İlk 4 bölümü birbirine bağlıyorsun ama bu bölüm ile 6 ncı bölüm bağımsız. Sanki iklimden uzaklaşıp 2059 sonrası yaşam için senaryo önceliğini bilim kurguda saracaklar gibi geldi bana.
Araba bir kullanıcı olarak girmek zorunda kalıyorum düşük kapasiteli beyinlere sahiplerin yorumlarına cevap yetiştirmek için.
Spoiler içeren alan!
Bu bölüm ile öncekiler bir bütün. Ama alışılagelmiş derecede tek karakterli, tek perspektifli bir hikaye değil sadece. Yağmurları zorla getirerek hava sıcaklığını zorla düşürerek gezegenin insan yaşamı için tekrar katlanabilir bir yer olması için patlatıldı kimyasallar. Göğe saçıldı. Büyük ihtimalle bu iş tezgahlayan, önceki bölümdeki kadının bağlantılarına dünya çapında bilgi gitti. Ata tohumlarına ulaşın, çünkü yağmurlar geri gelecek denildi. Onlar da kutuptaki gibi tohum saklama noktalarındaki tohumları dağıtmaya başladılar şirketlere ve şirketlerle ortak olan devletlere duyurmadan. Bilim insanlarının son çare olarak terörist gibi, anarşist gibi, aktivist gibi insanlık için çabaladığı bir distopya izliyoruz. Eh gezegenimizde bu kadar dangalak beyinsiz olduğu için aklı başında insanların, bilim insanlarının sonunda bu hale gelmesi gayet normal.
Fakat eski koca ne demişti? Gezegeni yapay şekilde bir anda soğutmak, bunu bu kimyasalı atmosfere salarak gezegen çapında yapmak, yepyeni ve öngöremediğimiz değişimler doğuracak. Öyle de oluyor işte, bu bölüm ilk etkisini izah ediyor bu müdahalenin. Küresel ısınma 250 yıl içinde bu hissedilir artışı getirdi. Ama bir günde atmosferi etkileyerek havayı soğutmaya başladınız bu ölçüde. Doğal olarak havadaki nem yoğuştu, gezegen çapında yağmurlar başladı. Gezegen çapında belli yerlerde daha da şiddetli olarak seller başladı. Şimdi insanlar hem aşırı sıcakla hem sellerle başetmek zorunda. Dahası etki çok yüksek olabilir. Bu sefer de gezegen çapında bir buzul çağı tetiklenebilir. Küresel ısınma ve küresel soğuma doğal yollardan yüzbinlerce yıl süren süreçler. İnsanlığın sanayi devrimi ile zaten ısınma trendinde olan dünyanın daha da hızlı ısınarak bizler için dünyayı zorlu bir hale getirmesi 1850’lerde başlayan ama 1950’lerle birlikte doruğa ulaşan ve 1980’lerden itibaren kat kat hızlanan bir süreç. Karbon salınımı yani içinde plastik ve naylon olan tüm ürünlerin üretimi ile tüm sıvı yakıtla çalışan araçların çalışarak ürettiği karbon.
Başka bir kimyasalla bu karbon emilse atmosferde ne olur? İşte çok fazla kimyasal atarsanız bu olur, dizide gördüğünüz. Tüm bunlar olurken peki, insanlık ne yapıyordu? Şuan ne yapıyorsa onu. ABD başta olmak üzere Çin, Rusya, Türkiye, İran, Hindistan, Pakistan, Brezilya karbon salınımını düşürmüyor. AB ülkeleri düşürüyor. ABD gezegen üstündeki hakimiyetini kaybetmek istemediği için düşürmüyor, benzine kat kat zam yapması lazım, elektrk üretmek için milyarlarca dolarlık güneş paneli ve rüzgar türbini kurması, onlarca yeni nükleer santral inşa etmesi lazım. Bunlarla bile uçaklara bir çözü yok, onlar yine kaliteli uçak yakıtı kullanmak zorundalar. Diğer kabron salınımını düşürmeyen ülkeler ise ya ABD ile rekabet içindeler Çin gibi ya da Türkiye gibi ayakları üzerinde durmaya çalışıyorlar. Siyasetçiler oy ve iktidar için, şirketler yıllık kâr bilançoları için yaşıyor, fakirler karnını doyurmak için, zenginler keyif çatmak için yaşıyor. Eh böyle olunca da gezegenin anası bellenmiş, kimsenin umrunda değil. Olacakların farkında olan bilim insanları dışında.
Şuanda İskender’u su basmış durumda, depremde resmi açıklamalara göre 41000, gayri resmi tahminlere göre 150000 insanımız öldü. Geçen 2 yaz İstanbul kenti büyüklüğünde bir alanda ağaçlarımız yandı. Bu yaz en az bir o kadar daha ağaç yanacak. Bu kış bazı illerde paltolarını bir iki gün giydi insanlar. Adım adım dizidekine benzer bir geleceğe gidiyoruz. Ve hayır, “güzel bir atmosferde” çekilmemiş ne bu bölüm ne öncekiler. Aksiyon macera dizisi değil bu. Bu bir distopya dizisi. Hepimizin ölüme gittiği bir yakın geleceği anlatıyor. Gündüz sokağa çıkılamayacak kadar sıcak olmasının “güzel” bir tarafı yok ya da temiz havanın parayla solunmasının. Böyle şeyler izleyip güzel, eğlenceli, havalı falan bulanların akıl sağlıklarından endişeliyim. Bu arada hikayenin ne olduğu anlamayan arkadaş, sen anlamadın ama hikaye tutarlı ve devamlı. O senin yetersizliğin, yetersiz olmak da senin hakkın, bir şey demedim. Ama öbür arkadaşın dediği gibi güzel falan değil, güzel bir atmosferi yok, boktan, anamızın babamızın sıcaktan genç yaşta öldüğü, çocuğumuza serin bir ortam, yağmur yağmuyor diye yapay tohumlarla yapılmış bir tabak yemek, biraz temiz su ve hava bulamıyoruz diye çocuğumuzun öldüğü, iğrenç, boktan, korkunç bir atmosferi var.
Öyle işte, herkes her şeyi yapmakta, izlemekte, yazmakta özgür. Doğal olarak düşük bütçeli beyinlerinize öfke kusmak da benim özgürlüğüm olmuş oluyor. Dizi çok iyi değil, ama anlattıkları çok olası. Sadece keşke yorumlara kaymasaydı gözüm, daha iyi olacaktı.
Ben de diğer arkadaşa bunu anlatmaya çalışmıştım, seninki daha uzun ve açıklayıcı olmuş. Bazı detayları ben de kaçırmışım. İşin aslı kopuk gibi duran hikayeler bir gelecek portresinin parçalarını oluşturuyorlar. Birbirine bağlılar. Önceki bölümdeki olay bu bölümde yağmura yol açtı gelecek bölüm dediğin gibi seller olabilir.
Farkındalık amaçlı çekildiği için kurgudan çok göstermek istediklerine odaklanmışlar. Ve bütün bölüm taşıdıkları o kargo o günlerde altından petrolden çok daha değerli bir şey haline geldiğini de göremiyor bu yüzden şimdi pirinç taşınmasını mı izledik diyor. Genel izleyici böyledir. Onlara direk başlayan ve biten bir hikaye örgüsü anlatacaksın böyle bağımsız, düşündürücü bölümleri kafaları almıyor.
Atmosferden bahseden arkadaşa kızma ama. Onun bahsettiği bence bölümün genel temasının renklerinin post apokaliptik ortamı çok iyi yansıttığı. Gerçekten izlerken damağın kuruyor, sıcaktan bayılacak gibi hissediyorsun. O boğuculuğu veriyor. Kesinlikle iyi bir atmosfer değil ama iyi yansıtılmış bir atmosfer.
Birbirine bağlı grift hikayeler beklememek lazım. Farkındalık amaçlı bir iş. Gelecekteki insanların hayatlarına pencereler açarken aslında böyle bir olay yaşansa dinler nasıl bakardı, devletler arası ilişki ne olurdu, hayvanların durumu ne olurdu ve bu bölüm de işte alt sınıf halka bakmış açlık falan sorunlarına değinmiş.
sadece cahil olsa iyi, şizofrenik bir sapkın. hep olumsuz, saldırgan ve aşağılık duygusunu bastırmak için herkesi, her şeyi küçümseme gayretinde olan bir eziktir kendileri.
doğru anladıysam, bir önceki bölümde atmosfere yapılan müdahale olumlu sonuçlar vermekte, yağışlar geri dönüyor ve bandrollü, kontrollü tohumlar ile şirketlere üretim yapmak yerine doğal tohumlarla organik ziraate dönme peşindeler, sonuçta dizide konu devamlılığı devam etmekte bence.
Popüler Yorumlar
yağmur yağdı salak. Ne pirinci? Nerenle izledin acaba? Bir de spoilera yazmış keko ya sfaasfsgfasdg
Tüm Yorumlar
Etkileyici bir bölümdü.
İlk 4 bölümü birbirine bağlıyorsun ama bu bölüm ile 6 ncı bölüm bağımsız. Sanki iklimden uzaklaşıp 2059 sonrası yaşam için senaryo önceliğini bilim kurguda saracaklar gibi geldi bana.
Araba bir kullanıcı olarak girmek zorunda kalıyorum düşük kapasiteli beyinlere sahiplerin yorumlarına cevap yetiştirmek için.
Fakat eski koca ne demişti? Gezegeni yapay şekilde bir anda soğutmak, bunu bu kimyasalı atmosfere salarak gezegen çapında yapmak, yepyeni ve öngöremediğimiz değişimler doğuracak. Öyle de oluyor işte, bu bölüm ilk etkisini izah ediyor bu müdahalenin. Küresel ısınma 250 yıl içinde bu hissedilir artışı getirdi. Ama bir günde atmosferi etkileyerek havayı soğutmaya başladınız bu ölçüde. Doğal olarak havadaki nem yoğuştu, gezegen çapında yağmurlar başladı. Gezegen çapında belli yerlerde daha da şiddetli olarak seller başladı. Şimdi insanlar hem aşırı sıcakla hem sellerle başetmek zorunda. Dahası etki çok yüksek olabilir. Bu sefer de gezegen çapında bir buzul çağı tetiklenebilir. Küresel ısınma ve küresel soğuma doğal yollardan yüzbinlerce yıl süren süreçler. İnsanlığın sanayi devrimi ile zaten ısınma trendinde olan dünyanın daha da hızlı ısınarak bizler için dünyayı zorlu bir hale getirmesi 1850’lerde başlayan ama 1950’lerle birlikte doruğa ulaşan ve 1980’lerden itibaren kat kat hızlanan bir süreç. Karbon salınımı yani içinde plastik ve naylon olan tüm ürünlerin üretimi ile tüm sıvı yakıtla çalışan araçların çalışarak ürettiği karbon.
Başka bir kimyasalla bu karbon emilse atmosferde ne olur? İşte çok fazla kimyasal atarsanız bu olur, dizide gördüğünüz. Tüm bunlar olurken peki, insanlık ne yapıyordu? Şuan ne yapıyorsa onu. ABD başta olmak üzere Çin, Rusya, Türkiye, İran, Hindistan, Pakistan, Brezilya karbon salınımını düşürmüyor. AB ülkeleri düşürüyor. ABD gezegen üstündeki hakimiyetini kaybetmek istemediği için düşürmüyor, benzine kat kat zam yapması lazım, elektrk üretmek için milyarlarca dolarlık güneş paneli ve rüzgar türbini kurması, onlarca yeni nükleer santral inşa etmesi lazım. Bunlarla bile uçaklara bir çözü yok, onlar yine kaliteli uçak yakıtı kullanmak zorundalar. Diğer kabron salınımını düşürmeyen ülkeler ise ya ABD ile rekabet içindeler Çin gibi ya da Türkiye gibi ayakları üzerinde durmaya çalışıyorlar. Siyasetçiler oy ve iktidar için, şirketler yıllık kâr bilançoları için yaşıyor, fakirler karnını doyurmak için, zenginler keyif çatmak için yaşıyor. Eh böyle olunca da gezegenin anası bellenmiş, kimsenin umrunda değil. Olacakların farkında olan bilim insanları dışında.
Şuanda İskender’u su basmış durumda, depremde resmi açıklamalara göre 41000, gayri resmi tahminlere göre 150000 insanımız öldü. Geçen 2 yaz İstanbul kenti büyüklüğünde bir alanda ağaçlarımız yandı. Bu yaz en az bir o kadar daha ağaç yanacak. Bu kış bazı illerde paltolarını bir iki gün giydi insanlar. Adım adım dizidekine benzer bir geleceğe gidiyoruz. Ve hayır, “güzel bir atmosferde” çekilmemiş ne bu bölüm ne öncekiler. Aksiyon macera dizisi değil bu. Bu bir distopya dizisi. Hepimizin ölüme gittiği bir yakın geleceği anlatıyor. Gündüz sokağa çıkılamayacak kadar sıcak olmasının “güzel” bir tarafı yok ya da temiz havanın parayla solunmasının. Böyle şeyler izleyip güzel, eğlenceli, havalı falan bulanların akıl sağlıklarından endişeliyim. Bu arada hikayenin ne olduğu anlamayan arkadaş, sen anlamadın ama hikaye tutarlı ve devamlı. O senin yetersizliğin, yetersiz olmak da senin hakkın, bir şey demedim. Ama öbür arkadaşın dediği gibi güzel falan değil, güzel bir atmosferi yok, boktan, anamızın babamızın sıcaktan genç yaşta öldüğü, çocuğumuza serin bir ortam, yağmur yağmuyor diye yapay tohumlarla yapılmış bir tabak yemek, biraz temiz su ve hava bulamıyoruz diye çocuğumuzun öldüğü, iğrenç, boktan, korkunç bir atmosferi var.
Öyle işte, herkes her şeyi yapmakta, izlemekte, yazmakta özgür. Doğal olarak düşük bütçeli beyinlerinize öfke kusmak da benim özgürlüğüm olmuş oluyor. Dizi çok iyi değil, ama anlattıkları çok olası. Sadece keşke yorumlara kaymasaydı gözüm, daha iyi olacaktı.
Ben de diğer arkadaşa bunu anlatmaya çalışmıştım, seninki daha uzun ve açıklayıcı olmuş. Bazı detayları ben de kaçırmışım. İşin aslı kopuk gibi duran hikayeler bir gelecek portresinin parçalarını oluşturuyorlar. Birbirine bağlılar. Önceki bölümdeki olay bu bölümde yağmura yol açtı gelecek bölüm dediğin gibi seller olabilir.
Farkındalık amaçlı çekildiği için kurgudan çok göstermek istediklerine odaklanmışlar. Ve bütün bölüm taşıdıkları o kargo o günlerde altından petrolden çok daha değerli bir şey haline geldiğini de göremiyor bu yüzden şimdi pirinç taşınmasını mı izledik diyor. Genel izleyici böyledir. Onlara direk başlayan ve biten bir hikaye örgüsü anlatacaksın böyle bağımsız, düşündürücü bölümleri kafaları almıyor.
Atmosferden bahseden arkadaşa kızma ama. Onun bahsettiği bence bölümün genel temasının renklerinin post apokaliptik ortamı çok iyi yansıttığı. Gerçekten izlerken damağın kuruyor, sıcaktan bayılacak gibi hissediyorsun. O boğuculuğu veriyor. Kesinlikle iyi bir atmosfer değil ama iyi yansıtılmış bir atmosfer.
Önceki bölümlerle kıyaslandığında toplam akıştan bağımsız en iyi bölümdü bence, gizemli ve güzel bi atmosferde çekilmiş
Birbirine bağlı grift hikayeler beklememek lazım. Farkındalık amaçlı bir iş. Gelecekteki insanların hayatlarına pencereler açarken aslında böyle bir olay yaşansa dinler nasıl bakardı, devletler arası ilişki ne olurdu, hayvanların durumu ne olurdu ve bu bölüm de işte alt sınıf halka bakmış açlık falan sorunlarına değinmiş.
@Hopebringer beklentim farklı fakat dizilerde love death robots gibi işlenmiyicekse hikayenin tutarlı ve devamlı olmasını tercih ediyorum.
yağmur yağdı salak. Ne pirinci? Nerenle izledin acaba? Bir de spoilera yazmış keko ya sfaasfsgfasdg
@jesuscarabelas ortalama ortaokullunun tekisin.
sadece cahil olsa iyi, şizofrenik bir sapkın. hep olumsuz, saldırgan ve aşağılık duygusunu bastırmak için herkesi, her şeyi küçümseme gayretinde olan bir eziktir kendileri.
doğru anladıysam, bir önceki bölümde atmosfere yapılan müdahale olumlu sonuçlar vermekte, yağışlar geri dönüyor ve bandrollü, kontrollü tohumlar ile şirketlere üretim yapmak yerine doğal tohumlarla organik ziraate dönme peşindeler, sonuçta dizide konu devamlılığı devam etmekte bence.