Baş rolünü, hatta tek rolünü Tom Hardy’nin oynadığı, 2013 yapımı “Locke” adlı bir film var. Onu mutlaka izlemenizi öneririm.
Orta sınıfa mensup mühendis bir adamın, film boyunca bir araba yolculuğunda, özel ve iş hayatının sarpasarışını,
sadece telefonla konuşarak, nasıl çözümlemeye çalıştığını anlatır.
Bu filmin kadın karakteriyle çok benzerlikleri var.
Aslında son dönemde, orta sınıf üzerinden bu karakter analizleri çokça yapılmakta.
Bu dizi özelinde, gerek kadının cafede çalışan kızla olan ilişkisi,
Gerek kocasının sekreteriyle olan yakınlaşması, orta sınıfların alt sınıflarla kurduğu sömürü ilişkisinin sonucudur.
Sınıf atlama çabasında olan alt sınıfa mensup kişilerin çıkarcı yaklaşımları ilk bakışta onların hinliği ya da ahlaksızlığı olarak görülebilir,
Ama aslında yapmaya çalıştıkları tek şey, yerine imrendikleri sınıfın tipik özelliklerini taklit etme çabasıdır.
Çünkü alt sınıfların tarihsel olarak orta sınıflarla bitmemiş bir hesabı vardır.
Her zaman manipule edilmiş, her zaman kullanılmış, her zaman öne sürülmüş ve her zaman yenilmiştir.
O sebepten alt sınıflar, zengin patronlarıyla, tek adamlarla ya da güçlü iktidarlarla arasında güven ilişkisi kurabiliyorken,
İçlerinden çıkmış olmasına rağmen, yetenekleriyle, ikiyüzlülükleriyle ve kolay adam harcayabilmeleriyle sistem içerisinde iyi bir yer edinebilmiş orta sınıflara asla güvenmemiştir.
İşte bu dizi özelinde, ister cafeci kıza bakın, ister sekretere, ister uyuşturucu bağımlısı kıza, ister onun satıcı sevgilisine,
Hepsinin JEAN ve türevlerine bakışı aynıdır.
Hayranlık duyarlar, imrenirler, kıskanırlar ama asla güvenmezler.
Çünkü bilirler ki bu ilişkide kendileri her zaman nesneleştirilir ve orta sınıf her zaman işin içinden sıyrılacak bir yol bulur.
Hiç bir şey yapamasa bile, hayatı başına yıkılsa bile, yeniden kurabileceği imkanlar, yetenekleri sebebiyle ona sistem tarafından yeniden sağlanır.
Fakat alt sınıf öyle değildir. Onun için yıkım ölüm demektir.
O sebepten orta sınıf davranış tarzını sinsilik ve ikiyüzlülük üzerine kurarken, alt sınıflar alternatifsizdir ve dolayısıyla gözükaradır.
Bakınca zannedilir ki, yaşanılanlar kişiye özel psikolojik sorunlardır. Bu koca bir yalandır.
Hepimizin maruz kaldıkları az-çok böyledir. Bununla yüzleşebilenler ve yüzleşemeyenler vardır.
Sorunlarıyla yüzleşemediği için banyoda gizli gizli 31 çeker,
Kendi saçını kesemediği için kızının saçını keser ve bunu ona öyle bir hissettirir ki, sanki onunla ilgilidir bu yaptığı,
40 yaşına gelmiş kızıyla yüzleşemediği için yemek masasında geçmişten söz ederek onun sorunlarından dem vurur,
Alaycı bir dille eleştirir ve kendi sorunlarını gizler,
Evine hizmetçi almayışı bile hizmet eden ve edilen fikrine olan öfkesi değil, özel yaşamın gizliliğidir.
Çünkü kimse ikiyüzlülüklerini görsün istememektedir.
güya psikiyatrist olan sensin gelen geçen seni gondikliyo jean :) boka sardın iyice sonunda herkes uşağa dalcak
Baş rolünü, hatta tek rolünü Tom Hardy’nin oynadığı, 2013 yapımı “Locke” adlı bir film var. Onu mutlaka izlemenizi öneririm.
Orta sınıfa mensup mühendis bir adamın, film boyunca bir araba yolculuğunda, özel ve iş hayatının sarpasarışını,
sadece telefonla konuşarak, nasıl çözümlemeye çalıştığını anlatır.
Bu filmin kadın karakteriyle çok benzerlikleri var.
Aslında son dönemde, orta sınıf üzerinden bu karakter analizleri çokça yapılmakta.
Bu dizi özelinde, gerek kadının cafede çalışan kızla olan ilişkisi,
Gerek kocasının sekreteriyle olan yakınlaşması, orta sınıfların alt sınıflarla kurduğu sömürü ilişkisinin sonucudur.
Sınıf atlama çabasında olan alt sınıfa mensup kişilerin çıkarcı yaklaşımları ilk bakışta onların hinliği ya da ahlaksızlığı olarak görülebilir,
Ama aslında yapmaya çalıştıkları tek şey, yerine imrendikleri sınıfın tipik özelliklerini taklit etme çabasıdır.
Çünkü alt sınıfların tarihsel olarak orta sınıflarla bitmemiş bir hesabı vardır.
Her zaman manipule edilmiş, her zaman kullanılmış, her zaman öne sürülmüş ve her zaman yenilmiştir.
O sebepten alt sınıflar, zengin patronlarıyla, tek adamlarla ya da güçlü iktidarlarla arasında güven ilişkisi kurabiliyorken,
İçlerinden çıkmış olmasına rağmen, yetenekleriyle, ikiyüzlülükleriyle ve kolay adam harcayabilmeleriyle sistem içerisinde iyi bir yer edinebilmiş orta sınıflara asla güvenmemiştir.
İşte bu dizi özelinde, ister cafeci kıza bakın, ister sekretere, ister uyuşturucu bağımlısı kıza, ister onun satıcı sevgilisine,
Hepsinin JEAN ve türevlerine bakışı aynıdır.
Hayranlık duyarlar, imrenirler, kıskanırlar ama asla güvenmezler.
Çünkü bilirler ki bu ilişkide kendileri her zaman nesneleştirilir ve orta sınıf her zaman işin içinden sıyrılacak bir yol bulur.
Hiç bir şey yapamasa bile, hayatı başına yıkılsa bile, yeniden kurabileceği imkanlar, yetenekleri sebebiyle ona sistem tarafından yeniden sağlanır.
Fakat alt sınıf öyle değildir. Onun için yıkım ölüm demektir.
O sebepten orta sınıf davranış tarzını sinsilik ve ikiyüzlülük üzerine kurarken, alt sınıflar alternatifsizdir ve dolayısıyla gözükaradır.
Bakınca zannedilir ki, yaşanılanlar kişiye özel psikolojik sorunlardır. Bu koca bir yalandır.
Hepimizin maruz kaldıkları az-çok böyledir. Bununla yüzleşebilenler ve yüzleşemeyenler vardır.
Sorunlarıyla yüzleşemediği için banyoda gizli gizli 31 çeker,
Kendi saçını kesemediği için kızının saçını keser ve bunu ona öyle bir hissettirir ki, sanki onunla ilgilidir bu yaptığı,
40 yaşına gelmiş kızıyla yüzleşemediği için yemek masasında geçmişten söz ederek onun sorunlarından dem vurur,
Alaycı bir dille eleştirir ve kendi sorunlarını gizler,
Evine hizmetçi almayışı bile hizmet eden ve edilen fikrine olan öfkesi değil, özel yaşamın gizliliğidir.
Çünkü kimse ikiyüzlülüklerini görsün istememektedir.
Olmaz dediğimiz şeyler oluyor, ”o kadar uzun boylu değil” dediğimiz ne varsa sahneye çıkıyor :D daha nolsunnn