Lily = Lilith
Efsaneye göre Havva’dan önceki ilk kadın: Lilith
Lilith; Musevilik ve Hristiyanlık’ta önemli bir yeri olan ve efsanelere konu olmuş bir kadın. Adem’in ilk eşi olarak Tanrı tarafından, Adem ile aynı anda çamurdan yaratılan Lilith ( eşitlik iddiasında bulunan ilk insan olarak tarihte yerini almıştır.
Efsaneye göre, Tanrı insanı başlangıçta Adem ve Lilith olarak çift yaratır. Tanrının bir lütfu olarak Lilith ve Adem cennet bahçesinde birlikte yaşamaya başlarlar. Ancak bu birliktelik mutlu bir beraberlik değildir. Anlaşmazlık sebepleri ise boşanma davalarında ileri sürülen gerekçelerden pek farklı değildir: Adem, Lilith’in olaylara neden kendisinden farklı yaklaştığını anlayamaz onu kendisine hizmet etme, bahçeyi bakımlı ve düzenli tutma konusunda tembel ve isteksiz olmakla suçlar. En önemli ve üzerinde en çok durulan sorun ise Adem’in, cinsel ilişki sırasında kadının sürekli altta olmasını istemesidir ve bunu da kadına üstünlüğünün gereği olarak görür, Lilith ise bu pozisyonu aşağılayıcı bularak karşı çıkar.
Kısacası anlaşmazlık sebebi Adem’in sürekli olarak kadına üstünlük taslaması, ona hükmetmeye çalışmasıdır. Lilith ise ikisi de aynı topraktan yaratıldığına göre eşit olmaları gerektiğini savunur ve erkeğin kendisinden üstün olmak istemesine bir anlam veremez. Sonunda birlikte yaşamalarının imkansız hale geldiğine karar verir ve Tanrı’nın söylenmemesi gereken adını anarak (ki bu isim cennetten çıkış için tek paroladır) uçup gider ve yeryüzünde Kızıl Deniz yakınlarındaki bir mağaraya sığınır. Lilith, Adem ile anlaşamayınca cenneti terk eder ve dünyaya gider.
Kendisine sunulan sıcak yuvayı kapıyı çarparak terkettiği için artık yeri de cennetten dışlanmışlar arasında olacaktır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı (ya da şeytanın ta kendisi) Samael ile ilişkiye girer ve onlardan cin çocuklar doğurur, hem de günde yüz çocuk gibi yüksek bir oranda. İnanışa göre dünyada kötülüklerin bu kadar yaygınlaşmasının sebebi budur.
Cennette yalnız kalan Adem ise Lilith’i geri getirmesi için Tanrı’ya yalvarır. Tanrı da Senoy, Sansenoy ve Semangelof isimli üç meleği elçi olarak gönderip “evine dön” çağrısı yaptırır Lilith’e. O da kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Melekler kendisini, geri dönmemesi halinde her gün yüz çocuğunu öldüreceklerini söyleyerek tehdit ederler. Tehdit yerine getirilir. Lilith, duyduğu acıyla bundan sonra Adem soyundan gelen bütün insan yavrularının, hamile ve doğum yapmakta olan kadınlarla bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocuklarının doğduktan sonra ilk sekiz gün içinde, kız çocuklarının ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınında üç meleğin ismi veya sureti bulunan çocuklara dokunmayacaktır.
Lilith’in dönmesinden ümidi kesen Tanrı, Adem uyurken bilinen kaburga kemiği yöntemiyle Havva’yı yaratır. Bu yeni kadının, vücudunun bir parçası olduğu erkeğe karşı çıkamayacağını düşünmektedir. Havva Lilith’e o kadar benzemektedir ki Adem uyanınca yanında bulduğu kadının başka biri olduğunu anlamaz. Onun kendisine Lilith gibi karşı çıkmayıp boyun eğmesini ise “nihayet hidayete erip yola geldi” diye yorumlar.
Lilith ise artık kesinlikle kötülerin safındadır. Bütün insanoğullarının ve kızlarının başına gelen nice felaketin sebebidir. İnsanlara yaptığı kötülükler saymakla bitmez: Beşikteki bebeklerin bugünün tıbbınca bile sebebi açıklanamayan ani ölümlerinin baş sorumlusu olduğuna inanılır. Hamile ve doğum yapmakta olan kadınlara musallat olarak düşüklere, ölü doğumlara ve annelerin ölümüne sebep olur; yalnız yatan erkekleri uykularında baştan çıkararak gördürdüğü erotik düşlerin verimiyle hamile kalır ve cin nüfusunun artmasına katkıda bulunur. Aynaları yurt edinip özellikle aynaya fazla bakan kadınları kendi safına çeker.
LilithAdem ile aralarındaki ilişkinin niteliği nedeniyle feministlerin ikonu Lilith’dir.
Farzet ki bir ışınlanma makinesi icat edildi. Bu makine, seni oluşturan bütün atomları ve dizilimlerini bilgisayar verisine çevirip A makinesinden B makinesine aktarıyor. Daha sonra B makinesi aldığı verileri kullanarak senin birebir kopyanı inşa ediyor. Bu sırada da A makinesi seni yok ediyor. Sence “ben” olarak tanımladığın şey B makinesindeki senin kopyanda oluşur mu? Materyal olarak hiçbir farkınız yok. Tüm anılarınız, hafızanız da aynı. B makinesinde oluşan canlı, A makinesini kullanarak oraya ışınlandığına yemin edebilir.
Eğer benliğin de oluşabileceğini düşünüyorsan; öyleyse A makinesi seni yok etmeseydi ne olurdu? İki tane “sen” mi olurdunuz? Eğer böyle bir şey olabiliyorsa aynı atomları ve atom dizilimlerini bilgisayar ortamında simüle etmenin ne farkı var?
Benliğin oluşamayacağını düşünüyorsan neden öyle düşünüyorsun? Vücudumuzun atomları sürekli değişim halinde, hiçbir zaman biriminde öncemiz ve sonramız tamamen aynı değil. Uyuduğumuz andaki beynimizin materyal kompozisyonu ile uyandığımız andaki beynimizin materyal kompozisyonu aynı değil. Öyleyse uyuduğumuzdaki “ben” ile uyandığımız andaki “ben” aynı olabilir mi? Belki de uyuduğumuz zaman ölüyoruz, uyanan başka bir kişi oluyor. Fakat tamamen aynı hafızayı paylaştığımız için canlı olan “ben” sürekli kendisini aynı “ben” zannediyor. Bunu felsefede “Aynı nehire iki defa giremezsin” diyerek özetlemişler.
Kısaca ben, “ben” diye bir şeyin var olduğuna inanmıyorum. Bilinç dediğimiz şey tamamen hafızamızdan ibaret. Hiç kimse, bir saniye önceki bilinciyle, şuanki bilincinin aynı olduğunu iddia edemez.
Rüzgarsız bir günde kıyısında oturup kitap okuduğunuz küçük sakin bir göl gibi. Bazen bir yaprak, bazen kuru bir dal suya düşerek zamanın aktığını ispatlar gibi. Ara sıra göle bakmadığınız bir anda bir balığın zıplayıp dinginliğe bir aksiyon kazandırmasıyla heyecanlanıyorsunuz…
Kuantum fiziği ile igili bazı cevaplar bulabilirsiniz yada hala I.Newtona sarılıp müziğinden dem vurabilirsiniz. Güzel finali ile gününüzü kurtaracağına inanıyorum. iyi seyirler ;)
Ben az önce ne izledim. Güzeldi evet, kötü anlamında demiyorum. Fakat ben ne izledim? ne anladım? bir şey anladım mı evet anladım. Ama ne anladım? Mantık hataları var mıydı evet, ama diziyi mantık hatası bulmak için izlerseniz evet yoksa hayır. Böyle dizilerde çok fazla realite arandığı için sanırım bu ortaya çıkıyor ama bazen senaristlerin anlatmak istediği vurgu başka bir noktada olduğu için kendi kısmına çok yoğunlaşıp bu kısımdan açık vermemek için kafasını meşgul ederken diğer kısımlardan geri kalıyor.
Dizi inanılmaz mantık hataları ile dolu fizik, matematik ve felsefe ile ilgili olanlar anlayacaklar. Bir de dizinin çok yavaş akması, saçma sapan müzikler, boş boş bakışmalar ve duraksamalar, senaryonun içinde boşluklar bulundurması… Kısacası zaman kaybı. Aynı zamanda çevirmenin görmezden gelinemeyecek hataları var. Hatırladığım kadarı ile 1. bölümde Lily ve arkadaşlarının kurduğu örüntüde çevirmen bazı kısımları yanlış yazmış.
Bu dizi aşırı beğendim olasılıklar, olacaklar ve olmuşlara deginen bir dizi. Bu diziye benzeyen hemen hemen 2 kitap okudum birini tam bitirdim sayılmaz neyse, biri bilim kurgu roman biri ise direkt konuya deginiyor en cok onermek istedigim ve en cok benzeyeni “Blake crouch – DARK MATTER” Kitabi aşırı begendigim bir kitap ve bu diziye aşırı benziyor izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Bir diger kitap ise “olasılıksız”
Dizi ilgimi çektiği için başladım ve bitirdim ama çoğu saçmalığını ve ağır ilerleyişini yazmadan gitmek istemedim .
Spoiler içeren alan!
Dizi Lily nin sevgilisinin ajan olduğunu öğrenen şirketin çocuğu öldürüp ortadan kaldırma işlemiyle başladı ama anlamadığım bir şey var belki de kaçırdım bilmiyorum. Madem çocuğun saatindeki kamerayı gördüler niye başından işe aldılar , o sarı saçlı kadın geleceğe de bakıyordu bunu da görebilirdi…. muhtemelen dizinin devamı içindir ama farklı bir senaryoyla çok daha iyi bir dizi çıkardı diye düşünüyorum. Dizinin ilerleyişi konuşma hızı çoook yavaş ya da ben bütün dizileri 1.5 hızda izlediğim için yavaş geliyodur bilmiyorum ama çoğu kişinin yorumunu görünce yanılmadığımı anladım normal hızına aldığımda heceleyerek konuşuyorlarmış gibi hissettim . gelelim konuya . Elinizde kuantum bilgisayarı var ve geçmişle gelecek hakkında yoruma sahipsiniz son bölümde Lily nin odanın kapısı kapanırken silahı fırlattıktan sonra yaşlı abimizin ortamın elektromanyetik dalgaları bir fırtla kaldırıp ikisininde ölümüne sebep olmasını aşırı saçma ve gereksiz buldum çünkü öyle bir şey olmayıp tamamen Lily nin kontrolü altına alınsaydı 1 sezonluk daha bu sefer de onlara göre geçmiş gelecek bilgisayar üzerinden işlenen konunun şimdi Lily nin yaptığı bir hamleyle değişmesini ve sözde onlar için (Nasıl böyle bir şey mümkün olabilirrr?) imkansız olan bir mevzunun işleyişini ve anlatımını görebilirdik . Ve ayrıca lily ve sarışın- kızıl abimizin bellekleri bilgisayarda yedeklendiği anda hayatın devam ettiğini gördüysek abimizin kızı neden hiç büyümedi de hatıra odasına gittiği zamanlarda izlediği halinde kaldı ona anlam veremedim
Her diziye muhteşemm diyen bir güruh var burada.
İnsanda irade diye bir şey var kardeşim, bu dizi onu hesaba katmamış.
Daha mantığa uygun bilim kurgu diziler var.
30 bin yıl önceyi izliyor! Yok izlemiyor şeyinde bile değil çizgi film de daha heyecanlanır belki.
Benim düşüncem dizi vasat, mantığa, doğaya ve bilime aykırı.
Şimdi arkadaşlar simülasyonda kimse ölmemiş bir şekilde Sergei’in ölümüne kadar zaman ilerlediyse Forest’ın kızının büyümesi gerekmez miydi? Çünkü direk farklı bir evrene atladılar herkes normal bir şekilde o zaman zarfına kadar yaşadı Lyndon Amaya vs.
yorumlara bakıyorumda bence ilahi karakterlere ve din kısmına çok saplanmışsınız.burda asıl anlatılmak istenen matriks gibi sanal bir dünya yaratılması ve sonuç olarak şuanki yaşadığımız dünyada birilerinin yarattığı bir simülasyonmu sorusu. dini motifleri diziye biraz daha anlam, gizem, etkileyicilik katmak için kullanmışlar. bilimkurguyu inanç sistemiyle ilişkilendirmişler. sanırım farklı tarzlardaki her izleyiciyi etkilemek istemişler. bence gereksiz olmuş. ama senaryo güzeldi , gereksiz aksiyon yoktu artık bıktım öyle yapımlardan. bilim ve kurgu ağırlıklıydı olması gerektiği gibi. matriks filmindede çatışma ve dövüş sahneleri yerine konuya odaklansalardı çok daha iyi olurdu.
Matriksten farkı şu: Metrikste insanların fiziksel varlıkları devam etmesine rağmen bağlandıkları makine nedeniyle zihinsel olarak Matriksin içinde yaşıyormuş duygusuna sahipler. Burada ise simülasyona aktarılanların fiziksel varlıkları devam etmiyor.
Sıkıcı diyaloglar ve hiçbir yere varamayan hikaye. İlerleme yok, insanlar sadece kasvetli görünüyor. Oyuncular ve müzik çok zorlama. Ve 10 milyon dolar alan bir çocuğun mutlu bile görünmemesi gerçekçi miydi? Geleceği izleyerek, karşıdaki kişiye ne yapacağını söyleyen ve karşıdaki kişinin davranışlarını değiştirme saçmalığı… Köprüde o konuşmayı yapmasaydı ölmeyecekti. İşin en komik ve saçma tarafı bu, ben şimdi ne yapıyorum sorusu, geleceğimi söyle geleceğimi oluşturayım, dediklerini yapayım, ne de olsa geleceğimi gördün sen çok biliyosun, özgür iradem yok kelimelerimi ben seçmiyorum zaten falan… Konu güzel fakat işleyiş o kadar kötü ve berbattı ki ki, tamamen zaman kaybı. Anlatmak istediklerimi her ne kadar güzel ifade edememiş olsam da anlamış olmanız gerekir ki harbi KÖTÜ KURGU! Bazı yerlerde hızı 2x yaptım hızlı bitsin diye. İyiki bitti daha fazla katlanılamazdı…
çocuğun ordaki intiharı da bana aşırı saçma geldi sanki kadın silah doğrulttu da zorla yapılıyomuş gibi halbuki sadece bir varsayım olarak görüldü ama gerçeğe de dönüştürüldü sanki içinde bir çip var da o yönetiyormuş gibi. Ayrıca Lily (doğru mu bilmiyorum) silahı fırlatıp kapı kapandığında devs in gerçekliğini aklınca değiştirmeye çalıştığında o yaşlı adam elektromanyetik dalgayı ortadan kaldırmasaydı ne olucağını çok merak etmiştim ki o anda sezon bitseydi 1 sezonluk daha dizi çıkabilirdi ve daha ilgi çekici olabilirdi diye düşünüyorum
ölünce paralel bir evrende hatta birçok evrende farklı hayatlarla tekrar var oluyorsun. hatta kuantum teorisine göre şuan yaşadığımız hayatın farklı varyasyonları binlerce evrende hayat buluyor. dizinin temeli bunu oluşturuyor. açıkcası ben her ne kadar isa mesih benzetmeleri yer alsa da dizide çok da ilahi bir öğe göremedim. tamamen kuantum odaklı tamamen çoklu evrenler üzerine kurulu ben diziye bayıldım her saniyesini çok sevdim. özellikle Forest karakteri çok sağlam.Kuantuma ilgi duyanlar bu diziyi kesinlikle izlemeli
Ya konu çok güzel yemin ediyorum bayıldım ama hızı 1.5 yapmama rağmen konuşma hılzarı filan anca normal geldi ama halen atlamam gerekiyor bazen. Bu kadar da yavaş akmaz ya konunun bütün güzelliği kayboluyor böyle
Lilith benzetmesine hiç katılmıyorum. Lilith’ten bahsetmek için ortada bir “Adem” olması lazım ama dizide Adem’i değil İsa’yı işliyolar. Dizide bahsedilen “Asli günah/Original Sin” de Adem ve Havva’nın Allah’a İtaatsizliğidir ve İsa çarmığa gerilerek onların günahlarını çeker vs vs.
İlk olarak İsa’nın çarmığa gerilişine bakmaları, İsa’nın İbranice konuşmasını dinlemeleri, Forest’in uzun saç ve sakalıyla İsa stilli ve mesih yeniden doğacak gibi göndermelerle sürekli gözümüze soktular aslında.
Her ne kadar zeki bir bilim adamı olsa da bilimin determinizm dinlerin “kader” dediği şeye inanması Kendisini İsa peygamber gibi görmesi, makinenin adını deus koyması, kendi içinde mantıklı yere basan bir karakter olsa da dizide sadece nick offerman ve oynadığı Forest karakteri başarılı.
Spoiler içeren alan!
Lily madem makineye karşı çıkabilecek bir özgür iradesi vardı da neden DeVs e gitti. Özgür iradesini kullandı da ne değişti? Yine öldü ve Forest’in sahte cennetinde takılı kaldı. Üstelik 2 erkek arkadaşının öldürülme sebebi olan adamın yarattığı bir sistemde.
Hem determinizm hem multi evren teorisi nasıl aynı anda oluyor da bu makine işliyor bu topa zaten hiç girmemek için gencecik çocuğu barajdan atlatıyolar.
Son olarak beni tatmin etmedi dizi ama önerir miyim öneririm. Çok yavaş ilerliyo dayanamıyorum diyenler 1.25’i hatta 1.50’yi bile deneyebilir. Lily’nin olduğu 10 dakikalık bir sahnede denedim hızlandığı hiç anlaşılmıyor.
Bölüm hakkında bilgi içerir ona göre okuyunuz:
Bir önceki bölümde ki gibi aynı teoriyi uyguluyolar kişiye gelecekte ne yaptığını söylüyor aynısını yapmasını bekliyorlar. Baraja çıkan çocuk gibi ama Lily bir terich yapıyor ve sonunda bir şey değişmiyor yani dizi kendi tezini kanıtlamış oluyor tek dünya determinist. Çoklu dünya aslında yanılgı ve similasyonda var olabilir ancak. Kendi kendi gerçekleştiren bi dizi olması hoşuma gitmedi tercihlerimiz olduğu düşüncesindeyim sanırım bu yüzden:)) Ama düşündürücü ve güzeldi kafa yoran dizileri severim bu bakımdan güzel :))
beklediğimden iyi bitti. yoksa kendini köşeye sıkıştırmak üzereydi senaryo!
Spoiler içeren alan!
– dizinin karakterleri “çoklu evrenler harikadır, bir başkadır vs” diye başladı ama sonuç simülasyon teorisine bağladı. elon musk’a selam!
– şu anda evrensel bir a.i. tarafından (d.e.m.*) yaratılan bir simülasyonda olduğumuz düşüncesi çok uzun süredir var aslında. plato’nun mağarasına kadar gidiyor. bir bölüm önce bu mağaraya epey bir gönderme yaptı zaten garland.
– **deus ex machina.
(alex garland kendi hikayesini de bir tur atıp tamamlamış oldu bu arada. hala ex machina’ya söyleniyorum ama belki de bir daha izlemek lazım.)
son söz: aşağıda bir yerlerde okuduğum bir yoruma istinaden ruh düşüncesinin din ile yakından uzaktan ilgisi yoktur – eğer bu şekilde öğretiliyorsa vay halimize!
mükemmel sorgulamalar yaratan farklı bakış acıları getiren bir diziydi, unutulmayacaklar arasına girdi benim için. tadında bitmesi güzel oldu zaten mesajını verdi. bu saatten sonra ya kendini tekrarlardı ya da kendi ana fikrine ters düşen bir sekılde ılerlemek zorunda kalırdı.
Popüler Yorumlar
Lily = Lilith
Efsaneye göre Havva’dan önceki ilk kadın: Lilith
Lilith; Musevilik ve Hristiyanlık’ta önemli bir yeri olan ve efsanelere konu olmuş bir kadın. Adem’in ilk eşi olarak Tanrı tarafından, Adem ile aynı anda çamurdan yaratılan Lilith ( eşitlik iddiasında bulunan ilk insan olarak tarihte yerini almıştır.
Efsaneye göre, Tanrı insanı başlangıçta Adem ve Lilith olarak çift yaratır. Tanrının bir lütfu olarak Lilith ve Adem cennet bahçesinde birlikte yaşamaya başlarlar. Ancak bu birliktelik mutlu bir beraberlik değildir. Anlaşmazlık sebepleri ise boşanma davalarında ileri sürülen gerekçelerden pek farklı değildir: Adem, Lilith’in olaylara neden kendisinden farklı yaklaştığını anlayamaz onu kendisine hizmet etme, bahçeyi bakımlı ve düzenli tutma konusunda tembel ve isteksiz olmakla suçlar. En önemli ve üzerinde en çok durulan sorun ise Adem’in, cinsel ilişki sırasında kadının sürekli altta olmasını istemesidir ve bunu da kadına üstünlüğünün gereği olarak görür, Lilith ise bu pozisyonu aşağılayıcı bularak karşı çıkar.
Kısacası anlaşmazlık sebebi Adem’in sürekli olarak kadına üstünlük taslaması, ona hükmetmeye çalışmasıdır. Lilith ise ikisi de aynı topraktan yaratıldığına göre eşit olmaları gerektiğini savunur ve erkeğin kendisinden üstün olmak istemesine bir anlam veremez. Sonunda birlikte yaşamalarının imkansız hale geldiğine karar verir ve Tanrı’nın söylenmemesi gereken adını anarak (ki bu isim cennetten çıkış için tek paroladır) uçup gider ve yeryüzünde Kızıl Deniz yakınlarındaki bir mağaraya sığınır. Lilith, Adem ile anlaşamayınca cenneti terk eder ve dünyaya gider.
Kendisine sunulan sıcak yuvayı kapıyı çarparak terkettiği için artık yeri de cennetten dışlanmışlar arasında olacaktır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı (ya da şeytanın ta kendisi) Samael ile ilişkiye girer ve onlardan cin çocuklar doğurur, hem de günde yüz çocuk gibi yüksek bir oranda. İnanışa göre dünyada kötülüklerin bu kadar yaygınlaşmasının sebebi budur.
Cennette yalnız kalan Adem ise Lilith’i geri getirmesi için Tanrı’ya yalvarır. Tanrı da Senoy, Sansenoy ve Semangelof isimli üç meleği elçi olarak gönderip “evine dön” çağrısı yaptırır Lilith’e. O da kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Melekler kendisini, geri dönmemesi halinde her gün yüz çocuğunu öldüreceklerini söyleyerek tehdit ederler. Tehdit yerine getirilir. Lilith, duyduğu acıyla bundan sonra Adem soyundan gelen bütün insan yavrularının, hamile ve doğum yapmakta olan kadınlarla bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocuklarının doğduktan sonra ilk sekiz gün içinde, kız çocuklarının ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınında üç meleğin ismi veya sureti bulunan çocuklara dokunmayacaktır.
Lilith’in dönmesinden ümidi kesen Tanrı, Adem uyurken bilinen kaburga kemiği yöntemiyle Havva’yı yaratır. Bu yeni kadının, vücudunun bir parçası olduğu erkeğe karşı çıkamayacağını düşünmektedir. Havva Lilith’e o kadar benzemektedir ki Adem uyanınca yanında bulduğu kadının başka biri olduğunu anlamaz. Onun kendisine Lilith gibi karşı çıkmayıp boyun eğmesini ise “nihayet hidayete erip yola geldi” diye yorumlar.
Lilith ise artık kesinlikle kötülerin safındadır. Bütün insanoğullarının ve kızlarının başına gelen nice felaketin sebebidir. İnsanlara yaptığı kötülükler saymakla bitmez: Beşikteki bebeklerin bugünün tıbbınca bile sebebi açıklanamayan ani ölümlerinin baş sorumlusu olduğuna inanılır. Hamile ve doğum yapmakta olan kadınlara musallat olarak düşüklere, ölü doğumlara ve annelerin ölümüne sebep olur; yalnız yatan erkekleri uykularında baştan çıkararak gördürdüğü erotik düşlerin verimiyle hamile kalır ve cin nüfusunun artmasına katkıda bulunur. Aynaları yurt edinip özellikle aynaya fazla bakan kadınları kendi safına çeker.
LilithAdem ile aralarındaki ilişkinin niteliği nedeniyle feministlerin ikonu Lilith’dir.
Farzet ki bir ışınlanma makinesi icat edildi. Bu makine, seni oluşturan bütün atomları ve dizilimlerini bilgisayar verisine çevirip A makinesinden B makinesine aktarıyor. Daha sonra B makinesi aldığı verileri kullanarak senin birebir kopyanı inşa ediyor. Bu sırada da A makinesi seni yok ediyor. Sence “ben” olarak tanımladığın şey B makinesindeki senin kopyanda oluşur mu? Materyal olarak hiçbir farkınız yok. Tüm anılarınız, hafızanız da aynı. B makinesinde oluşan canlı, A makinesini kullanarak oraya ışınlandığına yemin edebilir.
Eğer benliğin de oluşabileceğini düşünüyorsan; öyleyse A makinesi seni yok etmeseydi ne olurdu? İki tane “sen” mi olurdunuz? Eğer böyle bir şey olabiliyorsa aynı atomları ve atom dizilimlerini bilgisayar ortamında simüle etmenin ne farkı var?
Benliğin oluşamayacağını düşünüyorsan neden öyle düşünüyorsun? Vücudumuzun atomları sürekli değişim halinde, hiçbir zaman biriminde öncemiz ve sonramız tamamen aynı değil. Uyuduğumuz andaki beynimizin materyal kompozisyonu ile uyandığımız andaki beynimizin materyal kompozisyonu aynı değil. Öyleyse uyuduğumuzdaki “ben” ile uyandığımız andaki “ben” aynı olabilir mi? Belki de uyuduğumuz zaman ölüyoruz, uyanan başka bir kişi oluyor. Fakat tamamen aynı hafızayı paylaştığımız için canlı olan “ben” sürekli kendisini aynı “ben” zannediyor. Bunu felsefede “Aynı nehire iki defa giremezsin” diyerek özetlemişler.
Kısaca ben, “ben” diye bir şeyin var olduğuna inanmıyorum. Bilinç dediğimiz şey tamamen hafızamızdan ibaret. Hiç kimse, bir saniye önceki bilinciyle, şuanki bilincinin aynı olduğunu iddia edemez.
Tüm Yorumlar
Rüzgarsız bir günde kıyısında oturup kitap okuduğunuz küçük sakin bir göl gibi. Bazen bir yaprak, bazen kuru bir dal suya düşerek zamanın aktığını ispatlar gibi. Ara sıra göle bakmadığınız bir anda bir balığın zıplayıp dinginliğe bir aksiyon kazandırmasıyla heyecanlanıyorsunuz…
Kuantum fiziği ile igili bazı cevaplar bulabilirsiniz yada hala I.Newtona sarılıp müziğinden dem vurabilirsiniz. Güzel finali ile gününüzü kurtaracağına inanıyorum. iyi seyirler ;)
Ben az önce ne izledim. Güzeldi evet, kötü anlamında demiyorum. Fakat ben ne izledim? ne anladım? bir şey anladım mı evet anladım. Ama ne anladım? Mantık hataları var mıydı evet, ama diziyi mantık hatası bulmak için izlerseniz evet yoksa hayır. Böyle dizilerde çok fazla realite arandığı için sanırım bu ortaya çıkıyor ama bazen senaristlerin anlatmak istediği vurgu başka bir noktada olduğu için kendi kısmına çok yoğunlaşıp bu kısımdan açık vermemek için kafasını meşgul ederken diğer kısımlardan geri kalıyor.
İzleyin diziyi.
Bilim kurgu dizilerini seviyor ve boş vaktiniz çoksa izleyebilirsiniz.
Dizi çok statik fakat merak uyandırıcı sahnalerle dolu olduğu kadar da ilginç saçmalıklarla dolu boş zamanınız varsa izleyebilirsiniz.
Dizi korkunç mantık hatalarıyla dolu. 5/10
Dizi inanılmaz mantık hataları ile dolu fizik, matematik ve felsefe ile ilgili olanlar anlayacaklar. Bir de dizinin çok yavaş akması, saçma sapan müzikler, boş boş bakışmalar ve duraksamalar, senaryonun içinde boşluklar bulundurması… Kısacası zaman kaybı. Aynı zamanda çevirmenin görmezden gelinemeyecek hataları var. Hatırladığım kadarı ile 1. bölümde Lily ve arkadaşlarının kurduğu örüntüde çevirmen bazı kısımları yanlış yazmış.
Bazen 8 puan bazen 5 ve bazen 6.5.Ama zorda olsa izletti.Etki ettimi ? etti. İzilyebilen herkeze tavsiye ederim.
6.5/10 puan veriyorum.
odadaki makinenin aynısını sanayıde besbinliraya yaptırırım
Bu dizi aşırı beğendim olasılıklar, olacaklar ve olmuşlara deginen bir dizi. Bu diziye benzeyen hemen hemen 2 kitap okudum birini tam bitirdim sayılmaz neyse, biri bilim kurgu roman biri ise direkt konuya deginiyor en cok onermek istedigim ve en cok benzeyeni “Blake crouch – DARK MATTER” Kitabi aşırı begendigim bir kitap ve bu diziye aşırı benziyor izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Bir diger kitap ise “olasılıksız”
Benlik, sadece hafızadan ibaret bir olgu değildir.
Dizi ilgimi çektiği için başladım ve bitirdim ama çoğu saçmalığını ve ağır ilerleyişini yazmadan gitmek istemedim .
O zaman geleceğe bakamıyorlardı. Onu sonradan icat ettiler.
Mükemmel bir dizi ….
Etkisinden uzun süre çıkamayacağım diziler arasına girdi..
İnsanda irade diye bir şey var kardeşim, bu dizi onu hesaba katmamış.
Daha mantığa uygun bilim kurgu diziler var.
30 bin yıl önceyi izliyor! Yok izlemiyor şeyinde bile değil çizgi film de daha heyecanlanır belki.
Benim düşüncem dizi vasat, mantığa, doğaya ve bilime aykırı.
Bu dizi resmen SOMA adlı oyundan ilham alınmış gibi.
yorumlara bakıyorumda bence ilahi karakterlere ve din kısmına çok saplanmışsınız.burda asıl anlatılmak istenen matriks gibi sanal bir dünya yaratılması ve sonuç olarak şuanki yaşadığımız dünyada birilerinin yarattığı bir simülasyonmu sorusu. dini motifleri diziye biraz daha anlam, gizem, etkileyicilik katmak için kullanmışlar. bilimkurguyu inanç sistemiyle ilişkilendirmişler. sanırım farklı tarzlardaki her izleyiciyi etkilemek istemişler. bence gereksiz olmuş. ama senaryo güzeldi , gereksiz aksiyon yoktu artık bıktım öyle yapımlardan. bilim ve kurgu ağırlıklıydı olması gerektiği gibi. matriks filmindede çatışma ve dövüş sahneleri yerine konuya odaklansalardı çok daha iyi olurdu.
Bu dizi resmen SOMA adlı oyundan ilham alınmış gibi.
adamların cok parası varmiş nasii saçmaliyak demişler
Güzel bir yapım olmuş,izleyin
Ya konu çok güzel yemin ediyorum bayıldım ama hızı 1.5 yapmama rağmen konuşma hılzarı filan anca normal geldi ama halen atlamam gerekiyor bazen. Bu kadar da yavaş akmaz ya konunun bütün güzelliği kayboluyor böyle
Lilith benzetmesine hiç katılmıyorum. Lilith’ten bahsetmek için ortada bir “Adem” olması lazım ama dizide Adem’i değil İsa’yı işliyolar. Dizide bahsedilen “Asli günah/Original Sin” de Adem ve Havva’nın Allah’a İtaatsizliğidir ve İsa çarmığa gerilerek onların günahlarını çeker vs vs.
İlk olarak İsa’nın çarmığa gerilişine bakmaları, İsa’nın İbranice konuşmasını dinlemeleri, Forest’in uzun saç ve sakalıyla İsa stilli ve mesih yeniden doğacak gibi göndermelerle sürekli gözümüze soktular aslında.
Her ne kadar zeki bir bilim adamı olsa da bilimin determinizm dinlerin “kader” dediği şeye inanması Kendisini İsa peygamber gibi görmesi, makinenin adını deus koyması, kendi içinde mantıklı yere basan bir karakter olsa da dizide sadece nick offerman ve oynadığı Forest karakteri başarılı.
Hem determinizm hem multi evren teorisi nasıl aynı anda oluyor da bu makine işliyor bu topa zaten hiç girmemek için gencecik çocuğu barajdan atlatıyolar.
Son olarak beni tatmin etmedi dizi ama önerir miyim öneririm. Çok yavaş ilerliyo dayanamıyorum diyenler 1.25’i hatta 1.50’yi bile deneyebilir. Lily’nin olduğu 10 dakikalık bir sahnede denedim hızlandığı hiç anlaşılmıyor.
@izaafi senaryo süper filmin adı ne ?
Bu dizi mini dizi yani devamı gelmeyecek
Bir önceki bölümde ki gibi aynı teoriyi uyguluyolar kişiye gelecekte ne yaptığını söylüyor aynısını yapmasını bekliyorlar. Baraja çıkan çocuk gibi ama Lily bir terich yapıyor ve sonunda bir şey değişmiyor yani dizi kendi tezini kanıtlamış oluyor tek dünya determinist. Çoklu dünya aslında yanılgı ve similasyonda var olabilir ancak. Kendi kendi gerçekleştiren bi dizi olması hoşuma gitmedi tercihlerimiz olduğu düşüncesindeyim sanırım bu yüzden:)) Ama düşündürücü ve güzeldi kafa yoran dizileri severim bu bakımdan güzel :))
Fazla yorum yapıp işin tadını kaçırmamak lazım. Çok güzel bir diziydi zevk alarak izledim. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Dizi çok iyiydi zaman yolculuğu ve paralel evren bakış açısı sağlam ve ayakları yere basan bir film ama erken final yapmış kötü oldu
beklediğimden iyi bitti. yoksa kendini köşeye sıkıştırmak üzereydi senaryo!
– dizinin karakterleri “çoklu evrenler harikadır, bir başkadır vs” diye başladı ama sonuç simülasyon teorisine bağladı. elon musk’a selam!
– şu anda evrensel bir a.i. tarafından (d.e.m.*) yaratılan bir simülasyonda olduğumuz düşüncesi çok uzun süredir var aslında. plato’nun mağarasına kadar gidiyor. bir bölüm önce bu mağaraya epey bir gönderme yaptı zaten garland.
– **deus ex machina.
(alex garland kendi hikayesini de bir tur atıp tamamlamış oldu bu arada. hala ex machina’ya söyleniyorum ama belki de bir daha izlemek lazım.)
son söz: aşağıda bir yerlerde okuduğum bir yoruma istinaden ruh düşüncesinin din ile yakından uzaktan ilgisi yoktur – eğer bu şekilde öğretiliyorsa vay halimize!
mükemmel sorgulamalar yaratan farklı bakış acıları getiren bir diziydi, unutulmayacaklar arasına girdi benim için. tadında bitmesi güzel oldu zaten mesajını verdi. bu saatten sonra ya kendini tekrarlardı ya da kendi ana fikrine ters düşen bir sekılde ılerlemek zorunda kalırdı.
The Matrix 2
Note:
Lily = Lilith ne saçmalıyorsun birader yada ne içtin sen öyle
The Matrix 2