Profilinizi kurcaladım da biraz, çevirdiğiniz her dizinin altında çeviriden yana yakınanlar bol. Tahmin edebiliyordum zaten. Belli ki eleştiriyi kaldıramayan birisiniz. Eleştirinin iyisi kötüsü olmaz. Eğer ki kaldıramıyorsanız bu işi yapmayın. Yanlış olana yanlış diyoruz, ne şahsınıza ne de yaptığınız işe karşı kötü bir kelime kullanmıyoruz. Araba kullanmaya çalışırken sürekli sağa sola çarpan birine “Öğrenene kadar bir daha araba kullanma” demek kötü bir şey değildir.
Ayrıca çeviri yapmak gibi yazıyla ilgili bir işle uğraşırken, okunabilirliği yüksek tutmanız gerekirken, padişah fermanı gibi bir yazı yazıp da paragraflara ayırmamak da nedir? Sonunda da dediğiniz gibi, harbiden gözlerim kanadı okurken.
Attığınız altyazı dosyasına ihtiyacım yok ama siz işin içine kattınız madem ben de size tek tek yanlışlarınızı göstereyim de belki bilmiş bilmiş yorum yapıp milleti “ahkam kesmek” gibi şeylerle itham etmezsiniz. Belki de “ay go yu go vi go” ingilizcenize bakar utanırsınız. Sırf bunun için dizinin bu bölümünü yan monitörde açtım, bir yandan altyazıyı bir yandan diziyi çeviriye dayanamayıp da kapattığım yere kadar aynı anda takip edeceğim. Bakalım neler çıkacak.
—–
1) Girişten faülsünüz. FRANSA 1940 yazarken virgül kullanmanızı gerektiren bir durum yok. Türkçe konusunda da zayıfsınız demek ki.
2) 00:16 All of you, outside. “Hepiniz çıkın!” değil “Hepiniz dışarı!” olacak. “Now” kısmını çevirmemişsiniz.
3) 01:08 Please, come forward and we will absolve you of this sickness. “Lütfen, öne çık ve biz de seni bu hastalıktan kurtaralım.” olması gereken. Senin çevirini yazmaya ihtiyaç duymuyorum.
4) 01:18 “Hiçbir kötülük yapılmayacak.” ?????? Bir öncekiyle birebir aynı cümleyi kendinize göre aynı anlama gelebilecek bir cümleyle değiştirmişsiniz. Yanlış.
5) 01:24 İki farklı karakterin konuşmasını tek kişiymiş gibi çevirmişsiniz. “No/Hayır” başkasına, “It’s me/Benim” başkasına ait konuşmalar. Yani sizin yaptığınız “Hayır, benim” yanlış bir çeviri. Bu da herhalde dil bilginizin zayıflığından kaynaklı.
6) 01:35 Cesurca davrandın/ Cesurcaydı. Çok cesurcaydı değil. This was brave of you diyor. So brave değil. “Çok” yazmamanız gerekirdi. Ufak evet, ama “Siz bilmiyorsunuz ben biliyorum” tavırlarına giren sensin.
7) 01:46 “We must ensure that everything is perfect./Her şey kusursuz olmalı” değil “Her şeyin kusursuz olmasını sağlamalıyız.” olmalı. Burada her şeyin kusursuz olmasını sağlamak zorunda olan kişi cümleyi söyleyen kişi. Kadının yaptığı bu hareketin bir kusur olmasından dolayı kadını vuruyor. Kusur üreten şey ortadan kalkınca söylediği gibi her şeyin kusursuz olmasını sağlıyor. Olmalı/Sağlanmalı farkı burda bariz. Sağlamalıyız olarak çevirilse kadının vurulacağı direkt anlaşılıyor.
8) 01:57 “İşine devam edecekler” değil “İşinize devam ederken”
9) 02:41 “Here is everything we know” “İşte bildiğimiz herşey/İşte bildiklerimiz” olacak. Yani “Bildiklerimizi anlatayım” yanlış.
10) 02:45 “We are losing this war against the Witness” bu cümleyi nasıl “Tanıklara karşı olan savaşı kaybediyoruz” diye çevirebiliyorsunuz? Madem önünüzde metin var, madem diziyi takip ediyorsunuz nasıl böyle bir hata yapabiliyorsunuz? Tanıklar da kim? Dizide sadece bir adet Tanık var. Ne metinde ne de dizide Katarina konuşurken ağzından “witnesses” diye bir şey çıkmıyor. “Witness/Tanık” nasıl tanıklar oluyor bir açıklayın da ben de aydınlanayım. Daha bir de “Böyle deniyor, yani buradaki yanlış ne?” diye yanlışınızı kapatmaya çalışıyorsunuz kontrol etmeden. Hatanızın hala farkında değilsiniz.
11)02:49 “a weapon forged for us by thosewho understand time best” bunu nasıl sahte bir silah olarak çevirdiniz? Kelimenin anlamını bilmiyordunuz da sözlükten forged karşılığı neyse ilk gördüğünüzü mü yazdınız? Hele hele “Zamanı en iyi anlayan bizler” de neyin nesi? “Zamanı en iyi anlayanlar tarafından bizler için dövülmüş bir silah” olması gerek çeviriyi siz nasıl “Zamanı en iyi anlayan bizler için yapılmış sahte bir silah” olarak çevirebiliyorsunuz? Bunun savunulacak neresi var? Tamamen fiyasko bir çeviri. Daha who/whom bağlantılarını kuramıyorken insanları “i go you go ingilizceleriyle ahkam kesiyorlar” diye itham etmek ne kadar tutarlı, mantıklı?
12) 02:54 “Primaries” olmuş öncelik. Birinciller olacaktı. “Geçmişte bazı yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Diye havada bir çeviri değil “Eski zamanlarda bir yerlerdeki birinciller.” Olarak en uygun çevirilebilir. Çünkü bu cümle bir önceki ve bir sonraki cümleyi birbirine bağlıyor. Bir önceki ve bir sonraki cümlenin baş aktörleri Birinciller. “Bir yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Değil.
13) 03:03 “And they have given us a clue, a riddle to find it” çevirisini “Ve bize ipucu olarak çözmemiz için bilmece bıraktılar.” olarak yapmışsın. Bir fiyasko daha. “Ve onu bulabilmemiz için bize ipucu olarak bir bilmece bıraktılar.” doğru çevirisi. Çünkü Katarina hala 11’de yazdığımız silahtan bahsediyor. 12’de bahsettiğim de 11 ve 13’ü birbirine bağlayan cümle. Baştan savma bir çeviri yapmış olmasanız bunu farkederdiniz. Gece gece çeviri yapıyoruz, yetiştirmeye çalışıyoruz bunun bahanesi değil, çünkü çeviri yapacak kadar ingilizceniz varsa metine ihtiyaç duymadan sadece listening ile burada Katarina’nın neyden bahsettiğini çözüp çevirebilirdiniz.
14) 03:14 “SS’lerin gizli örgütlerinden biri olan Ahnenerbe tarafından keşfedildi.” Diye çevirmişsiniz. Orijinali ise “Discovered by the Ahnenerbe, a pseudoscience division of the SS.”
Pseudoscience ne demek bilmiyorsunuz belli. Anlamına bakma ihtiyacı dahi duymamışsınız. Sallama, yalan, sözde, çakma bilim anlamına gelir. SS’lerin gizli örgütü falan yok burada. Pseudoscience gibi siz de gayet güzel sallamışsınız.
“SS’lerin sözde bilim departmanı Ahnenerbe tarafından bulundu.” Olması gereken çeviri. Discover’ın bu cümledeki dilimiz karşılığı keşfetmek değil bulmaktır. Kazı ile ortaya çıkarılan şeyler dilimizde “bulmak” ile ifade edilir.
15) 03:20 “Tek bir kişinin elindeydi” çevirisi “It came into possession of one man” için yanlış. Bunu “Birisinin evine/mülküne getirildi.” Olarak çevirmeniz gerekirdi. Devam cümlesinde ismin sonuna da iyelik eki ekleyerek anlam bütünlüğünü sağlayabilirdiniz ve çevirinizde de hata olmazdı.
16) 03:29 “This particular manor was seized by Waesch” diye başlayıp devam eden çeviriniz de yanlış. Sizin yaptığınız çeviri “Bu özel yapı Waesch tarafından bazı sebeplerden dolayı Ahnenerbe’lerin topladığı eserlerin sergisinde el konuldu.” Doğrusu ise “Bu özel malikane, Waesh tarafından işgal sırasına Ahnenerbe tarafından toplanan eserleri sergilemek amacıyla ele geçirildi/el konuldu.” olacak. Sizin çevirinizden çıkan anlam ise zaten Almanlara ait olan Ahnenerbe, malikanede sergi yaparken Waesh geliyor malikaneye el koyuyor. Neden? Çünkü burada Ahnenerbe’nin topladığı eserlerin sergileneceği bir gala düzenleyeceğiz. -????????-
Yaptığınız çevirinin ne biçim bir anlam kayması içeridiğini görebiliyorsunuz umarım. Ki çeviriniz doğru dahi olsa cümleniz bozuk, Ahnenerbe mi bazı sebeplerden dolayı eserleri topluyor yoksa Waesch mi bazı sebeplerden dolayı malikaneye el koyuyor belli değil.
17) 03:39 “Çan’ın bilinmeyen kökeninden 1940’ta ortaya çıkana kadar ki belgelenmiş tek durağı bu düzenlenen gala.” olması gereken. Ama sizin çeviriniz “Açılış gecesi düzenledi, Çan 1940 yılına kadar anonim olarak bulunuyordu, elimizde yazılı olarak sadece bu belge var.”
İlk olarak gala büyük gösterişli şölen demektir. Açılış gecesi değil. Siz burada gece olarak çevirmişsiniz –ki gece falan değil- ama dizide bütün olaylar gündüz vakti geçiyor. Katarina, Çan’ın ortaya çıkışından 1940’ta yapılan galaya kadar nerede olduğunun bilinmediğini anlatıyor. 1940’ta yapılan bu galanın da ellerindeki tek yazılı belge olduğunu söylüyor. Çünkü gelecekteler. Yazılı belge harici Çan’ın nerede olduğunu bilebilecekleri bir imkanları yok.
İkincisi, anonim kelimesi yanlış bir kelime. Anonim üreteninin belli olmadığı şeyler için kullanılır. Çan ise Birinciller tarafından yapılmış. “unknown origin” olarak bahsedilen bilnmeyen köken/nereden geldiğini bilinmeyen/bilmeyen başlagıç olarak çevirilebilir. Anonim daha farklı birşeydir.
Sizin yaptığınız çeviri de benim yaptığım çevirideki bilgiyi aktarmaya çalışıyor diyebiliriz, ama sizin cümleniz kopuk ve anlam havada.
—-
Zaten çevirinize aşağı yukarı buraya kadar dayanabildim ve dediğiniz gibi de açıp başka siteden izledim. Bir önceki temennimi biraz toparlayıp tekrarlayayım;
Ana dilinize ve çeviri yapacağınız dile hakim olana kadar bir daha çeviri yapmamanız dileğiyle.
tamamen saçmalamışsın okumaya bile gerek duymuyorum. Çok biliyorsan al kendin çevir?? Ne verdiniz de ne istiyorsunuz? gerçekten soruyorum para mı verdin? Hizmet denilen şeyi istemen için para vermen gerekir tersi ise gönüllü iştir. Parasını bırak oturduğun yerde çok bilir bir şekilde korsan bir video hakkında ukalalık etmek… :D
@omfgepic kardeşim adamın yaptığı çeviriler yanlış olabilir. Ama bunu hakaret boyutunda belirtemezsin ve yorum kısmına yazmak yerine adama mail atabilirdin. Ha bu arada all of you, outside kısmında hepiniz dışarı ve hepiniz çıkın arasında pek bir fark göremiyorum. 2. si we will absolve you of this sickness kısmında daha kendin yanlış çeviriyorsun bide adama hakaret biçiminde yanlış çevirmişsin diyorsun orda kos koca ”will” var. Sırf sana bu aptallığını yüzüne vurmak için kayıt oldum bu arada
Oradaki will bir koşula bağlı. Öne çıkarsan seni kurtaracağız ile öne çık seni kurtaralım aynı şeyler. Buradaki koşul öne çıkma mevzusu. Koşul gerçekleştiğinde will devreye giriyor. Çeviride bir yanlış yok. İstediğinize sorabilirsiniz.
All of you, outside kısmı hakkında
Yorumlarımın tamamını okumadığınız belli, ki okusanız da anlamadığınız belli, ben bu dizileri ingilizce öğrenmeye çalışan kardeşimle izliyorum. Kulağını geliştirmeye çalışıyorken bildiğini karıştırıyor böyle çeviriler olunca. Durdurup durdurup doğrusunu açıklamakla uğraşınca dizi pert oluyor. Hepsini geçtim, şurdan dizi izleyen çoğu insan dizi iyi bir diziyken çeviriden dolayı diziden bi nane anlamayıp diziyi bırakıyor. Hepiniz dışarı çıkın demek “All of you go outside” demektir. Fill olmayan bir cümleyi, yani isim cümlesini, fiil cümlesi olarak çeviremezsiniz.
Ha niye buradan yazdım da mail atmadım kısmına gelirsek, orası benim keyfime bağlı. Buradan yazdım ve kimseye hakaret de etmedim. Yazdıklarımın neresi hakaret? Bi gösterin diyeyim haklısınız. Ama hakaret olan bi yer yok. Karşısındaki kişi hakkında hiç bir fikri yokken tutup da “ay go yu go” ingilicenizle ahkam kesiyorsunuz diye çarşaf gibi yorum yaparsa ben de açar doldururum buraya. Mail falan da atmam.
Daha “kos koca” de da ayrımını yapamıyorken kendi dilinize hakim değilken başka bir dil hakkında atıp tutumanız da komik.
@omfgepic Kime ne verdin de ne istiyorsun sorumun cevabını verir misin?? Site yönetimine çevirmenlere para mı verdin yoksa başka şey mi de KARŞILIĞINI bekliyorsun?
Ve yorumlarını da okumadım başı hariç çünkü içi boş sadece yazı… Okuyana yazık boşa zaman kaybı.
Resmen egosunu tatmin etmek için oturmuş ugrasmıs ceviri yapmıs.bosver kardes biz memnunuz gayet güzel izliyoruzda anlıyoruzda sen işine bak böyle mallarla ugraşma
Destan yazmaya üşenmedinmi ya o kadar ingilizcen varsa neden türkçe altyazı izliyorsun bizide burda geriyorsun resmen oturmuş diziyi çevirmiş ya.Ego na kurban @omfgepic
“…demişsiniz, ben sizin çevirinizle kardeşimle dizi izlemeye çalışırken durdurup durdurup “bak bu böyle olacak, burayı bağlayamamış, burası yanlış” diye anlatmaktan dizi izleyemiyorum. Sizi yermek veya kötülemek için fırsat kollayıp da “aha bak yanlış yapmış hemen yazayım eheehe” diye beklemiyorum ekranın başında. Siz kimsiniz de sizi karalayacağım yok bi de insanları buna alet edeceğim? Kendinizi acındırıyorsunuz başka birşey değil.”
Çevirinin saçma sapan olmasıyla ilgili yorumlara katıldığımı söyleyerek başlayayım. Söylene söylene izlemeye devam ettim ama bölüm sonunda okunan “no man is an island” da param parça edilince üşenmeyip üye oldum yorum yapmak için. Çevirmene diyecek çok da birşeyim yok apaçık kötü çeviriyi savunmayıp elden geleni yapıyorum deseydi kafiydi. Benim derdim çok biliyorsan sen yapsaydın, çok biliyorsan altyazısız izle ve zorlayan yok git başka sitede izlecilerle. “Çok biliyorsan altyazısız izle” çok bilmediğim için herşeyi altyazılı izlemeye çalışırım norveç, danimarka, ispanyol yapımşarını bile. Bu sayede hiç bilmediğim dillere bile aşina olurum kendimi geliştiririm. İşin aslı sıkıntı çok bilenler değil bu yorumları yazanlar gibi hiç bilmeyenler için. Hiç birşey anlamadığınız için altyazıda ne yazıyorsa onu anlıyorsunuz ama konu çok farklı, bu nedenle birçok diziyi çok karışık yada zevksiz bulduğunuza ve izlemeyi bıraktığınıza eminim.
Beğenmediysen git başka sitede izle zorlamı izletiyoruzcuları ise insanca sürmesini rica ettiğim minibüs şöförünün beğenmiyosan taksiye bin lan demesine benzetiyorum. Beğenmiyorsam inmeyeceğim sen işini düzgün yapacaksın. Emek veriyorlar saygı gösterinci arkadaşlarsa baya uber çıkınca camlarına emek hırsızlığına hayır yazan taksici tiplemesi. Hangi emek? Müşteri beğenmemek dolandırmak yasa dolaştırmak gibi emekler mi? Aranızda ekmek yapmayı beceremeyen fırından aman emeği çok deyip ekmek alan varsa söylesin de bilelim. Beleşe izleyip de bıkbık mı ediyoruz? Hiç sanmıyorum ruh hastalığı sınırında reklama tıklayıp dizi izlemek için cebelleşiyoruz ve bedelini ödüyoruz.
Lost zamanlarından bir çeviri hatırlarım desmont’ın charlie’ye “charlie duck!” diye bağırdığı sahneyi çevirmen “ördek charlie” diye çevirmişti. Ona da iki laf ettiğimizde çok biliyorsanız kendin yapın demişti.
Uzun lafın kısası bırakın laf kalabalığını, hayata bakışınız “bizde böyle, canın isterse” değil “ya en iyisini yaparım yada hiç yapmam olsun.” (neler diyorum ben burası Türkiye)
Çevirmen berkay saygın’a zamanını verdiği için teşekkür ederim, düşündüğünden daha önemli bir iş yapıyorsun, sen ne kadar gelişirsen altyazından faydalananlar da okadar gelişir. İyi eleştirilerle gaza gelmediğin gibi kötü eleştirilerle de yılmazsın umarım
@omfgepic nick’li arkadaşa üşenmeyip satır satır doğrusunu anlatmaya çalıştığı için teşekkürler
tamamen saçmalamışsın okumaya bile gerek duymuyorum. Çok biliyorsan al kendin çevir?? Ne verdiniz de ne istiyorsunuz? gerçekten soruyorum para mı verdin? Hizmet denilen şeyi istemen için para vermen gerekir tersi ise gönüllü iştir. Parasını bırak oturduğun yerde çok bilir bir şekilde korsan bir video hakkında ukalalık etmek… :D
Girişteki virgül konusunda diretmek istemiyorum basit birşey olduğu için ama yine de açıklayayım. Virgül, birbiri ardına gelen eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur. Dediğiniz gibi biri yer biri zaman belirtiyor, farklı görevler. Araya virgül konulmaz.
10, 12, 13 net konunun gidişatına etki eden, söylenenden farklı anlamlar barındıran hatalar. En basitinden 10’da Witness gibi basit bir kelimeyi tanıklar olarak çevirip bir de hala üste çıkmaya çalışmanız harbiden komik. Çift s görünce hemen çoğul eki diye yapıştırıyorsanız işimiz var.
Bahsettiğiniz tureng dahi primary’den yana ilk çeviri olarak birincil derken sizin gidip 10. sıradaki öncelikliyi kullanmanız da komik.
14’ten yana ben ne anlatıyorum siz ne anlatıyorsunuz. Division bölünme/dağıtma/ayırma anlamına gelir. X division dediğiniz zaman x bölümü olur. Bölüm ve departman aynı şeylerdir. Orada hala örgüt demenizi gerektiren bişi yokken, hele hele gizli örgün demenizi gerektiren hiç ama hiç birşey yokken sizin tutup pseudoscience kelimesinin tamamen yoksayıp SS’lerin gizli örgütü diye çeviriyorsunuz. Sonra da diyorsunuz ki bunda bir problem yok. Yani hali hazırda normal duran bir cümleyi kafanıza göre değiştirip kelime ekle/çıkar yapıp çevirip bi de buna normal demeniz, bak bu daha da komik. Uzun lafın kısası, örgüt veya gizli örgüt diye birşey geçmiyorken sizin hali kazırdakini çıkartıp kafanıza göre bişi eklemeniz yanlış.
Çeviri yaparken asıl metni evirip çevirip kafanıza göre yorumlayamazsınız. Bu çeviri olmaz.
Bakın hata kavramı nedir size söyleyeyim. Bir çevirinin hatalı olması için illaki anlamı dışına çıkıp saçma olması gerekmez. Wintess gibi bir basit kelimeyi tutup da çoğul olarak çevirirseniz bu hata olur. Now gibi basit bir kelimeyi unutursanız hata olur. Bu çok zor bir olay değil. Altı üstü 3-5 tuşa basacaksınız. Ya da witness olayındaki gibi fazladan 3-5 tuş basamayacaksınız.
Burda dizi izleyen kitlenin %80’in ingilizce seviyesi bir diziyi altyazısız izlemeye yeterli değil. O yüzden çevirinin neresine hata var neresinde ne var görmüyorlar, anlamıyorlar, teşekkür edip geçiyorlar. İyi niyetliler amenna. Ama işin içerisinde olan birisi olarak bu tür şeylerin hata olduğunu ben görüp söyleyebiliyorum. Kabul edin veya etmeyin bu hatadır. Evet hepiniz çıkın ve hepiniz dışarı arasında pek bir anlam farkı olmayabilir, ama bu ne elinizdeki metinle ne de dizide konuşulan şeyle uyuşmuyor, bunun için size müsema gösteremem kusura bakmayın.
Çeviri işi kitaba bağlı kalmaktır. Hele hele 4 sezondur “BİRİNCİLLER” olan bir şeyin “ÖNCELİKLİ” diye çevirilmesi ne yaratıcılıktır ne de doğaçlamadır, fiyaskodur.
Tartışmak isteyin veya istemeyin, kabul edin veya etmeyin, hatalısınız. Biz burada sizin hatalarınızdan konuşuyoruz, siz hala yok egolusunuz yok bilmem ne. Arkadaşım, konu o değil.
Elinizde metin var, karşınızda dizi var ve siz diyorsunuz ki iki kelime değişmiş iki anlam kaymış nolcak canım bunlar çeviri hatası olamaz. Nasıl olamıyorsa.
Siz tartışmak istemiyorsunuz iyi hoş, ama ben daha da yazmayacağım çünkü hatasını kabul etmeyen ve hala hatasında direten birisine laf anlatmaya çalışmak boşa kürek çekmek. Gerçi siz bu sitenin Can Yücel’iydiniz, unutmuşum swh.
Ana dilimi gayet iyi biliyorum merak etmeyin, sizden öğrenecek değilim. Madem bu kadar zahmete girip tek tek açıklama yapmışsınız ben de size tek tek cevap vereyim.
– FRANSA 1940 kısmı hata değildir. Biri yer biri zaman belirtmektedir.
– 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 13, 15 numarada bahsettiklerinizi hata olarak kabul etmem mümkün değil. En basitinden örnek verecek olursam, “Hepiniz çıkın” ile “Hepiniz dışarı” arasında hiçbir fark yok yani hata diye adlandırma şekliniz buysa gerçekten söyleyecek sözüm yok, bence Türkçe’yi öğrenmesi gereken sizsiniz. Mesela 4 numara. “Hiçbir kötülük yapılmayacak” deyip, sonrasında da cümle ikinci kere tekrar ettiği için “Zarar görmeyeceksiniz” demişim. Yani bu numaraları saydığım kısımları daha fazla açıklamak istemiyorum, takdir sizin ve okuyanların. Mesela “primary” sözcüğü için tureng.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Daha bunun gibi şeylerden bahsetmeyeceğim. Yaratıcı olmayı ya da kendinizce uygun gördüğünüzü yapabilmeyi öğrenin, kitaba bağlı kalmayın derim şahsen size.
– 5 numaralı kısımda ufak bir ileri sarma sonucu ve ilk öne çıkan kadının No diyişinin sessizliğinden ve diğer kadınla ses benzerliğinden bu ufak hata ortaya çıkmıştır ki bu sizin için mukaddes bir hata onun fazlasıyla farkındayım. Dil bilgi kaynaklı değil, sizin teknik kısımlarda meydana gelebilecek hataları anlayamama veya öngörememe kapasiteniz.
– 14 numaraya gelelim. Yine tekrarlayayım, ana diline hakim olması gereken sizsiniz. Sözde bilim departmanı olması gerek, örgüt falan yok demişsiniz. Sözdebilim, bilimsel çalışmaların gerektirdiği standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırma ile desteklenmeyen bilgi, metodoloji, inanç ve pratikler bütününe verilen addır. Örgüt ise, ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilattır. Yani bal gibi de örgüt denilebilir. Örgüt denince aklınıza yalnızca silahlı terör örgütleri mi geliyor anlamadım yani nedir? Sizin bilgi kısırlığınız niye benim tercüme hatam oluyor?
Hiçbir zaman egolu biri olmadım, olanı da anlamadım. Yorumlarıma bakıp insanların ELEŞTİRİLERİNE verdiğim cevapları okuyabildiyseniz onlara verdiğim cevaplardan da böyle olmadığımı anlarsınız. Şikâyetçi olan kişilere de gayet makul cevaplar verdiğimi de görebilirsiniz. Yorumumda zaten 2 3 hataya rastladığımı ve bunun ardına da ek olarak sizin tabir ettiğiniz gibi bir tercüme olmadığını da izah ettim. 11, 16 ve 17 numarada bahsettikleriniz de zaten bu hatalar. Bunları söylediğiniz için teşekkür ederim, hiç şüpheniz olmasın burada kimse sizin gibi yorum atanlara dahi egolu davranışlar, bilgin bilgin tavırlar sergilemiyor ve teşekkür etmeyi biliyor. Aslında doğru sözü çok geç söylemişsiniz. Anlam kopukluğu yaratabilir demenize bile katılabilirim lâkin 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 13, 15 numarada bahsedilenlere hata diyen biri ne kadar anlayabilir o da şüpheli tabii. Buna bile anlayış gösteririm ama bir daha dizi çevirmeme dileğiyle, berbat, rezalet diye nitelendirdiğiniz şeyler hata başlığı altında yazdıklarınızsa bence hata kavramını kendinizce bir kere daha sorgulayın. Daha fazla da sizinle bu konuda tartışmak istemiyorum. Saygılar.
Yorumu yaptıktan sonra ufak bir iş için bilgisayar başından kalkmıştım, yorumumu düzenleyemediğim için buradan ekleyeyim dedim.
Introya kadar olan kısımda bi dolu hata var. Tamamını yazmadım. İstenirse hepsini yazabilirim tek tek. Yazdıklarım kendi adıma direkt olarak göze çarpan kısımlar. Kurcaladıkça daha fazla hata/yanlış bulacağıma eminim. Çevirinin sadece ilk 4 dakikalık kısmında bulduklarım 30’u geçer ama hepsinin üstünde durma gereği duymadım. Bu propoganda kime ait? , Steps/Basamaklar gibi şeyleri merdiven diye çevirdiğiniz kısımları almadım mesela.
İnsanları yanlışa yönlendirmek veya çeviriyi yapanı karalamak gibi bir amacım yok. Bilip bilmeden sallamayın. Profilimden Person of Interest için yaptığım yorumda çevirmenlere teşekkür ettiğimi de görebilirsiniz. Kendinizi acındırmak yerine kendinizi geliştirmeye çalışın.
Basit bir dil bilgisi kuralını bilmiyor, çoğul eklerinin ne olduğunu bilmiyor, basit bir who/whom bağlantısını yapamıyor, kelimelerin dilimizde karşılıklarını tam olarak bilmiyorken tutup çeviri yapmaya kalkışmak zaten yanlış. İşin can sıkan kısmı yaptığınız yanlışın farkında olmayıp bi de üstüne bilmişlik taslayıp insanlara ithamlarda bulunarak üste çıkmaya çalışmanız.
Kimseyi herhangi bir şeye alet ettiğim ya da kimseyi herhangi bir sebepten karalamaya çalıştığım yok.
Beyaz beyazken tutup da gri diyemem. Cicili bicili yorum beklentiniz varsa bizim de cicili bicili çeviri beklentimiz var. Dil bilip bilmemem, çevirisiz izleyip izleyememem kimseyi alakadar etmez.
Dil öğrenme aşamasında listening geliştirmek isteyen onlarca insan dizi izleyerek bu açığını kapatmaya çalışıyor. Konuşulanla yazılan uymayınca da insanların kafası karışıyor. Bunlardan birisi de kardeşim. Dil öğrenimine katkısı olsun diye başlattığım yabancı dizilerde böyle hatalar olunca çocuk da anlam veremiyor.
— “Yorumu yazarken tam bahsettiğim yerde durdurmuştum” şeklindeki cümlesi bize gösteriyor ki siz dizi izlemeye ya da elinizde geldiğince hata düzeltmeye değil, insanları yermeye ve kötülemeye geliyorsunuz. Çünkü bu niyette olmasanız dizi izlerken şu yorumu yazmak için durdurmazsınız bu açık ve net yani başka söze, kelimeye gerek yok.”–
demişsiniz, ben sizin çevirinizle kardeşimle dizi izlemeye çalışırken durdurup durdurup “bak bu böyle olacak, burayı bağlayamamış, burası yanlış” diye anlatmaktan dizi izleyemiyorum. Sizi yermek veya kötülemek için fırsat kollayıp da “aha bak yanlış yapmış hemen yazayım eheehe” diye beklemiyorum ekranın başında. Siz kimsiniz de sizi karalayacağım yok bi de insanları buna alet edeceğim? Kendinizi acındırıyorsunuz başka birşey değil.
Profilinizi kurcaladım da biraz, çevirdiğiniz her dizinin altında çeviriden yana yakınanlar bol. Tahmin edebiliyordum zaten. Belli ki eleştiriyi kaldıramayan birisiniz. Eleştirinin iyisi kötüsü olmaz. Eğer ki kaldıramıyorsanız bu işi yapmayın. Yanlış olana yanlış diyoruz, ne şahsınıza ne de yaptığınız işe karşı kötü bir kelime kullanmıyoruz. Araba kullanmaya çalışırken sürekli sağa sola çarpan birine “Öğrenene kadar bir daha araba kullanma” demek kötü bir şey değildir.
Ayrıca çeviri yapmak gibi yazıyla ilgili bir işle uğraşırken, okunabilirliği yüksek tutmanız gerekirken, padişah fermanı gibi bir yazı yazıp da paragraflara ayırmamak da nedir? Sonunda da dediğiniz gibi, harbiden gözlerim kanadı okurken.
Attığınız altyazı dosyasına ihtiyacım yok ama siz işin içine kattınız madem ben de size tek tek yanlışlarınızı göstereyim de belki bilmiş bilmiş yorum yapıp milleti “ahkam kesmek” gibi şeylerle itham etmezsiniz. Belki de “ay go yu go vi go” ingilizcenize bakar utanırsınız. Sırf bunun için dizinin bu bölümünü yan monitörde açtım, bir yandan altyazıyı bir yandan diziyi çeviriye dayanamayıp da kapattığım yere kadar aynı anda takip edeceğim. Bakalım neler çıkacak.
—–
1) Girişten faülsünüz. FRANSA 1940 yazarken virgül kullanmanızı gerektiren bir durum yok. Türkçe konusunda da zayıfsınız demek ki.
2) 00:16 All of you, outside. “Hepiniz çıkın!” değil “Hepiniz dışarı!” olacak. “Now” kısmını çevirmemişsiniz.
3) 01:08 Please, come forward and we will absolve you of this sickness. “Lütfen, öne çık ve biz de seni bu hastalıktan kurtaralım.” olması gereken. Senin çevirini yazmaya ihtiyaç duymuyorum.
4) 01:18 “Hiçbir kötülük yapılmayacak.” ?????? Bir öncekiyle birebir aynı cümleyi kendinize göre aynı anlama gelebilecek bir cümleyle değiştirmişsiniz. Yanlış.
5) 01:24 İki farklı karakterin konuşmasını tek kişiymiş gibi çevirmişsiniz. “No/Hayır” başkasına, “It’s me/Benim” başkasına ait konuşmalar. Yani sizin yaptığınız “Hayır, benim” yanlış bir çeviri. Bu da herhalde dil bilginizin zayıflığından kaynaklı.
6) 01:35 Cesurca davrandın/ Cesurcaydı. Çok cesurcaydı değil. This was brave of you diyor. So brave değil. “Çok” yazmamanız gerekirdi. Ufak evet, ama “Siz bilmiyorsunuz ben biliyorum” tavırlarına giren sensin.
7) 01:46 “We must ensure that everything is perfect./Her şey kusursuz olmalı” değil “Her şeyin kusursuz olmasını sağlamalıyız.” olmalı. Burada her şeyin kusursuz olmasını sağlamak zorunda olan kişi cümleyi söyleyen kişi. Kadının yaptığı bu hareketin bir kusur olmasından dolayı kadını vuruyor. Kusur üreten şey ortadan kalkınca söylediği gibi her şeyin kusursuz olmasını sağlıyor. Olmalı/Sağlanmalı farkı burda bariz. Sağlamalıyız olarak çevirilse kadının vurulacağı direkt anlaşılıyor.
8) 01:57 “İşine devam edecekler” değil “İşinize devam ederken”
9) 02:41 “Here is everything we know” “İşte bildiğimiz herşey/İşte bildiklerimiz” olacak. Yani “Bildiklerimizi anlatayım” yanlış.
10) 02:45 “We are losing this war against the Witness” bu cümleyi nasıl “Tanıklara karşı olan savaşı kaybediyoruz” diye çevirebiliyorsunuz? Madem önünüzde metin var, madem diziyi takip ediyorsunuz nasıl böyle bir hata yapabiliyorsunuz? Tanıklar da kim? Dizide sadece bir adet Tanık var. Ne metinde ne de dizide Katarina konuşurken ağzından “witnesses” diye bir şey çıkmıyor. “Witness/Tanık” nasıl tanıklar oluyor bir açıklayın da ben de aydınlanayım. Daha bir de “Böyle deniyor, yani buradaki yanlış ne?” diye yanlışınızı kapatmaya çalışıyorsunuz kontrol etmeden. Hatanızın hala farkında değilsiniz.
11)02:49 “a weapon forged for us by thosewho understand time best” bunu nasıl sahte bir silah olarak çevirdiniz? Kelimenin anlamını bilmiyordunuz da sözlükten forged karşılığı neyse ilk gördüğünüzü mü yazdınız? Hele hele “Zamanı en iyi anlayan bizler” de neyin nesi? “Zamanı en iyi anlayanlar tarafından bizler için dövülmüş bir silah” olması gerek çeviriyi siz nasıl “Zamanı en iyi anlayan bizler için yapılmış sahte bir silah” olarak çevirebiliyorsunuz? Bunun savunulacak neresi var? Tamamen fiyasko bir çeviri. Daha who/whom bağlantılarını kuramıyorken insanları “i go you go ingilizceleriyle ahkam kesiyorlar” diye itham etmek ne kadar tutarlı, mantıklı?
12) 02:54 “Primaries” olmuş öncelik. Birinciller olacaktı. “Geçmişte bazı yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Diye havada bir çeviri değil “Eski zamanlarda bir yerlerdeki birinciller.” Olarak en uygun çevirilebilir. Çünkü bu cümle bir önceki ve bir sonraki cümleyi birbirine bağlıyor. Bir önceki ve bir sonraki cümlenin baş aktörleri Birinciller. “Bir yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Değil.
13) 03:03 “And they have given us a clue, a riddle to find it” çevirisini “Ve bize ipucu olarak çözmemiz için bilmece bıraktılar.” olarak yapmışsın. Bir fiyasko daha. “Ve onu bulabilmemiz için bize ipucu olarak bir bilmece bıraktılar.” doğru çevirisi. Çünkü Katarina hala 11’de yazdığımız silahtan bahsediyor. 12’de bahsettiğim de 11 ve 13’ü birbirine bağlayan cümle. Baştan savma bir çeviri yapmış olmasanız bunu farkederdiniz. Gece gece çeviri yapıyoruz, yetiştirmeye çalışıyoruz bunun bahanesi değil, çünkü çeviri yapacak kadar ingilizceniz varsa metine ihtiyaç duymadan sadece listening ile burada Katarina’nın neyden bahsettiğini çözüp çevirebilirdiniz.
14) 03:14 “SS’lerin gizli örgütlerinden biri olan Ahnenerbe tarafından keşfedildi.” Diye çevirmişsiniz. Orijinali ise “Discovered by the Ahnenerbe, a pseudoscience division of the SS.”
Pseudoscience ne demek bilmiyorsunuz belli. Anlamına bakma ihtiyacı dahi duymamışsınız. Sallama, yalan, sözde, çakma bilim anlamına gelir. SS’lerin gizli örgütü falan yok burada. Pseudoscience gibi siz de gayet güzel sallamışsınız.
“SS’lerin sözde bilim departmanı Ahnenerbe tarafından bulundu.” Olması gereken çeviri. Discover’ın bu cümledeki dilimiz karşılığı keşfetmek değil bulmaktır. Kazı ile ortaya çıkarılan şeyler dilimizde “bulmak” ile ifade edilir.
15) 03:20 “Tek bir kişinin elindeydi” çevirisi “It came into possession of one man” için yanlış. Bunu “Birisinin evine/mülküne getirildi.” Olarak çevirmeniz gerekirdi. Devam cümlesinde ismin sonuna da iyelik eki ekleyerek anlam bütünlüğünü sağlayabilirdiniz ve çevirinizde de hata olmazdı.
16) 03:29 “This particular manor was seized by Waesch” diye başlayıp devam eden çeviriniz de yanlış. Sizin yaptığınız çeviri “Bu özel yapı Waesch tarafından bazı sebeplerden dolayı Ahnenerbe’lerin topladığı eserlerin sergisinde el konuldu.” Doğrusu ise “Bu özel malikane, Waesh tarafından işgal sırasına Ahnenerbe tarafından toplanan eserleri sergilemek amacıyla ele geçirildi/el konuldu.” olacak. Sizin çevirinizden çıkan anlam ise zaten Almanlara ait olan Ahnenerbe, malikanede sergi yaparken Waesh geliyor malikaneye el koyuyor. Neden? Çünkü burada Ahnenerbe’nin topladığı eserlerin sergileneceği bir gala düzenleyeceğiz. -????????-
Yaptığınız çevirinin ne biçim bir anlam kayması içeridiğini görebiliyorsunuz umarım. Ki çeviriniz doğru dahi olsa cümleniz bozuk, Ahnenerbe mi bazı sebeplerden dolayı eserleri topluyor yoksa Waesch mi bazı sebeplerden dolayı malikaneye el koyuyor belli değil.
17) 03:39 “Çan’ın bilinmeyen kökeninden 1940’ta ortaya çıkana kadar ki belgelenmiş tek durağı bu düzenlenen gala.” olması gereken. Ama sizin çeviriniz “Açılış gecesi düzenledi, Çan 1940 yılına kadar anonim olarak bulunuyordu, elimizde yazılı olarak sadece bu belge var.”
İlk olarak gala büyük gösterişli şölen demektir. Açılış gecesi değil. Siz burada gece olarak çevirmişsiniz –ki gece falan değil- ama dizide bütün olaylar gündüz vakti geçiyor. Katarina, Çan’ın ortaya çıkışından 1940’ta yapılan galaya kadar nerede olduğunun bilinmediğini anlatıyor. 1940’ta yapılan bu galanın da ellerindeki tek yazılı belge olduğunu söylüyor. Çünkü gelecekteler. Yazılı belge harici Çan’ın nerede olduğunu bilebilecekleri bir imkanları yok.
İkincisi, anonim kelimesi yanlış bir kelime. Anonim üreteninin belli olmadığı şeyler için kullanılır. Çan ise Birinciller tarafından yapılmış. “unknown origin” olarak bahsedilen bilnmeyen köken/nereden geldiğini bilinmeyen/bilmeyen başlagıç olarak çevirilebilir. Anonim daha farklı birşeydir.
Sizin yaptığınız çeviri de benim yaptığım çevirideki bilgiyi aktarmaya çalışıyor diyebiliriz, ama sizin cümleniz kopuk ve anlam havada.
—-
Zaten çevirinize aşağı yukarı buraya kadar dayanabildim ve dediğiniz gibi de açıp başka siteden izledim. Bir önceki temennimi biraz toparlayıp tekrarlayayım;
Ana dilinize ve çeviri yapacağınız dile hakim olana kadar bir daha çeviri yapmamanız dileğiyle.
Ya ben bu bedava dizi izleyip, çevirileri eleştirenlere şaşıyorum. Arkadaşım beğenmiyorsan bas çarpısına git başka yerde izle. Ya da satılıyorsa parasını ver al, TV de izle vs. Parasını mı verdin de laf ediyorsun. Sana ne adam nereden para kazanıyorsa. Bir şekilde bu siteye emek harcıyor, bırak kazansın helal olsun. Daha iyisini yapabiliyorsan kur bir site yap.
Arkadaşlar site tıklandıkça reklamlardan para kazanırken, çevirmende çeviri yaptıkça para kazanıyor. Size bedavaya dizi getirip bide üstüne çeviri yapıyorlar psikolojisinden çıkarmısınız artık. Tabiki eleştirimizi söyleyeceğiz ki, o arkadaşlarda bu hatayı yapmasınlar bidaha. Bazı yerlerde ne dendiği hiç anlaşılmıyordu, olmamıştı; çevirmen arkadaş aceleyle yapmış olabilir, tekrar bakarsa zaten hatalarını kendi de görecektir.
Anlamadığım Deacon ve Cole, 2 kişi halledemeyiz diğerlerini alalım diyorlar; sonra Cassie ve Cole, 2 kişi halletmeye gidiyor ve hallediyor. Hmmm…
Yine de seviyorum bu diziyi, kendimi tutup toplu izlemiştim 3. sezonu ama bunda dayanamadım 6. bölümde başladım izlemeye. Gerçekten izlemesi güzel ve onca olay birbirine bağlı olmasına rağmen, herşeyi çorba yapmadan mantıklı ilerliyorlar. Son olarak Jennifer diyorum ve susuyorum.
joseph campbell’ın röportajından oluşan efsane power of myth belgeseli netflix’te. çevirisiyle eklemeniz mümkün mü? teşekkürler. (sırf bunu rica etmek için üye oldum. bu diziyle ilgisi yok. nereye yazacağımı bilemedim. pardon.)
arkadaşım sen önce türkçe yazmayı öğren. sonra çeviri denetmenlik baş müfettişliğine başvur, sınavı geç ondan sonra yorum yaz. filim mi izliyorsun yoksa hata mı arıyorsun?
Şimdi bir kaç noktayı vurgulamak istiyorum:
1- Dizi çevirmenliği kadrolu, maaşlı bir iş değil. İnsanlar süregelen bir yaşamları varken, bundan zaman ayırıp çevirileri yetiştiriyorlar.
2- Burası sizin aidat ödeyip ya da para verip satın aldığınız/ kiraladığınız bir platform değil. Korsan, kaçak olarak hep birlikte dizi izliyoruz işte.
3- Bir şeyi bu kadar yürekten, ağzını doldura doldura eleştirebilmek için daha iyisini yapabiliyor olmak gerek. Dolayısıyla, hodri meydan. Bir sonraki bölümün çevirisini sizden bekliyoruz.
4- Özveriyle çeviri yetiştiren arkadaşların şevkini ve kalbini kırmak size ne kazandırabilir ki? Çok merak ettim.
Bütün çevirmen arkadaşların emeğine sağlık. Hepinize iyi seyirler
@daphne @sinister para vermiyoruz evet ama site biz tıkladıkça reklamlardan para kazanıyor, babasının hayrına sen izle diye kurmamıslar bu siteyi. Üstüne çevirmenlerde çeviri başına belirli bir ücret alıyorlar. O da bedava çalışmıyor. Yani ne? Bu site üzerinden benim izlememle para kazanıyorlar. Bu durumda benimde kötü çeviriyi eleştirme hakkım var ki gerçekten kötüydü, bazı yerlerde alakasızdı. Siz gelmiş bariz bir gerçeği söyleyen adama yok efendim siteye para ödemiyoruz, yok efendim sen türkçe konuşmayı öğren, yok efendim çevirmenler vakit ayırıyor… Herşey karşılıklı bu dünyada arkadaşlar, sizin için sorun yoksa devam edin, burda adam yeni çevirileri düzgün yapsınlar diye yapıyor bu yorumu. Yanlışlığa ses çıkaranda değil, çıkarana sesi çıkanlarda sorun…
@sinister Acınası patolojik bir vakasın belli. Türkçe öğren diyor bana bir de. Git sitedeki tüm yorumlarımı gez gel bakalım bir imla hatası bulabilecek misin? “FİLİM” diyorsun ya hani, sen daha iyi bilirsin.
@daphne Dizi çevirmenliği para karşılığı yapılan bi’ iş. Kimse babasının hayrına yapmıyor emin olun. Ağzıma ağzıma reklam soktukları sürece, benim izlediğim/tıkladığım reklamdan para kazandıkları sürece çevirinin de iyi olmasını beklerim. Neden? Çünkü çeviri kötü olursa niye bu siteden izleyeyim de reklamlardan para/tıklamalardan hit kazandırayım? Bir sonraki bölümün çevirisi demişsiniz, 20’den fazla oyunun Türkçeye çevirisinde bulundum. Oyunceviri.com olsun DonanimHaberForum olsun bir çok yerde bir çok çeviri grubunda gerek çevirmen gerek tester gerekse checker olarak saatlerimi harcadım. Ama dediğiniz iş mantıklıymış, tuttum bunu, güzel bir iş fikri geldi aklıma, tutarsa teşekkür için uğrarım yine :)
arkadaşım sen önce türkçe yazmayı öğren. sonra çeviri denetmenlik baş müfettişliğine başvur, sınavı geç ondan sonra yorum yaz. filim mi izliyorsun yoksa hata mı arıyorsun?
arkadaşım sen önce türkçe yazmayı öğren. sonra çeviri denetmenlik baş müfettişliğine başvur, sınavı geç ondan sonra yorum yaz. filim mi izliyorsun yoksa hata mı arıyorsun?
Bana türkçe dersi veriyor gelmiş, sanki herhangi bi yerde herhangi bir hatam varmış gibi :) Git sen biraz “FİLİM” izle açılırsın. Çok yorma kafanı belli ki basmıyor :)
Popüler Yorumlar
Profilinizi kurcaladım da biraz, çevirdiğiniz her dizinin altında çeviriden yana yakınanlar bol. Tahmin edebiliyordum zaten. Belli ki eleştiriyi kaldıramayan birisiniz. Eleştirinin iyisi kötüsü olmaz. Eğer ki kaldıramıyorsanız bu işi yapmayın. Yanlış olana yanlış diyoruz, ne şahsınıza ne de yaptığınız işe karşı kötü bir kelime kullanmıyoruz. Araba kullanmaya çalışırken sürekli sağa sola çarpan birine “Öğrenene kadar bir daha araba kullanma” demek kötü bir şey değildir.
Ayrıca çeviri yapmak gibi yazıyla ilgili bir işle uğraşırken, okunabilirliği yüksek tutmanız gerekirken, padişah fermanı gibi bir yazı yazıp da paragraflara ayırmamak da nedir? Sonunda da dediğiniz gibi, harbiden gözlerim kanadı okurken.
Attığınız altyazı dosyasına ihtiyacım yok ama siz işin içine kattınız madem ben de size tek tek yanlışlarınızı göstereyim de belki bilmiş bilmiş yorum yapıp milleti “ahkam kesmek” gibi şeylerle itham etmezsiniz. Belki de “ay go yu go vi go” ingilizcenize bakar utanırsınız. Sırf bunun için dizinin bu bölümünü yan monitörde açtım, bir yandan altyazıyı bir yandan diziyi çeviriye dayanamayıp da kapattığım yere kadar aynı anda takip edeceğim. Bakalım neler çıkacak.
—–
1) Girişten faülsünüz. FRANSA 1940 yazarken virgül kullanmanızı gerektiren bir durum yok. Türkçe konusunda da zayıfsınız demek ki.
2) 00:16 All of you, outside. “Hepiniz çıkın!” değil “Hepiniz dışarı!” olacak. “Now” kısmını çevirmemişsiniz.
3) 01:08 Please, come forward and we will absolve you of this sickness. “Lütfen, öne çık ve biz de seni bu hastalıktan kurtaralım.” olması gereken. Senin çevirini yazmaya ihtiyaç duymuyorum.
4) 01:18 “Hiçbir kötülük yapılmayacak.” ?????? Bir öncekiyle birebir aynı cümleyi kendinize göre aynı anlama gelebilecek bir cümleyle değiştirmişsiniz. Yanlış.
5) 01:24 İki farklı karakterin konuşmasını tek kişiymiş gibi çevirmişsiniz. “No/Hayır” başkasına, “It’s me/Benim” başkasına ait konuşmalar. Yani sizin yaptığınız “Hayır, benim” yanlış bir çeviri. Bu da herhalde dil bilginizin zayıflığından kaynaklı.
6) 01:35 Cesurca davrandın/ Cesurcaydı. Çok cesurcaydı değil. This was brave of you diyor. So brave değil. “Çok” yazmamanız gerekirdi. Ufak evet, ama “Siz bilmiyorsunuz ben biliyorum” tavırlarına giren sensin.
7) 01:46 “We must ensure that everything is perfect./Her şey kusursuz olmalı” değil “Her şeyin kusursuz olmasını sağlamalıyız.” olmalı. Burada her şeyin kusursuz olmasını sağlamak zorunda olan kişi cümleyi söyleyen kişi. Kadının yaptığı bu hareketin bir kusur olmasından dolayı kadını vuruyor. Kusur üreten şey ortadan kalkınca söylediği gibi her şeyin kusursuz olmasını sağlıyor. Olmalı/Sağlanmalı farkı burda bariz. Sağlamalıyız olarak çevirilse kadının vurulacağı direkt anlaşılıyor.
8) 01:57 “İşine devam edecekler” değil “İşinize devam ederken”
9) 02:41 “Here is everything we know” “İşte bildiğimiz herşey/İşte bildiklerimiz” olacak. Yani “Bildiklerimizi anlatayım” yanlış.
10) 02:45 “We are losing this war against the Witness” bu cümleyi nasıl “Tanıklara karşı olan savaşı kaybediyoruz” diye çevirebiliyorsunuz? Madem önünüzde metin var, madem diziyi takip ediyorsunuz nasıl böyle bir hata yapabiliyorsunuz? Tanıklar da kim? Dizide sadece bir adet Tanık var. Ne metinde ne de dizide Katarina konuşurken ağzından “witnesses” diye bir şey çıkmıyor. “Witness/Tanık” nasıl tanıklar oluyor bir açıklayın da ben de aydınlanayım. Daha bir de “Böyle deniyor, yani buradaki yanlış ne?” diye yanlışınızı kapatmaya çalışıyorsunuz kontrol etmeden. Hatanızın hala farkında değilsiniz.
11)02:49 “a weapon forged for us by thosewho understand time best” bunu nasıl sahte bir silah olarak çevirdiniz? Kelimenin anlamını bilmiyordunuz da sözlükten forged karşılığı neyse ilk gördüğünüzü mü yazdınız? Hele hele “Zamanı en iyi anlayan bizler” de neyin nesi? “Zamanı en iyi anlayanlar tarafından bizler için dövülmüş bir silah” olması gerek çeviriyi siz nasıl “Zamanı en iyi anlayan bizler için yapılmış sahte bir silah” olarak çevirebiliyorsunuz? Bunun savunulacak neresi var? Tamamen fiyasko bir çeviri. Daha who/whom bağlantılarını kuramıyorken insanları “i go you go ingilizceleriyle ahkam kesiyorlar” diye itham etmek ne kadar tutarlı, mantıklı?
12) 02:54 “Primaries” olmuş öncelik. Birinciller olacaktı. “Geçmişte bazı yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Diye havada bir çeviri değil “Eski zamanlarda bir yerlerdeki birinciller.” Olarak en uygun çevirilebilir. Çünkü bu cümle bir önceki ve bir sonraki cümleyi birbirine bağlıyor. Bir önceki ve bir sonraki cümlenin baş aktörleri Birinciller. “Bir yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Değil.
13) 03:03 “And they have given us a clue, a riddle to find it” çevirisini “Ve bize ipucu olarak çözmemiz için bilmece bıraktılar.” olarak yapmışsın. Bir fiyasko daha. “Ve onu bulabilmemiz için bize ipucu olarak bir bilmece bıraktılar.” doğru çevirisi. Çünkü Katarina hala 11’de yazdığımız silahtan bahsediyor. 12’de bahsettiğim de 11 ve 13’ü birbirine bağlayan cümle. Baştan savma bir çeviri yapmış olmasanız bunu farkederdiniz. Gece gece çeviri yapıyoruz, yetiştirmeye çalışıyoruz bunun bahanesi değil, çünkü çeviri yapacak kadar ingilizceniz varsa metine ihtiyaç duymadan sadece listening ile burada Katarina’nın neyden bahsettiğini çözüp çevirebilirdiniz.
14) 03:14 “SS’lerin gizli örgütlerinden biri olan Ahnenerbe tarafından keşfedildi.” Diye çevirmişsiniz. Orijinali ise “Discovered by the Ahnenerbe, a pseudoscience division of the SS.”
Pseudoscience ne demek bilmiyorsunuz belli. Anlamına bakma ihtiyacı dahi duymamışsınız. Sallama, yalan, sözde, çakma bilim anlamına gelir. SS’lerin gizli örgütü falan yok burada. Pseudoscience gibi siz de gayet güzel sallamışsınız.
“SS’lerin sözde bilim departmanı Ahnenerbe tarafından bulundu.” Olması gereken çeviri. Discover’ın bu cümledeki dilimiz karşılığı keşfetmek değil bulmaktır. Kazı ile ortaya çıkarılan şeyler dilimizde “bulmak” ile ifade edilir.
15) 03:20 “Tek bir kişinin elindeydi” çevirisi “It came into possession of one man” için yanlış. Bunu “Birisinin evine/mülküne getirildi.” Olarak çevirmeniz gerekirdi. Devam cümlesinde ismin sonuna da iyelik eki ekleyerek anlam bütünlüğünü sağlayabilirdiniz ve çevirinizde de hata olmazdı.
16) 03:29 “This particular manor was seized by Waesch” diye başlayıp devam eden çeviriniz de yanlış. Sizin yaptığınız çeviri “Bu özel yapı Waesch tarafından bazı sebeplerden dolayı Ahnenerbe’lerin topladığı eserlerin sergisinde el konuldu.” Doğrusu ise “Bu özel malikane, Waesh tarafından işgal sırasına Ahnenerbe tarafından toplanan eserleri sergilemek amacıyla ele geçirildi/el konuldu.” olacak. Sizin çevirinizden çıkan anlam ise zaten Almanlara ait olan Ahnenerbe, malikanede sergi yaparken Waesh geliyor malikaneye el koyuyor. Neden? Çünkü burada Ahnenerbe’nin topladığı eserlerin sergileneceği bir gala düzenleyeceğiz. -????????-
Yaptığınız çevirinin ne biçim bir anlam kayması içeridiğini görebiliyorsunuz umarım. Ki çeviriniz doğru dahi olsa cümleniz bozuk, Ahnenerbe mi bazı sebeplerden dolayı eserleri topluyor yoksa Waesch mi bazı sebeplerden dolayı malikaneye el koyuyor belli değil.
17) 03:39 “Çan’ın bilinmeyen kökeninden 1940’ta ortaya çıkana kadar ki belgelenmiş tek durağı bu düzenlenen gala.” olması gereken. Ama sizin çeviriniz “Açılış gecesi düzenledi, Çan 1940 yılına kadar anonim olarak bulunuyordu, elimizde yazılı olarak sadece bu belge var.”
İlk olarak gala büyük gösterişli şölen demektir. Açılış gecesi değil. Siz burada gece olarak çevirmişsiniz –ki gece falan değil- ama dizide bütün olaylar gündüz vakti geçiyor. Katarina, Çan’ın ortaya çıkışından 1940’ta yapılan galaya kadar nerede olduğunun bilinmediğini anlatıyor. 1940’ta yapılan bu galanın da ellerindeki tek yazılı belge olduğunu söylüyor. Çünkü gelecekteler. Yazılı belge harici Çan’ın nerede olduğunu bilebilecekleri bir imkanları yok.
İkincisi, anonim kelimesi yanlış bir kelime. Anonim üreteninin belli olmadığı şeyler için kullanılır. Çan ise Birinciller tarafından yapılmış. “unknown origin” olarak bahsedilen bilnmeyen köken/nereden geldiğini bilinmeyen/bilmeyen başlagıç olarak çevirilebilir. Anonim daha farklı birşeydir.
Sizin yaptığınız çeviri de benim yaptığım çevirideki bilgiyi aktarmaya çalışıyor diyebiliriz, ama sizin cümleniz kopuk ve anlam havada.
—-
Zaten çevirinize aşağı yukarı buraya kadar dayanabildim ve dediğiniz gibi de açıp başka siteden izledim. Bir önceki temennimi biraz toparlayıp tekrarlayayım;
Ana dilinize ve çeviri yapacağınız dile hakim olana kadar bir daha çeviri yapmamanız dileğiyle.
jennefer diyorum…bu kız harika yaaa…
Tüm Yorumlar
kardeşim çevirmen bana konuyu ve diziyi anlamamde engel mi değil her şeyi kelimesi kelimesine beklemeyin . Lale laledir pembe sarı farketmez
jennifer efsanesin.
tamamen saçmalamışsın okumaya bile gerek duymuyorum. Çok biliyorsan al kendin çevir?? Ne verdiniz de ne istiyorsunuz? gerçekten soruyorum para mı verdin? Hizmet denilen şeyi istemen için para vermen gerekir tersi ise gönüllü iştir. Parasını bırak oturduğun yerde çok bilir bir şekilde korsan bir video hakkında ukalalık etmek… :D
@omfgepic kardeşim adamın yaptığı çeviriler yanlış olabilir. Ama bunu hakaret boyutunda belirtemezsin ve yorum kısmına yazmak yerine adama mail atabilirdin. Ha bu arada all of you, outside kısmında hepiniz dışarı ve hepiniz çıkın arasında pek bir fark göremiyorum. 2. si we will absolve you of this sickness kısmında daha kendin yanlış çeviriyorsun bide adama hakaret biçiminde yanlış çevirmişsin diyorsun orda kos koca ”will” var. Sırf sana bu aptallığını yüzüne vurmak için kayıt oldum bu arada
Oradaki will bir koşula bağlı. Öne çıkarsan seni kurtaracağız ile öne çık seni kurtaralım aynı şeyler. Buradaki koşul öne çıkma mevzusu. Koşul gerçekleştiğinde will devreye giriyor. Çeviride bir yanlış yok. İstediğinize sorabilirsiniz.
All of you, outside kısmı hakkında
Yorumlarımın tamamını okumadığınız belli, ki okusanız da anlamadığınız belli, ben bu dizileri ingilizce öğrenmeye çalışan kardeşimle izliyorum. Kulağını geliştirmeye çalışıyorken bildiğini karıştırıyor böyle çeviriler olunca. Durdurup durdurup doğrusunu açıklamakla uğraşınca dizi pert oluyor. Hepsini geçtim, şurdan dizi izleyen çoğu insan dizi iyi bir diziyken çeviriden dolayı diziden bi nane anlamayıp diziyi bırakıyor. Hepiniz dışarı çıkın demek “All of you go outside” demektir. Fill olmayan bir cümleyi, yani isim cümlesini, fiil cümlesi olarak çeviremezsiniz.
Ha niye buradan yazdım da mail atmadım kısmına gelirsek, orası benim keyfime bağlı. Buradan yazdım ve kimseye hakaret de etmedim. Yazdıklarımın neresi hakaret? Bi gösterin diyeyim haklısınız. Ama hakaret olan bi yer yok. Karşısındaki kişi hakkında hiç bir fikri yokken tutup da “ay go yu go” ingilicenizle ahkam kesiyorsunuz diye çarşaf gibi yorum yaparsa ben de açar doldururum buraya. Mail falan da atmam.
Daha “kos koca” de da ayrımını yapamıyorken kendi dilinize hakim değilken başka bir dil hakkında atıp tutumanız da komik.
Dil bilginizi geliştirmeniz dileğiyle ^^
Vesselam.
@omfgepic Kime ne verdin de ne istiyorsun sorumun cevabını verir misin?? Site yönetimine çevirmenlere para mı verdin yoksa başka şey mi de KARŞILIĞINI bekliyorsun?
Ve yorumlarını da okumadım başı hariç çünkü içi boş sadece yazı… Okuyana yazık boşa zaman kaybı.
Resmen egosunu tatmin etmek için oturmuş ugrasmıs ceviri yapmıs.bosver kardes biz memnunuz gayet güzel izliyoruzda anlıyoruzda sen işine bak böyle mallarla ugraşma
Destan yazmaya üşenmedinmi ya o kadar ingilizcen varsa neden türkçe altyazı izliyorsun bizide burda geriyorsun resmen oturmuş diziyi çevirmiş ya.Ego na kurban @omfgepic
Eksik okumasanız keşke :)
“…demişsiniz, ben sizin çevirinizle kardeşimle dizi izlemeye çalışırken durdurup durdurup “bak bu böyle olacak, burayı bağlayamamış, burası yanlış” diye anlatmaktan dizi izleyemiyorum. Sizi yermek veya kötülemek için fırsat kollayıp da “aha bak yanlış yapmış hemen yazayım eheehe” diye beklemiyorum ekranın başında. Siz kimsiniz de sizi karalayacağım yok bi de insanları buna alet edeceğim? Kendinizi acındırıyorsunuz başka birşey değil.”
altyazı çöp, witness 2 s görünce tanıklar diye yapıştırmış HAHAHAHAH
deacon bebeeğğğiimm
ama ben seni 7 ay ( yazıyla yedi ay) önce uyardım hocam… ben “vur dedik öldürdünüz” diyorum
Sanırım çeviri mevzusundan yana bu yorum
Jennifer’ın P!nk – U + Ur Hand’i söylemesi çok iyiydi ^_^
CASSİE O KIYAFETLE GÖRÜPTE TEPKİ VERMEYEN COLE İÇİN GÖREV HERŞEYDEN ÜSTÜNDÜR
Çevirinin saçma sapan olmasıyla ilgili yorumlara katıldığımı söyleyerek başlayayım. Söylene söylene izlemeye devam ettim ama bölüm sonunda okunan “no man is an island” da param parça edilince üşenmeyip üye oldum yorum yapmak için. Çevirmene diyecek çok da birşeyim yok apaçık kötü çeviriyi savunmayıp elden geleni yapıyorum deseydi kafiydi. Benim derdim çok biliyorsan sen yapsaydın, çok biliyorsan altyazısız izle ve zorlayan yok git başka sitede izlecilerle. “Çok biliyorsan altyazısız izle” çok bilmediğim için herşeyi altyazılı izlemeye çalışırım norveç, danimarka, ispanyol yapımşarını bile. Bu sayede hiç bilmediğim dillere bile aşina olurum kendimi geliştiririm. İşin aslı sıkıntı çok bilenler değil bu yorumları yazanlar gibi hiç bilmeyenler için. Hiç birşey anlamadığınız için altyazıda ne yazıyorsa onu anlıyorsunuz ama konu çok farklı, bu nedenle birçok diziyi çok karışık yada zevksiz bulduğunuza ve izlemeyi bıraktığınıza eminim.
Beğenmediysen git başka sitede izle zorlamı izletiyoruzcuları ise insanca sürmesini rica ettiğim minibüs şöförünün beğenmiyosan taksiye bin lan demesine benzetiyorum. Beğenmiyorsam inmeyeceğim sen işini düzgün yapacaksın. Emek veriyorlar saygı gösterinci arkadaşlarsa baya uber çıkınca camlarına emek hırsızlığına hayır yazan taksici tiplemesi. Hangi emek? Müşteri beğenmemek dolandırmak yasa dolaştırmak gibi emekler mi? Aranızda ekmek yapmayı beceremeyen fırından aman emeği çok deyip ekmek alan varsa söylesin de bilelim. Beleşe izleyip de bıkbık mı ediyoruz? Hiç sanmıyorum ruh hastalığı sınırında reklama tıklayıp dizi izlemek için cebelleşiyoruz ve bedelini ödüyoruz.
Lost zamanlarından bir çeviri hatırlarım desmont’ın charlie’ye “charlie duck!” diye bağırdığı sahneyi çevirmen “ördek charlie” diye çevirmişti. Ona da iki laf ettiğimizde çok biliyorsanız kendin yapın demişti.
Uzun lafın kısası bırakın laf kalabalığını, hayata bakışınız “bizde böyle, canın isterse” değil “ya en iyisini yaparım yada hiç yapmam olsun.” (neler diyorum ben burası Türkiye)
Çevirmen berkay saygın’a zamanını verdiği için teşekkür ederim, düşündüğünden daha önemli bir iş yapıyorsun, sen ne kadar gelişirsen altyazından faydalananlar da okadar gelişir. İyi eleştirilerle gaza gelmediğin gibi kötü eleştirilerle de yılmazsın umarım
@omfgepic nick’li arkadaşa üşenmeyip satır satır doğrusunu anlatmaya çalıştığı için teşekkürler
Kardes sende on numara yazmışsın. Sırf merakımdan sormak istedim charlie duck! Ordek charlie demek değilse nedir gerçekten bilmediğim için soruyorum
tamamen saçmalamışsın okumaya bile gerek duymuyorum. Çok biliyorsan al kendin çevir?? Ne verdiniz de ne istiyorsunuz? gerçekten soruyorum para mı verdin? Hizmet denilen şeyi istemen için para vermen gerekir tersi ise gönüllü iştir. Parasını bırak oturduğun yerde çok bilir bir şekilde korsan bir video hakkında ukalalık etmek… :D
Lost izlemedim ama sanırım eğilmekten bahsediyor orada. Kafayı eğmek, eğilmek, çökmek = duck.
jennefer :)
HAİL FÜHRER , TÜRKLERİ SEVERDİ (!)
Savaşın son günlerinde almanyaya savaş açtığımız da pek sevdiğini sanmıyorum :D
Girişteki virgül konusunda diretmek istemiyorum basit birşey olduğu için ama yine de açıklayayım. Virgül, birbiri ardına gelen eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur. Dediğiniz gibi biri yer biri zaman belirtiyor, farklı görevler. Araya virgül konulmaz.
10, 12, 13 net konunun gidişatına etki eden, söylenenden farklı anlamlar barındıran hatalar. En basitinden 10’da Witness gibi basit bir kelimeyi tanıklar olarak çevirip bir de hala üste çıkmaya çalışmanız harbiden komik. Çift s görünce hemen çoğul eki diye yapıştırıyorsanız işimiz var.
Bahsettiğiniz tureng dahi primary’den yana ilk çeviri olarak birincil derken sizin gidip 10. sıradaki öncelikliyi kullanmanız da komik.
14’ten yana ben ne anlatıyorum siz ne anlatıyorsunuz. Division bölünme/dağıtma/ayırma anlamına gelir. X division dediğiniz zaman x bölümü olur. Bölüm ve departman aynı şeylerdir. Orada hala örgüt demenizi gerektiren bişi yokken, hele hele gizli örgün demenizi gerektiren hiç ama hiç birşey yokken sizin tutup pseudoscience kelimesinin tamamen yoksayıp SS’lerin gizli örgütü diye çeviriyorsunuz. Sonra da diyorsunuz ki bunda bir problem yok. Yani hali hazırda normal duran bir cümleyi kafanıza göre değiştirip kelime ekle/çıkar yapıp çevirip bi de buna normal demeniz, bak bu daha da komik. Uzun lafın kısası, örgüt veya gizli örgüt diye birşey geçmiyorken sizin hali kazırdakini çıkartıp kafanıza göre bişi eklemeniz yanlış.
Çeviri yaparken asıl metni evirip çevirip kafanıza göre yorumlayamazsınız. Bu çeviri olmaz.
Bakın hata kavramı nedir size söyleyeyim. Bir çevirinin hatalı olması için illaki anlamı dışına çıkıp saçma olması gerekmez. Wintess gibi bir basit kelimeyi tutup da çoğul olarak çevirirseniz bu hata olur. Now gibi basit bir kelimeyi unutursanız hata olur. Bu çok zor bir olay değil. Altı üstü 3-5 tuşa basacaksınız. Ya da witness olayındaki gibi fazladan 3-5 tuş basamayacaksınız.
Burda dizi izleyen kitlenin %80’in ingilizce seviyesi bir diziyi altyazısız izlemeye yeterli değil. O yüzden çevirinin neresine hata var neresinde ne var görmüyorlar, anlamıyorlar, teşekkür edip geçiyorlar. İyi niyetliler amenna. Ama işin içerisinde olan birisi olarak bu tür şeylerin hata olduğunu ben görüp söyleyebiliyorum. Kabul edin veya etmeyin bu hatadır. Evet hepiniz çıkın ve hepiniz dışarı arasında pek bir anlam farkı olmayabilir, ama bu ne elinizdeki metinle ne de dizide konuşulan şeyle uyuşmuyor, bunun için size müsema gösteremem kusura bakmayın.
Çeviri işi kitaba bağlı kalmaktır. Hele hele 4 sezondur “BİRİNCİLLER” olan bir şeyin “ÖNCELİKLİ” diye çevirilmesi ne yaratıcılıktır ne de doğaçlamadır, fiyaskodur.
Tartışmak isteyin veya istemeyin, kabul edin veya etmeyin, hatalısınız. Biz burada sizin hatalarınızdan konuşuyoruz, siz hala yok egolusunuz yok bilmem ne. Arkadaşım, konu o değil.
Elinizde metin var, karşınızda dizi var ve siz diyorsunuz ki iki kelime değişmiş iki anlam kaymış nolcak canım bunlar çeviri hatası olamaz. Nasıl olamıyorsa.
Siz tartışmak istemiyorsunuz iyi hoş, ama ben daha da yazmayacağım çünkü hatasını kabul etmeyen ve hala hatasında direten birisine laf anlatmaya çalışmak boşa kürek çekmek. Gerçi siz bu sitenin Can Yücel’iydiniz, unutmuşum swh.
Anlayana sivrisinek saz.
Ana dilimi gayet iyi biliyorum merak etmeyin, sizden öğrenecek değilim. Madem bu kadar zahmete girip tek tek açıklama yapmışsınız ben de size tek tek cevap vereyim.
– FRANSA 1940 kısmı hata değildir. Biri yer biri zaman belirtmektedir.
– 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 13, 15 numarada bahsettiklerinizi hata olarak kabul etmem mümkün değil. En basitinden örnek verecek olursam, “Hepiniz çıkın” ile “Hepiniz dışarı” arasında hiçbir fark yok yani hata diye adlandırma şekliniz buysa gerçekten söyleyecek sözüm yok, bence Türkçe’yi öğrenmesi gereken sizsiniz. Mesela 4 numara. “Hiçbir kötülük yapılmayacak” deyip, sonrasında da cümle ikinci kere tekrar ettiği için “Zarar görmeyeceksiniz” demişim. Yani bu numaraları saydığım kısımları daha fazla açıklamak istemiyorum, takdir sizin ve okuyanların. Mesela “primary” sözcüğü için tureng.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Daha bunun gibi şeylerden bahsetmeyeceğim. Yaratıcı olmayı ya da kendinizce uygun gördüğünüzü yapabilmeyi öğrenin, kitaba bağlı kalmayın derim şahsen size.
– 5 numaralı kısımda ufak bir ileri sarma sonucu ve ilk öne çıkan kadının No diyişinin sessizliğinden ve diğer kadınla ses benzerliğinden bu ufak hata ortaya çıkmıştır ki bu sizin için mukaddes bir hata onun fazlasıyla farkındayım. Dil bilgi kaynaklı değil, sizin teknik kısımlarda meydana gelebilecek hataları anlayamama veya öngörememe kapasiteniz.
– 14 numaraya gelelim. Yine tekrarlayayım, ana diline hakim olması gereken sizsiniz. Sözde bilim departmanı olması gerek, örgüt falan yok demişsiniz. Sözdebilim, bilimsel çalışmaların gerektirdiği standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırma ile desteklenmeyen bilgi, metodoloji, inanç ve pratikler bütününe verilen addır. Örgüt ise, ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilattır. Yani bal gibi de örgüt denilebilir. Örgüt denince aklınıza yalnızca silahlı terör örgütleri mi geliyor anlamadım yani nedir? Sizin bilgi kısırlığınız niye benim tercüme hatam oluyor?
-15 numarada bahsettiğiniz konu bir şeyin sahibi olmak, mülke getirmek değil. http://tureng.com/tr/turkce-ingilizce/come%20into%20possession%20of
Hiçbir zaman egolu biri olmadım, olanı da anlamadım. Yorumlarıma bakıp insanların ELEŞTİRİLERİNE verdiğim cevapları okuyabildiyseniz onlara verdiğim cevaplardan da böyle olmadığımı anlarsınız. Şikâyetçi olan kişilere de gayet makul cevaplar verdiğimi de görebilirsiniz. Yorumumda zaten 2 3 hataya rastladığımı ve bunun ardına da ek olarak sizin tabir ettiğiniz gibi bir tercüme olmadığını da izah ettim. 11, 16 ve 17 numarada bahsettikleriniz de zaten bu hatalar. Bunları söylediğiniz için teşekkür ederim, hiç şüpheniz olmasın burada kimse sizin gibi yorum atanlara dahi egolu davranışlar, bilgin bilgin tavırlar sergilemiyor ve teşekkür etmeyi biliyor. Aslında doğru sözü çok geç söylemişsiniz. Anlam kopukluğu yaratabilir demenize bile katılabilirim lâkin 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 13, 15 numarada bahsedilenlere hata diyen biri ne kadar anlayabilir o da şüpheli tabii. Buna bile anlayış gösteririm ama bir daha dizi çevirmeme dileğiyle, berbat, rezalet diye nitelendirdiğiniz şeyler hata başlığı altında yazdıklarınızsa bence hata kavramını kendinizce bir kere daha sorgulayın. Daha fazla da sizinle bu konuda tartışmak istemiyorum. Saygılar.
Yorumu yaptıktan sonra ufak bir iş için bilgisayar başından kalkmıştım, yorumumu düzenleyemediğim için buradan ekleyeyim dedim.
Introya kadar olan kısımda bi dolu hata var. Tamamını yazmadım. İstenirse hepsini yazabilirim tek tek. Yazdıklarım kendi adıma direkt olarak göze çarpan kısımlar. Kurcaladıkça daha fazla hata/yanlış bulacağıma eminim. Çevirinin sadece ilk 4 dakikalık kısmında bulduklarım 30’u geçer ama hepsinin üstünde durma gereği duymadım. Bu propoganda kime ait? , Steps/Basamaklar gibi şeyleri merdiven diye çevirdiğiniz kısımları almadım mesela.
İnsanları yanlışa yönlendirmek veya çeviriyi yapanı karalamak gibi bir amacım yok. Bilip bilmeden sallamayın. Profilimden Person of Interest için yaptığım yorumda çevirmenlere teşekkür ettiğimi de görebilirsiniz. Kendinizi acındırmak yerine kendinizi geliştirmeye çalışın.
Basit bir dil bilgisi kuralını bilmiyor, çoğul eklerinin ne olduğunu bilmiyor, basit bir who/whom bağlantısını yapamıyor, kelimelerin dilimizde karşılıklarını tam olarak bilmiyorken tutup çeviri yapmaya kalkışmak zaten yanlış. İşin can sıkan kısmı yaptığınız yanlışın farkında olmayıp bi de üstüne bilmişlik taslayıp insanlara ithamlarda bulunarak üste çıkmaya çalışmanız.
Kimseyi herhangi bir şeye alet ettiğim ya da kimseyi herhangi bir sebepten karalamaya çalıştığım yok.
Beyaz beyazken tutup da gri diyemem. Cicili bicili yorum beklentiniz varsa bizim de cicili bicili çeviri beklentimiz var. Dil bilip bilmemem, çevirisiz izleyip izleyememem kimseyi alakadar etmez.
Dil öğrenme aşamasında listening geliştirmek isteyen onlarca insan dizi izleyerek bu açığını kapatmaya çalışıyor. Konuşulanla yazılan uymayınca da insanların kafası karışıyor. Bunlardan birisi de kardeşim. Dil öğrenimine katkısı olsun diye başlattığım yabancı dizilerde böyle hatalar olunca çocuk da anlam veremiyor.
— “Yorumu yazarken tam bahsettiğim yerde durdurmuştum” şeklindeki cümlesi bize gösteriyor ki siz dizi izlemeye ya da elinizde geldiğince hata düzeltmeye değil, insanları yermeye ve kötülemeye geliyorsunuz. Çünkü bu niyette olmasanız dizi izlerken şu yorumu yazmak için durdurmazsınız bu açık ve net yani başka söze, kelimeye gerek yok.”–
demişsiniz, ben sizin çevirinizle kardeşimle dizi izlemeye çalışırken durdurup durdurup “bak bu böyle olacak, burayı bağlayamamış, burası yanlış” diye anlatmaktan dizi izleyemiyorum. Sizi yermek veya kötülemek için fırsat kollayıp da “aha bak yanlış yapmış hemen yazayım eheehe” diye beklemiyorum ekranın başında. Siz kimsiniz de sizi karalayacağım yok bi de insanları buna alet edeceğim? Kendinizi acındırıyorsunuz başka birşey değil.
Profilinizi kurcaladım da biraz, çevirdiğiniz her dizinin altında çeviriden yana yakınanlar bol. Tahmin edebiliyordum zaten. Belli ki eleştiriyi kaldıramayan birisiniz. Eleştirinin iyisi kötüsü olmaz. Eğer ki kaldıramıyorsanız bu işi yapmayın. Yanlış olana yanlış diyoruz, ne şahsınıza ne de yaptığınız işe karşı kötü bir kelime kullanmıyoruz. Araba kullanmaya çalışırken sürekli sağa sola çarpan birine “Öğrenene kadar bir daha araba kullanma” demek kötü bir şey değildir.
Ayrıca çeviri yapmak gibi yazıyla ilgili bir işle uğraşırken, okunabilirliği yüksek tutmanız gerekirken, padişah fermanı gibi bir yazı yazıp da paragraflara ayırmamak da nedir? Sonunda da dediğiniz gibi, harbiden gözlerim kanadı okurken.
Attığınız altyazı dosyasına ihtiyacım yok ama siz işin içine kattınız madem ben de size tek tek yanlışlarınızı göstereyim de belki bilmiş bilmiş yorum yapıp milleti “ahkam kesmek” gibi şeylerle itham etmezsiniz. Belki de “ay go yu go vi go” ingilizcenize bakar utanırsınız. Sırf bunun için dizinin bu bölümünü yan monitörde açtım, bir yandan altyazıyı bir yandan diziyi çeviriye dayanamayıp da kapattığım yere kadar aynı anda takip edeceğim. Bakalım neler çıkacak.
—–
1) Girişten faülsünüz. FRANSA 1940 yazarken virgül kullanmanızı gerektiren bir durum yok. Türkçe konusunda da zayıfsınız demek ki.
2) 00:16 All of you, outside. “Hepiniz çıkın!” değil “Hepiniz dışarı!” olacak. “Now” kısmını çevirmemişsiniz.
3) 01:08 Please, come forward and we will absolve you of this sickness. “Lütfen, öne çık ve biz de seni bu hastalıktan kurtaralım.” olması gereken. Senin çevirini yazmaya ihtiyaç duymuyorum.
4) 01:18 “Hiçbir kötülük yapılmayacak.” ?????? Bir öncekiyle birebir aynı cümleyi kendinize göre aynı anlama gelebilecek bir cümleyle değiştirmişsiniz. Yanlış.
5) 01:24 İki farklı karakterin konuşmasını tek kişiymiş gibi çevirmişsiniz. “No/Hayır” başkasına, “It’s me/Benim” başkasına ait konuşmalar. Yani sizin yaptığınız “Hayır, benim” yanlış bir çeviri. Bu da herhalde dil bilginizin zayıflığından kaynaklı.
6) 01:35 Cesurca davrandın/ Cesurcaydı. Çok cesurcaydı değil. This was brave of you diyor. So brave değil. “Çok” yazmamanız gerekirdi. Ufak evet, ama “Siz bilmiyorsunuz ben biliyorum” tavırlarına giren sensin.
7) 01:46 “We must ensure that everything is perfect./Her şey kusursuz olmalı” değil “Her şeyin kusursuz olmasını sağlamalıyız.” olmalı. Burada her şeyin kusursuz olmasını sağlamak zorunda olan kişi cümleyi söyleyen kişi. Kadının yaptığı bu hareketin bir kusur olmasından dolayı kadını vuruyor. Kusur üreten şey ortadan kalkınca söylediği gibi her şeyin kusursuz olmasını sağlıyor. Olmalı/Sağlanmalı farkı burda bariz. Sağlamalıyız olarak çevirilse kadının vurulacağı direkt anlaşılıyor.
8) 01:57 “İşine devam edecekler” değil “İşinize devam ederken”
9) 02:41 “Here is everything we know” “İşte bildiğimiz herşey/İşte bildiklerimiz” olacak. Yani “Bildiklerimizi anlatayım” yanlış.
10) 02:45 “We are losing this war against the Witness” bu cümleyi nasıl “Tanıklara karşı olan savaşı kaybediyoruz” diye çevirebiliyorsunuz? Madem önünüzde metin var, madem diziyi takip ediyorsunuz nasıl böyle bir hata yapabiliyorsunuz? Tanıklar da kim? Dizide sadece bir adet Tanık var. Ne metinde ne de dizide Katarina konuşurken ağzından “witnesses” diye bir şey çıkmıyor. “Witness/Tanık” nasıl tanıklar oluyor bir açıklayın da ben de aydınlanayım. Daha bir de “Böyle deniyor, yani buradaki yanlış ne?” diye yanlışınızı kapatmaya çalışıyorsunuz kontrol etmeden. Hatanızın hala farkında değilsiniz.
11)02:49 “a weapon forged for us by thosewho understand time best” bunu nasıl sahte bir silah olarak çevirdiniz? Kelimenin anlamını bilmiyordunuz da sözlükten forged karşılığı neyse ilk gördüğünüzü mü yazdınız? Hele hele “Zamanı en iyi anlayan bizler” de neyin nesi? “Zamanı en iyi anlayanlar tarafından bizler için dövülmüş bir silah” olması gerek çeviriyi siz nasıl “Zamanı en iyi anlayan bizler için yapılmış sahte bir silah” olarak çevirebiliyorsunuz? Bunun savunulacak neresi var? Tamamen fiyasko bir çeviri. Daha who/whom bağlantılarını kuramıyorken insanları “i go you go ingilizceleriyle ahkam kesiyorlar” diye itham etmek ne kadar tutarlı, mantıklı?
12) 02:54 “Primaries” olmuş öncelik. Birinciller olacaktı. “Geçmişte bazı yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Diye havada bir çeviri değil “Eski zamanlarda bir yerlerdeki birinciller.” Olarak en uygun çevirilebilir. Çünkü bu cümle bir önceki ve bir sonraki cümleyi birbirine bağlıyor. Bir önceki ve bir sonraki cümlenin baş aktörleri Birinciller. “Bir yerlerde bir zaman öncelik olanlar.” Değil.
13) 03:03 “And they have given us a clue, a riddle to find it” çevirisini “Ve bize ipucu olarak çözmemiz için bilmece bıraktılar.” olarak yapmışsın. Bir fiyasko daha. “Ve onu bulabilmemiz için bize ipucu olarak bir bilmece bıraktılar.” doğru çevirisi. Çünkü Katarina hala 11’de yazdığımız silahtan bahsediyor. 12’de bahsettiğim de 11 ve 13’ü birbirine bağlayan cümle. Baştan savma bir çeviri yapmış olmasanız bunu farkederdiniz. Gece gece çeviri yapıyoruz, yetiştirmeye çalışıyoruz bunun bahanesi değil, çünkü çeviri yapacak kadar ingilizceniz varsa metine ihtiyaç duymadan sadece listening ile burada Katarina’nın neyden bahsettiğini çözüp çevirebilirdiniz.
14) 03:14 “SS’lerin gizli örgütlerinden biri olan Ahnenerbe tarafından keşfedildi.” Diye çevirmişsiniz. Orijinali ise “Discovered by the Ahnenerbe, a pseudoscience division of the SS.”
Pseudoscience ne demek bilmiyorsunuz belli. Anlamına bakma ihtiyacı dahi duymamışsınız. Sallama, yalan, sözde, çakma bilim anlamına gelir. SS’lerin gizli örgütü falan yok burada. Pseudoscience gibi siz de gayet güzel sallamışsınız.
“SS’lerin sözde bilim departmanı Ahnenerbe tarafından bulundu.” Olması gereken çeviri. Discover’ın bu cümledeki dilimiz karşılığı keşfetmek değil bulmaktır. Kazı ile ortaya çıkarılan şeyler dilimizde “bulmak” ile ifade edilir.
15) 03:20 “Tek bir kişinin elindeydi” çevirisi “It came into possession of one man” için yanlış. Bunu “Birisinin evine/mülküne getirildi.” Olarak çevirmeniz gerekirdi. Devam cümlesinde ismin sonuna da iyelik eki ekleyerek anlam bütünlüğünü sağlayabilirdiniz ve çevirinizde de hata olmazdı.
16) 03:29 “This particular manor was seized by Waesch” diye başlayıp devam eden çeviriniz de yanlış. Sizin yaptığınız çeviri “Bu özel yapı Waesch tarafından bazı sebeplerden dolayı Ahnenerbe’lerin topladığı eserlerin sergisinde el konuldu.” Doğrusu ise “Bu özel malikane, Waesh tarafından işgal sırasına Ahnenerbe tarafından toplanan eserleri sergilemek amacıyla ele geçirildi/el konuldu.” olacak. Sizin çevirinizden çıkan anlam ise zaten Almanlara ait olan Ahnenerbe, malikanede sergi yaparken Waesh geliyor malikaneye el koyuyor. Neden? Çünkü burada Ahnenerbe’nin topladığı eserlerin sergileneceği bir gala düzenleyeceğiz. -????????-
Yaptığınız çevirinin ne biçim bir anlam kayması içeridiğini görebiliyorsunuz umarım. Ki çeviriniz doğru dahi olsa cümleniz bozuk, Ahnenerbe mi bazı sebeplerden dolayı eserleri topluyor yoksa Waesch mi bazı sebeplerden dolayı malikaneye el koyuyor belli değil.
17) 03:39 “Çan’ın bilinmeyen kökeninden 1940’ta ortaya çıkana kadar ki belgelenmiş tek durağı bu düzenlenen gala.” olması gereken. Ama sizin çeviriniz “Açılış gecesi düzenledi, Çan 1940 yılına kadar anonim olarak bulunuyordu, elimizde yazılı olarak sadece bu belge var.”
İlk olarak gala büyük gösterişli şölen demektir. Açılış gecesi değil. Siz burada gece olarak çevirmişsiniz –ki gece falan değil- ama dizide bütün olaylar gündüz vakti geçiyor. Katarina, Çan’ın ortaya çıkışından 1940’ta yapılan galaya kadar nerede olduğunun bilinmediğini anlatıyor. 1940’ta yapılan bu galanın da ellerindeki tek yazılı belge olduğunu söylüyor. Çünkü gelecekteler. Yazılı belge harici Çan’ın nerede olduğunu bilebilecekleri bir imkanları yok.
İkincisi, anonim kelimesi yanlış bir kelime. Anonim üreteninin belli olmadığı şeyler için kullanılır. Çan ise Birinciller tarafından yapılmış. “unknown origin” olarak bahsedilen bilnmeyen köken/nereden geldiğini bilinmeyen/bilmeyen başlagıç olarak çevirilebilir. Anonim daha farklı birşeydir.
Sizin yaptığınız çeviri de benim yaptığım çevirideki bilgiyi aktarmaya çalışıyor diyebiliriz, ama sizin cümleniz kopuk ve anlam havada.
—-
Zaten çevirinize aşağı yukarı buraya kadar dayanabildim ve dediğiniz gibi de açıp başka siteden izledim. Bir önceki temennimi biraz toparlayıp tekrarlayayım;
Ana dilinize ve çeviri yapacağınız dile hakim olana kadar bir daha çeviri yapmamanız dileğiyle.
Çevirmen arkadaşı eleştirenlere sesleniyorum. Madem o kadar yabancı dilin var git orijinal dil izle alt yazılı izleme !!
Ya ben bu bedava dizi izleyip, çevirileri eleştirenlere şaşıyorum. Arkadaşım beğenmiyorsan bas çarpısına git başka yerde izle. Ya da satılıyorsa parasını ver al, TV de izle vs. Parasını mı verdin de laf ediyorsun. Sana ne adam nereden para kazanıyorsa. Bir şekilde bu siteye emek harcıyor, bırak kazansın helal olsun. Daha iyisini yapabiliyorsan kur bir site yap.
Arkadaşlar site tıklandıkça reklamlardan para kazanırken, çevirmende çeviri yaptıkça para kazanıyor. Size bedavaya dizi getirip bide üstüne çeviri yapıyorlar psikolojisinden çıkarmısınız artık. Tabiki eleştirimizi söyleyeceğiz ki, o arkadaşlarda bu hatayı yapmasınlar bidaha. Bazı yerlerde ne dendiği hiç anlaşılmıyordu, olmamıştı; çevirmen arkadaş aceleyle yapmış olabilir, tekrar bakarsa zaten hatalarını kendi de görecektir.
Yine de seviyorum bu diziyi, kendimi tutup toplu izlemiştim 3. sezonu ama bunda dayanamadım 6. bölümde başladım izlemeye. Gerçekten izlemesi güzel ve onca olay birbirine bağlı olmasına rağmen, herşeyi çorba yapmadan mantıklı ilerliyorlar. Son olarak Jennifer diyorum ve susuyorum.
diğerleri derken cassie ve memiklerini kastetmiş demekki :)
joseph campbell’ın röportajından oluşan efsane power of myth belgeseli netflix’te. çevirisiyle eklemeniz mümkün mü? teşekkürler. (sırf bunu rica etmek için üye oldum. bu diziyle ilgisi yok. nereye yazacağımı bilemedim. pardon.)
Sayfanın en altında iletişim diye yazıyor -___-” Gerçi onu daha çok telif için koymuşlar, ama yine de buraya yazmandan daha etkili olacağı kesin…
jennifer kadının dibisin :) cass.in sahnesi şahaneydi
Jennifer :)
Yorumu yazarken tam bahsettiğim yerde durdurmuştum, iyi de olmuş durduğum. Berbat bir çeviri. Bi daha dizi çevimemeniz dileğiyle.
arkadaşım sen önce türkçe yazmayı öğren. sonra çeviri denetmenlik baş müfettişliğine başvur, sınavı geç ondan sonra yorum yaz. filim mi izliyorsun yoksa hata mı arıyorsun?
Şimdi bir kaç noktayı vurgulamak istiyorum:
1- Dizi çevirmenliği kadrolu, maaşlı bir iş değil. İnsanlar süregelen bir yaşamları varken, bundan zaman ayırıp çevirileri yetiştiriyorlar.
2- Burası sizin aidat ödeyip ya da para verip satın aldığınız/ kiraladığınız bir platform değil. Korsan, kaçak olarak hep birlikte dizi izliyoruz işte.
3- Bir şeyi bu kadar yürekten, ağzını doldura doldura eleştirebilmek için daha iyisini yapabiliyor olmak gerek. Dolayısıyla, hodri meydan. Bir sonraki bölümün çevirisini sizden bekliyoruz.
4- Özveriyle çeviri yetiştiren arkadaşların şevkini ve kalbini kırmak size ne kazandırabilir ki? Çok merak ettim.
Bütün çevirmen arkadaşların emeğine sağlık. Hepinize iyi seyirler
@daphne @sinister para vermiyoruz evet ama site biz tıkladıkça reklamlardan para kazanıyor, babasının hayrına sen izle diye kurmamıslar bu siteyi. Üstüne çevirmenlerde çeviri başına belirli bir ücret alıyorlar. O da bedava çalışmıyor. Yani ne? Bu site üzerinden benim izlememle para kazanıyorlar. Bu durumda benimde kötü çeviriyi eleştirme hakkım var ki gerçekten kötüydü, bazı yerlerde alakasızdı. Siz gelmiş bariz bir gerçeği söyleyen adama yok efendim siteye para ödemiyoruz, yok efendim sen türkçe konuşmayı öğren, yok efendim çevirmenler vakit ayırıyor… Herşey karşılıklı bu dünyada arkadaşlar, sizin için sorun yoksa devam edin, burda adam yeni çevirileri düzgün yapsınlar diye yapıyor bu yorumu. Yanlışlığa ses çıkaranda değil, çıkarana sesi çıkanlarda sorun…
@sinister Acınası patolojik bir vakasın belli. Türkçe öğren diyor bana bir de. Git sitedeki tüm yorumlarımı gez gel bakalım bir imla hatası bulabilecek misin? “FİLİM” diyorsun ya hani, sen daha iyi bilirsin.
@daphne Dizi çevirmenliği para karşılığı yapılan bi’ iş. Kimse babasının hayrına yapmıyor emin olun. Ağzıma ağzıma reklam soktukları sürece, benim izlediğim/tıkladığım reklamdan para kazandıkları sürece çevirinin de iyi olmasını beklerim. Neden? Çünkü çeviri kötü olursa niye bu siteden izleyeyim de reklamlardan para/tıklamalardan hit kazandırayım? Bir sonraki bölümün çevirisi demişsiniz, 20’den fazla oyunun Türkçeye çevirisinde bulundum. Oyunceviri.com olsun DonanimHaberForum olsun bir çok yerde bir çok çeviri grubunda gerek çevirmen gerek tester gerekse checker olarak saatlerimi harcadım. Ama dediğiniz iş mantıklıymış, tuttum bunu, güzel bir iş fikri geldi aklıma, tutarsa teşekkür için uğrarım yine :)
@Northern_helm Doğruya doğru.
“Tanıklara karşı olsan savaş”
Du bakalım daha neler göreceğiz. Evlere şenlik çevirilere devam.
arkadaşım sen önce türkçe yazmayı öğren. sonra çeviri denetmenlik baş müfettişliğine başvur, sınavı geç ondan sonra yorum yaz. filim mi izliyorsun yoksa hata mı arıyorsun?
arkadaşım sen önce türkçe yazmayı öğren. sonra çeviri denetmenlik baş müfettişliğine başvur, sınavı geç ondan sonra yorum yaz. filim mi izliyorsun yoksa hata mı arıyorsun?
Bana türkçe dersi veriyor gelmiş, sanki herhangi bi yerde herhangi bir hatam varmış gibi :) Git sen biraz “FİLİM” izle açılırsın. Çok yorma kafanı belli ki basmıyor :)
jennefer diyorum…bu kız harika yaaa…
gerçekten harika bir dizi senaryosu ve kurgusu cidden çok iyi işleniyor
aynı anda hem güldürüp hemde ağlatabiliyor olmasıda cabası…
Hahah Jennifer Dünyayı Kurtardı
Valla ben belirgin bir hataya rastlamadım. Çöp falan değil, gayet iyi anladım bölümü .