeyen vatandaş biraz emeğe saygı göster. Daha iyisini yapacağını inanıyorsan buyur bundan sonra sen çevir.
0-1
sermet
Parasını ver yapayım arkadaşım. Ben profesyonel çevirmenim, yani kusura bakma, para yoksa çeviri de yok. Emeğe saygı konusuna gelince. Bu konuda, bu sitedeki daha önceki yorumlarımda şunu söyledim (hatırladığım kadarıyla): Tamam emeğe saygı ama onca emeğin sonunda ortaya çıkan şey yanlış olursa hem size yazık hem de bize yazık. Tabi orada “bize yazık” kısmı nezaketen söylenmiş bir şey yoksa bana yazık olan bir şey yok. Olan İngilizce bilmediği için mecburen Türkçe altyazılı versiyonları seyreden ama orada da konuşmaları yanlış öğrenenlere oluyor. Dark Matter için yanlış çeviri konusunda yaptığım bir yorumdan aktarayım: Bir karakter kolu elektrik çarpmasından yanan diğer karaktere “kolun biraz daha kızarsaydı yanında salatayla birlikte servis edebilirdin” diyor; çevirmen bunu “taze şeyler ve salata istiyorum” (hatırladığım kadarıyla, ama kesinlikle bunun gibi bir şey) diye çeviriyor. Bu örnek yeterli mi arkadaşım?
20
sermet
Şimdi Burak Duman adlı “editör” arkadaş bana yanıt verdiği için ben de ona yanıt veriyorum. Gerçekten dizinin önceki bölümlerini hiç izlemediysen kusura bakma, ama yine de bir önceki bölüme bir bakabilirdin, çünkü bu bölüm başındaki sahneler önceki bölümlerden. Keza, westerlyns westerly denilen bölgenin, şehrin – her neyse artık – halkı, yani westerly halkı (özellikle halkı demeyi seçtim, çünkü westerlyliler demek fonetik açıdan komik olacaktı, her neyse). İşitme sorunum yüzünden salt dinleyerek çeviri hatalarını bulamamam, İngilizce senaryo veya altyazı ile karşılaştırmam lazım. Captain sadece yüzbaşı veya kaptan olabilir, teğmen (lieutenant) olamaz :) (şaka, hemen darılma). Yalnız, eğer bu çeviriyi para kaşılığı yaptıysan (anı durumdaki diğer arkadaşlara da sesleniyorum) lütfen işinizi özenli yapın: Yavaş olsun temiz olsun. Açık söyleyeyim ben hızlı çeviri yapmam, anlamını bildiğim bir kelime için bile dakikalarca internette araştırma yaptığım olmuştur, acaba bu metinde benim bildiğim anlamda mı kullanılıyor yoksa mecazi bir anlamda mı diye. O yüzden “buyur sen çevir diyen” arkadaşa tekrar sesleniyorum: Parasını vereceksen ve öyle sürekli altyazı nerede diye sıkboğaz etmeyeceksen çevireyim. Buradan dizi takipçisi arkadaşlara sesleniyorum: Lütfen altyazı ne zaman gelecek diye sıkıştırmayalım da çevirmenler yeterli bir süre içinde daha sağlıklı daha fazla araştırma ve kontrole dayalı bir çeviri yapabilsinler. Ama ben buradan değerli site yöneticisi arkadaşımdan ki bize bu dizileri izleyebilme imkanı sunduğu için kendisine teşekkür ediyorum, dizilerin İngilizce altyazılı versiyonunu da koymasını rica ediyorum. Tekrar Burak arkadaşıma sesleniyorum: Merak etme, ben de çeviri yapmaya anamın karnında başlamadım; kötü çeviri eleştirilerinden ben de payımı aldım ama o eleştirilere göre de kendimi geliştirdim. Hiçbir zaman kendi bilgime mutlaka doğrudur diye güvenmedim ve hep araştırdım. Destan yazma konusuna gelince, kendimi yazarak daha iyi ifade edebiliyorum, o yüzden uzun yazarım. Haydi kal sağlıcakla.
Bu diziye olmamış diyen zihniyete aikido yapasım var.
00
sermet
Zevkler ve renkler tartışılmaz! Meğerki birinin zevki (mesela sadizm) sana fiziksel olarak zarar versin. Sırf beğenmedi diye adama aikido yapacaksan aikidoya daha fazla vakit harcamamanı tavsiye etmek zorundayım dostum. Bu cevabı verdim diye bana da aikido yapasın geliyorsa hemen bırak; sen bu sanatı hiç anlamamışsın.
00
sermet
Site yöneticisi, rica etsem dizilerin İngilizce altyazılı versiyonlarını da koyar mısın? Çeviriler o kadar kötü ki okuduğum Türkçe cümleyi anlayamıyorum bile ve çevirmeni temin ederim ki okuduğum şeyleri çok iyi anlamamı gerektiren bir işi gayet iyi yapıyorum. Başka bir deyişle, benim anlama sorunum yok. Çeviriler gerçekten kötü. Jacobis “I killed my people” (ya da buna benzer bir şey, işitme sorunum yüzünden iyi duyamadım) diyor, çevirmen “halkımı katlettim” diye çeviriyor. Kardeşim bari bir önceki bölüme bakıver yahu. People o cümlede halk değil, Jacobis’nin ekibi… Polis westerlyns diyor, çevirmen olduğu gibi bırakıyor; westerly halkı demek çok mu zordu? Bunlar basit hatalar ama sinek gibiler işte; anladınız siz onu. Bu arada, çevirmenlerin profesyonel çevirmen değil gönüllüler olduklarını bildiğimi daha önceki yorumlarımda da belirttim.
Merhaba Sayın “sermet”. Destan yazmama hiç gerek yok çünkü konuyla ilgili yapabileceğim pek bir şey yok projenin bana 8. bölümde gönderildiğini ve daha önce de hiç seyretmediğimi düşünecek olursak. “I killed my people” konusuna gelince, bağlama hakim olmadığım için, sizler gibi dizinin her bir bölümünü takip etmediğimizden kaynaklı, anlam olarak doğru çevirsem de veya o kanıya varsam da bir şeyler eksik kalabiliyor. Hiç çaba sarf etmeyip kafasına göre çevirdiği kanısına vardıysanız eğer hay hay, bunu düşünmeye hakkınız var. Ancak 600 satırı 7 saatte çevirmiş olmam biraz da olsa bağlamı yakalamak için çaba sarf ettiğimi kanıtlıyor benim için. Ve şu bölümde o kadar fazla mecaz anlamda kullanılan söz grubu vardı ki, epey yıprattığına ben de sizi temin ederim. Westerlyn halkı konusuna gelince Westerlyn’liler olarak çevirmişim zaten. Yapım eki olduğu için kesme işareti koymaym gerektiğini de biliyorum, ama karışmasın diye yabancıdır diye koydum. İstanbullu ve İstanbul halkı aynı anlama geliyor sanırım. Burada somut olarak verdiğiniz örneklerin de tutarlı olmasına özen göstermeniz önemli. Eğer somut olarak verebileceğiniz örnek varsa buyurun. Ben İstanbul Üniversitesi Mütercim-tercümanlık öğrencisiyim. Fakültede bize çeviri stratejisi olarak öyle şeyler öğretiyorlar ki, şu konuşulanlardan çok farklı metinler de üretebilirim, ama “altyazı şu söyleniyor, adam farklı şey söylüyor” eleştirilerinden kurtulamayacağımı biliyorum. Bu çeviri de “gönüllü” değil ayrıca, videonun altında eğer yeşil tonda bir isim ve oylama kutucuğu görüyorsanız, çevirinin site adına yapıldığı anlamına gelir.
Daha fazla söyleyecek bir şey bulamıyorum. Yüzbaşı başka bölüm teğmen, bir başka bölüm de kaptan olur. Bunlara alışmak lazım eğer çeviriyi aynı kişi yapmıyorsa. Tekrar tekrar söylüyorum bunun bizimle ilgisi “gerçekten” yok.
Hahahaha, çok güldüm inanın. Biliyorum dizi biteli ve yorumlar yapılalı aylar geçmiş ama elimde değil bir şeyler eklemek zorundayım. Öncelikle söyliyeyim ki Altyazısız veya İngilizce altyazılı seçenekler olmadığı için TR çeviriden izliyorum. Çevirmen fedaileri balık gibi atlamadan bunu bir söylemiş olayım. Aşağıda çevirmen arkadaş eleştirilere uzunca yanıt da vermiş. Fakat eğer ücretli çeviri yapıyorsa bu site için ya da başka yerler için iyice oturup bir düşünsün gerçekten aldığı parayı helal ediyor mu diye.
Karmaşık yapıları çevirmede hata yapılmasını anlarım da be canım çok basit şeyleri de kaçırmışsın ya. Dakika 7:16’de doktor tıbbi malzeme kalmadığı için dışarı çıkmak istediğini söylüyor, bar sahibi de elindekilerle yetinmesi gerektiği cevabını veriyor. Bizim doktar da “I can’t, I am out” diyor. Çevirmen arkadaş nasıl çevirmiş burayı “Yapamam, yorgunum”! Aaaaaa, gerçekten mi kardeş? “I am out” burada yorgun mu demek? Yoksa elimde hiç (tıbbi malzemem) kalmadı mı demek? Istanbul Ünv. Mütercim-Tercümanlık’da okuyordun değil mi? Yazık ki yazık….
Bu arada çevirmenleri savunan ezikler hemen zıplamasın “daha iyisini yapabiliyorsan sen yap” diye. Tabi ki yaparım, aşağıdaki Sermet gibi ben de bir profesyonelim. Üniversite de öğretim görevlisiyim, ama MT bölümünde değil Allah’a şükür. Tenezzül edipte çeviri ile hayatta uğraşmam.
Madem çeviri yapıp az çok para kazınıyorsunuz, azami dikkat gösterip hiç değilse basit hatalar yapmayacaksınız, yaptığınız zaman da eleştirilere açık olacaksınız. Ben şurada okuyorum, hocalarımız bize şöyle teoriler öğretiyor terranesi anlatmayacaksınız. Nefsinize dokunuyorsa okumayın eleştirileri.
Vesselam…
Haklısın, zaten bu videoda İngiliz Dili ve Edebiyatı -1 dersini izledik. Neden bu kadar kastın ki anlamadım. Bahsettiğin yer hata denemeyecek kadar küçük bir şey,
Eziksin. Şuna tercüme görevi vermeyin sakın. Git tez falan yaz. Ne işin var bu sitede. Eleştirmek başka aşağılamak başka. Öğretim görevlisine bak! Git alanında çalış. Adam daha öğrenci. Yanlışları olabilir ama aşağılamak yerine insan gibi düzeltiversin insan olduğunu anlarız.
Hareketli ve güzel bölümdü
iyiydi ve güzeld,
iyiydi
Burak Duman, ellerine sağlık. en içten teşekkürlerimi yolluyorum.
Emeğinize ve çevirinize sağlık. Çok teşekkür ederiz. Sayenizde onlarca diziyi seyrediyoruz. Çeviriyi beğenmeyen vatandaş biraz emeğe saygı göster. Daha iyisini yapacağını inanıyorsan buyur bundan sonra sen çevir.
Parasını ver yapayım arkadaşım. Ben profesyonel çevirmenim, yani kusura bakma, para yoksa çeviri de yok. Emeğe saygı konusuna gelince. Bu konuda, bu sitedeki daha önceki yorumlarımda şunu söyledim (hatırladığım kadarıyla): Tamam emeğe saygı ama onca emeğin sonunda ortaya çıkan şey yanlış olursa hem size yazık hem de bize yazık. Tabi orada “bize yazık” kısmı nezaketen söylenmiş bir şey yoksa bana yazık olan bir şey yok. Olan İngilizce bilmediği için mecburen Türkçe altyazılı versiyonları seyreden ama orada da konuşmaları yanlış öğrenenlere oluyor. Dark Matter için yanlış çeviri konusunda yaptığım bir yorumdan aktarayım: Bir karakter kolu elektrik çarpmasından yanan diğer karaktere “kolun biraz daha kızarsaydı yanında salatayla birlikte servis edebilirdin” diyor; çevirmen bunu “taze şeyler ve salata istiyorum” (hatırladığım kadarıyla, ama kesinlikle bunun gibi bir şey) diye çeviriyor. Bu örnek yeterli mi arkadaşım?
Şimdi Burak Duman adlı “editör” arkadaş bana yanıt verdiği için ben de ona yanıt veriyorum. Gerçekten dizinin önceki bölümlerini hiç izlemediysen kusura bakma, ama yine de bir önceki bölüme bir bakabilirdin, çünkü bu bölüm başındaki sahneler önceki bölümlerden. Keza, westerlyns westerly denilen bölgenin, şehrin – her neyse artık – halkı, yani westerly halkı (özellikle halkı demeyi seçtim, çünkü westerlyliler demek fonetik açıdan komik olacaktı, her neyse). İşitme sorunum yüzünden salt dinleyerek çeviri hatalarını bulamamam, İngilizce senaryo veya altyazı ile karşılaştırmam lazım. Captain sadece yüzbaşı veya kaptan olabilir, teğmen (lieutenant) olamaz :) (şaka, hemen darılma). Yalnız, eğer bu çeviriyi para kaşılığı yaptıysan (anı durumdaki diğer arkadaşlara da sesleniyorum) lütfen işinizi özenli yapın: Yavaş olsun temiz olsun. Açık söyleyeyim ben hızlı çeviri yapmam, anlamını bildiğim bir kelime için bile dakikalarca internette araştırma yaptığım olmuştur, acaba bu metinde benim bildiğim anlamda mı kullanılıyor yoksa mecazi bir anlamda mı diye. O yüzden “buyur sen çevir diyen” arkadaşa tekrar sesleniyorum: Parasını vereceksen ve öyle sürekli altyazı nerede diye sıkboğaz etmeyeceksen çevireyim. Buradan dizi takipçisi arkadaşlara sesleniyorum: Lütfen altyazı ne zaman gelecek diye sıkıştırmayalım da çevirmenler yeterli bir süre içinde daha sağlıklı daha fazla araştırma ve kontrole dayalı bir çeviri yapabilsinler. Ama ben buradan değerli site yöneticisi arkadaşımdan ki bize bu dizileri izleyebilme imkanı sunduğu için kendisine teşekkür ediyorum, dizilerin İngilizce altyazılı versiyonunu da koymasını rica ediyorum. Tekrar Burak arkadaşıma sesleniyorum: Merak etme, ben de çeviri yapmaya anamın karnında başlamadım; kötü çeviri eleştirilerinden ben de payımı aldım ama o eleştirilere göre de kendimi geliştirdim. Hiçbir zaman kendi bilgime mutlaka doğrudur diye güvenmedim ve hep araştırdım. Destan yazma konusuna gelince, kendimi yazarak daha iyi ifade edebiliyorum, o yüzden uzun yazarım. Haydi kal sağlıcakla.
osuruktan nem kapmak bu olsa gerek
Bu diziye olmamış diyen zihniyete aikido yapasım var.
Zevkler ve renkler tartışılmaz! Meğerki birinin zevki (mesela sadizm) sana fiziksel olarak zarar versin. Sırf beğenmedi diye adama aikido yapacaksan aikidoya daha fazla vakit harcamamanı tavsiye etmek zorundayım dostum. Bu cevabı verdim diye bana da aikido yapasın geliyorsa hemen bırak; sen bu sanatı hiç anlamamışsın.
Site yöneticisi, rica etsem dizilerin İngilizce altyazılı versiyonlarını da koyar mısın? Çeviriler o kadar kötü ki okuduğum Türkçe cümleyi anlayamıyorum bile ve çevirmeni temin ederim ki okuduğum şeyleri çok iyi anlamamı gerektiren bir işi gayet iyi yapıyorum. Başka bir deyişle, benim anlama sorunum yok. Çeviriler gerçekten kötü. Jacobis “I killed my people” (ya da buna benzer bir şey, işitme sorunum yüzünden iyi duyamadım) diyor, çevirmen “halkımı katlettim” diye çeviriyor. Kardeşim bari bir önceki bölüme bakıver yahu. People o cümlede halk değil, Jacobis’nin ekibi… Polis westerlyns diyor, çevirmen olduğu gibi bırakıyor; westerly halkı demek çok mu zordu? Bunlar basit hatalar ama sinek gibiler işte; anladınız siz onu. Bu arada, çevirmenlerin profesyonel çevirmen değil gönüllüler olduklarını bildiğimi daha önceki yorumlarımda da belirttim.
Merhaba Sayın “sermet”. Destan yazmama hiç gerek yok çünkü konuyla ilgili yapabileceğim pek bir şey yok projenin bana 8. bölümde gönderildiğini ve daha önce de hiç seyretmediğimi düşünecek olursak. “I killed my people” konusuna gelince, bağlama hakim olmadığım için, sizler gibi dizinin her bir bölümünü takip etmediğimizden kaynaklı, anlam olarak doğru çevirsem de veya o kanıya varsam da bir şeyler eksik kalabiliyor. Hiç çaba sarf etmeyip kafasına göre çevirdiği kanısına vardıysanız eğer hay hay, bunu düşünmeye hakkınız var. Ancak 600 satırı 7 saatte çevirmiş olmam biraz da olsa bağlamı yakalamak için çaba sarf ettiğimi kanıtlıyor benim için. Ve şu bölümde o kadar fazla mecaz anlamda kullanılan söz grubu vardı ki, epey yıprattığına ben de sizi temin ederim. Westerlyn halkı konusuna gelince Westerlyn’liler olarak çevirmişim zaten. Yapım eki olduğu için kesme işareti koymaym gerektiğini de biliyorum, ama karışmasın diye yabancıdır diye koydum. İstanbullu ve İstanbul halkı aynı anlama geliyor sanırım. Burada somut olarak verdiğiniz örneklerin de tutarlı olmasına özen göstermeniz önemli. Eğer somut olarak verebileceğiniz örnek varsa buyurun. Ben İstanbul Üniversitesi Mütercim-tercümanlık öğrencisiyim. Fakültede bize çeviri stratejisi olarak öyle şeyler öğretiyorlar ki, şu konuşulanlardan çok farklı metinler de üretebilirim, ama “altyazı şu söyleniyor, adam farklı şey söylüyor” eleştirilerinden kurtulamayacağımı biliyorum. Bu çeviri de “gönüllü” değil ayrıca, videonun altında eğer yeşil tonda bir isim ve oylama kutucuğu görüyorsanız, çevirinin site adına yapıldığı anlamına gelir.
Daha fazla söyleyecek bir şey bulamıyorum. Yüzbaşı başka bölüm teğmen, bir başka bölüm de kaptan olur. Bunlara alışmak lazım eğer çeviriyi aynı kişi yapmıyorsa. Tekrar tekrar söylüyorum bunun bizimle ilgisi “gerçekten” yok.
Teşekkürler Dizibox. Teşekkürler Burak Duman